23~ Mor Gözaltları

5.3K 714 677
                                    

Lütfen beğenip yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar!

Bölüm şarkısı: Jackson Wang- 100 Ways

23. Bölüm

Arabanın içinde aşırı derecede rahatsız eden bir sessizlik hüküm sürerken, kendimi sevgilimi aldatırken yakalanmış gibi hissetmekten geri alamıyordum. Üstelik Jungkook da bu şekilde hissetmemem için hiçbir yardımda bulunmuyor, tam tersine direksiyonu sıkıca saran parmakları ve çatılı kaşları ile daha da gerilmeme neden oluyordu. Yine de bu sessizliği bozan kişi olmak istemeyerek, Jungkook konuşana kadar bu şekilde kalmayı daha uygun gördüm.

Yaklaşık yarım saatin ardından Jungkook arabayı durdurduğunda hala bir şey dememiş olması, diyeceği şeyleri eve sakladığını düşünmeme neden olmuştu. Fakat bu teorimin çürümesi camdan baktığım anda gerçekleşmişti. Evde değildik, fazlasıyla büyük bir şirketin önünde duruyorduk ve şirketin dışında bulunan büyük tabelanın üzerindeki PaOn Şirketi yazısı her şeyi biraz daha anlaşılır hale getirse de hala neden burada olduğumuzu anlamamıştım.

Jungkook arabasını durdurduktan sonra kemerini çıkardı, arabanın anahtarını da aldı ve seri bir hareketle arabadan indi. Bana herhangi bir şey dememiş olsa da arabada beklemenin saçma olacağına karar verip onun arkasından ben de indim. Bu süre boyunca aramızda hiçbir konuşma geçmemişti. Hala sessizliğini korumaya devam ediyor olan Jungkook, arabasının anahtarını güvenlik görevlisi olduğunu düşündüğüm kişiye verip şirketin otomatik kapısına doğru yürümeye başladı. Ben de uzun süredir süregelen sessizliğimizden sıkılmış olsam bile onun peşine takıldım.

Yanlış bir şey yapmamıştım, hatta ben bir şey yapmamıştım bile! Jackson'ın beni öpmesi o kadar beklenmedikti ki sadece dudaklarımız temas etmiş olduğu halde, bir süre şoktan tepki dahi verememiştim. Tamam, bugün Jackson'ın bana karşı bir şeyler hissettiğini anlamaya başlamıştım -ki anlamamak salaklık olurdu- ama yine de aniden beni öpmesi -üstelik Jungkook'un karşısında öpmesi- beni de şaşırtmıştı. Jackson geri çekildiği zaman ona attığım şaşkınlık dolu bakışlara ufak bir tebessüm ile karşılık vermiş ve ardından hiçbir şey demeden yanımızdan uzaklaşmıştı. Ben ise dehşete düşmüş ifademle Jungkook'un arabasına binmek dışında bir şey yapamamıştım.

Jungkook'un bu konuda bir şeyler söyleyeceğinden emindim ama hala sessiz kalması beni düşündürmüyor değildi. Umursamadığını düşünemiyordum çünkü daha az önce, arabanın direksiyonunu yerinden söküp kafama geçirecekmiş gibi bir hali vardı. Üstelik yüzüme bir saniye bile bakmamıştı. Normalde hiçbir şekilde umursamayacağım bu ayrıntı şu an fazlasıyla rahatsız edici gelmeye başlamıştı. Herhangi bir tepki vermesini istiyordum. Kızması veya bağırması sorun değildi çünkü bunları, şu an büründüğü ürkütücü sessizliğe tercih ederdim.

Jungkook onu girişte karşılayan sekretere ufak bir bakış atmakla yetinip asansöre doğru ilerlediğinde selam verdiği için hafifçe eğilen sekreter doğruldu ve benimle göz göze geldi. Gözleri kocaman olurken düşecek gibi oldu fakat son anda dengesini sağlayıp arkaya doğru bir adım attı. Kadın sekreterin üzerinde duran bakışlarımı sekreterin sağlığı önümden yürüyen Jungkook'un sırtına çevirdim. Bu çeşit tepkilere fazlasıyla alıştığım için herhangi bir yüz ifadesi bile yapamıyordum. Hala tamamen esmer rengine kavuşamamış tenim, morluğundan vazgeçemeyen gözaltlarım ve yeni uyandığım için dağıldığına dair yemin edebileceğim sarı saçlarımla birilerinin ilgisini çekebilmem komikti.

Jungkook ile birlikte asansöre bindiğimizde, bizden önce asansöre binen kişiler Jungkook'a eğilerek selam verdiler fakat Jungkook az önceki sekretere yaptığı gibi onları umursamadı. Bu her zaman yaptığı bir şey olmalı ki çalışanlar hiç garipsemediler ve Jungkook yüzünü asansör kapısına çevirdiğinde dik pozisyona geldiler. Gözlerim dikkatle üzerlerinde dolaşırken bana bakışları değen hepsinin şaşkınlıkla duraksamasına sırıtma isteğimi bastırdım ve Jungkook gibi yüzümü asansör kapısına çevirdim. Asansör her durduğunda arkamızdaki çalışanlardan inenler oldu ve birkaç kaç sonrasında asansörde kimse kalmamıştı. Bir süre sonra asansörün üzerindeki tabelanın kırmızı yazıları 32'yi gösterdiğinde asansörün kapıları açıldı. Jungkook bana hiçbir şekilde bakmadan asansörden indiğinde gözlerimi devirip peşine takıldım. Beni umursamıyor olması sinir bozucu olmaya başlamıştı.

Nightmare / VKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin