15~ Sarhoş

6.8K 790 495
                                    

Lütfen beğenip yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar!

Medya şarkısı: Youtube'da şarkı dinlerken aniden karşıma çıktığında 'Ey gidi eeeeey' dememe neden olan Perfect Man- Bts cover

15. Bölüm

Elimde kahvemle camekândaki sandalyede otururken gecenin delici sessizliği, zihnime dinlenmesi için sonunda şans veriyordu. Şakaklarımdaki ağrının geçmediği yetmezmiş gibi, yine bir kâbus sonrasında olduğum için hala tamamen kendime gelememiştim. Sert ve şekersiz kahve dahi zihnimdeki bulanıklığı açamıyordu ve ben ne kadar yıprandığımın ancak farkına varabiliyordum. Bu sessizliğin içinde tüm hücrelerimi ayağa kaldıran, beynimin en ücra köşelerinden yükselen çığlıklar bana artık yorulduğumu bağırarak söylüyorlardı.

Sıkıntı dolu bir nefes verip soğumaya yüz tutmuş kahvemden bir yudum daha aldım. Saat yüksek ihtimalle 4 veya 5'ti. Saat 3'te anca uyuyabildiğimi düşünürsek yine verimli bir uyku alamamıştım fakat artık alışkanlık olmuştu. Bir saat uyumuş olmam bile yeterliydi. En azından sıfır uyku ile bir yerlerde yığılıp kalmamı engellerdim.

Bay Jeon ile Jackson'ın ailesiyle yaptığımız yemekten saat 1 gibi dönmüştük. Bu yemeğin amacını kesinlikle kavrayamamıştım. Daha doğrusu Jackson'a Bay Jeon'un benim babam olduğunu kesinleştirebilmesini sağlamakla yeterli kalacak bir yemek olduğunu düşünmüyordum. O Jeon Jungkook'tu. Bir plan yaptığında sadece bir şeyi amaçlamazdı. Bunu yapmasının arkasında kendi çıkarlarıyla alakalı bir şeyler de olduğundan adımın Taehyung olduğu kadar emindim fakat Bay Jeon anlatana kadar ne olduğunu anlayamayacağımı da biliyordum. Kapalı bir kutu tamlamasını Bay Jeon için kullanamıyordum çünkü o sadece kapalı bir kutu olmayı geçmişti. Da Vinci'nin Şifresi dahi Bay Jeon'un düşünceleri ve planları kadar karışık değildi. Ben ise kesinlikle bunlar arasında kaybolmayı göze alamıyordum çünkü Bay Jeon'u anlamlandırmaya çalışmaya alışmak benim sonum olurdu. Ona dair hiçbir şeye alışmak istemiyordum, bu her türlü şeyde de geçerliydi. Eğer alışırsam giderken zorluk çekerdim ve gitmek zorundayken önüme çıkacak engelleri daha şimdiden önüme koyarsam zorluk çekerdim. Tek dileğim Jiyeon ile sağlıklı ve mutlu bir hayattı. Bunu kendi ellerimle mahvedemezdim.

Kahvemin üzerinde tutan cılız duman tamamen kaybolduğunda bakışlarımı kahvenin üzerinden çekip dakikalardır sırtımda hissettiğim yanma hissinin sahibini öğrenmek için omzumun üstünden camekânın camdan kapısına baktım. Bay Jeon'un yatarken üstüne bir şey giymeme alışkanlığına artık alıştığım için çıplak gövdesi şaşırmamı sağlamadı. Siyah gözlerine boş boş baktığım birkaç saniyeden sonra tekrar önüme dönüp buz gibi olan kahvemden bir yudum daha aldım. Normal bir zamanda işkence etseler bile soğuk kahve içmezdim çünkü tadı tam anlamıyla felaketti fakat kafam o kadar doluydu ki içtiğim kahvenin tadını aldığımdan bile emin değildim.

Önce cam kapının demir kolunun hareket ettiğine dair olan ses doldurdu kulaklarımı. Ardından kapının kapanma sesi. Kahvemi önümdeki yuvarlak masanın üzerine koyduğumda artık sahiplendiğim siyah renkli kahve kupasının yanında Bay Jeon'un siyah renkli fakat beyaz benekleri olan kupasını gördüm. Bu kupanın neden Bay Jeon'un evinde bulunduğunu hala tam anlamış değildim. Bir erkek yerine kadının kullanacağı bardak gibi duruyordu ve Bay Jeon gibi birinin böyle bir bardağı kullanması fazlasıyla garipti.

Elindeki kupanın içinde kahve olmasına rağmen Bay Jeon'dan yoğun bir viski kokusu geliyordu. Hareketleri sarhoş gibi durmuyor olsa bile viski gibi ağır bir alkolün üstüne sinmesine neden olacak kadar içtiğine göre kesinlikle zihni sarhoş olmuştu.

" Yine kâbus mu gördün?" Sessiz kalıp boynumu geriye yaslayıp cam tavandan görünen yıldızlara baktım. Kâbus gördüğümü ona hiç söylememiştim ama yüksek ihtimalle sayıklamalarımı duymuştu veya beni sürekli bu saatlerde uyanık gördüğü için çıkarım yapmış da olabilirdi.

Nightmare / VKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin