20~ Arkadaş?

5K 664 343
                                    

Lütfen beğenip yorum yapmayı unutmayın. Kontrol edecek zamanım olmadı, yanlışım varsa affedin lütfen. İyi okumalar!

20. Bölüm

Medya şarkısı: Halsey- Alanis' Interlude (Türkçe çeviri)

Oturduğumuz masada ufak bir sessizlik olsa bile, bu sessizlik hiç rahatsız edici değildi. Daha çok samimi bir konuşmaya zemin hazırlayan, sakin bir sessizlik gibiydi ve Bay Jeon ile yediğim hiçbir yemek sırasında böyle hissetmediğim gerçeği gerilmeme neden oluyordu. Normalde başköşeye oturan Bay Jeon, bu seferlik orayı es geçip, çoğunlukla benim oturduğum sandalyenin karşısına geçmeyi tercih etmişti. Ben de her zamanki yerime oturmuştum. Jimin benim yanımda, Yoongi de Jimin'in karşısında, yani Bay Jeon'un yanına oturmuştu. Bay Jeon'un hazırladığı yemeği yiyorduk ve söylemeliydim ki cidden çok yetenekli bir aşçıydı. Bunun arkasında bir restoran zincirine sahip olması da olabilirdi fakat yine de evde sadece evdeki çalışanlar yemek yaptığı için Bay Jeon'un elinden ilk defa yiyordum ve tek kelimeyle harika yapmıştı.

Önümdeki küp küp doğranmış ciğere çatalımı hafifçe bastırıp ağzıma götürürken gözlerim Jimin ve Yoongi ikilisine kaydı. Az önce Yoongi'nin tabağındaki ciğerin yanına konulan küp patatesleri Jimin'in tabağına koyduğunu görmüştüm. Aynı şekilde Jimin de ciğerlerini Yoongi'nin tabağına koymuştu ve birbirlerine fazlasıyla samimi ve sevgi dolu diyebileceğim gülümsemelerle karşılık vermişlerdi. Çok şirin bir çiftlerdi ve onlara bakarken istemsizce gülümsemekten kendimi alamıyordum. Belki de bu olayların hepsi sonlandığında ben de kendime, onların ki gibi bir ilişki yaşayabileceğim birini bulabilirdim. Gerçi, daha yarına çıkabileceğim kesin değilken ve yaptığım cinayetlerin ortaya çıkması gibi bir ihtimal varken geleceğe dair büyük hayaller kurmam ne kadar doğruydu bilmiyordum. Düşündüğüm şeylerin yüzüme bir tokat gibi çarparak, tozlar halinde havaya dağılması kesinlikle beni büyük oranda yıkardı. Özellikle de bu hayallerimin içinde Jiyeon'un sağlığına tamamen kavuşması varken, bunun gerçekleşmemesinin beni Werther'in yaşadığı sona götürmesi kaçınılmaz bir sonuç olurdu.

" Hyuna'yı öldürtmüşsün," diyen Yoongi'nin sorgulayan sesi düşüncelerimin dağılmasını sağlarken ne kadar süredir çatalımla oynadığımı bilmediğim patatesi serbest bırakıp, çatalımı tabağımın kenarına koydum ve tabağımın kenarında duran kadehi elime aldım. Bay Jeon her zamanki favorisi olan kırmızı şarabın masada yer etmesini yine atlamamıştı. Kesinlikle bu içeceğe karşı bir takıntılığı vardı.

Bay Jeon tabağının yanındaki üçgen şeklinde katlanmış peçeteyi eline alıp dudaklarının çevresini nazikçe silip masanın üstüne bıraktı ve yanında oturan Yoongi'ye döndü. " Bunun eninde sonunda olacak bir şey olduğunu biliyorsun." Ses tonu düzdü fakat sert değildi. Karşısındaki kişiye ters bir tepki vermeyi değil de, bariz belli olan bir şeyi vurgulamak ister gibiydi. Eğer bu cümleyi Yoongi gibi sorgu dolu bir sesle ben sorsaydı karşılaşacağım tepki kesinlikle bu olmazdı. Bu ayrıntının beni rahatsız ettiğini hissederken yüzümü kırıştırmamak için şaraptan ufak bir yudum aldım.

" Biliyordum fakat bu kadar çabuk olacağını düşünmemiştim," dedi Yoongi de en az Bay Jeon kadar düz bir ses tonuyla. Ardından bakışları bana döndüğünde kadehi dudaklarımdan çekip masanın üstüne koydum fakat şarabın ince gövdesini kavrayan parmaklarımı geri çekmedim. " Sanırım bu görevi sen tamamlamışsın."

Onun bu cümlesini kafamı sallayarak onaylasam da aynı zamanda dile getirme ihtiyacı hissedip " Evet," diyerek karşılık verdim. Bay Jeon hariç birileriyle işlediğim bir cinayet hakkında konuşmak gerilmeme neden oluyordu. Her an yaptığım şeyler için beni suçlayabilirlermiş gibi hissediyordum- ki bunu yapmaları çok da yanlış olmazdı. Yaptığım şeylerin tüm suçu ben de olmasa da sırf kardeşimin canı için birçok kişinin canını almayı kabul eden kişi bendim.

Nightmare / VKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin