6~ Karşılıklı İyilik

7K 766 660
                                    

Lütfen beğenip yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar!

6. Bölüm

Nefes nefese uyandığım kâbustan sonra her zamanki gibi saatin altı buçuk olduğunu görmüş ve gözaltlarımdaki morluklar eşliğinde mutfağa inip kendime sert bir kahve yapmıştım. Çalışma saatlerim nedeniyle altı buçukta uyanmaya programlanan vücudum günlük üç saat uykuyla bile ayakta kalabilmeye başlamıştı. Tabii bu durumu gözaltlarımdaki morluklara soracak olursak durumlarından hiç memnun olmadıklarını rahatça açıklarlardı.

Bay Jeon'un beni getirdiği ve üst kattaki herhangi bir odada kaldığını düşündüğüm evi incelemek çok da aklıma gelmemişti. Saat dolayısıyla her yer karanlıkken de incelemek mantıklı olmayacağı için buraya geldiğim ilk anda dikkatimi çeken camekâna çıkıp küçük, yuvarlak masanın etrafındaki sandalyeyi çektim ve oturdum. Elimdeki kahveyi masanın üzerine koyarken fazlasıyla sessiz olan ortam sessizliği özlediğimi anlamama neden oldu. Evimin bulunduğu sokak çok kalabalık ve sürekli gürültü barındıran bir yerdi. Aynı şekilde çalıştığım yerler de. Fakat Bay Jeon'un beni dün getirdiği bu evin etrafında başka hiçbir ev bulunmuyor ve ormana yakın bir yerde yer alıyordu. Tam olarak nerede olduğumuzu bilmiyordum, çok da umurumda değildi. Ne zamandan beri bu kadar boş vermiş biri olmuştum gerçekten en ufak bir fikrim dahi yoktu.

Kupanın içindeki kahveden ufak bir yudum alıp geri çektiğimde kahvede oluşan yansımamla göz göze geldim. Esmer teni büyük bir beyazlığa yer bırakmış, gözleri yorgun bakan, dudaklarında eski kırmızılığından eser kalmamış fakat saçları parlak bir sarıda olan, bozulduğu halde inatla çalıştırılmaya çalışılan bir oyuncağa benzemiştim. Eski, püskü fakat hala işe yaradığı gösterilmeye çalışılan, saçma bir oyuncak gibi.

Sert bir nefes verip gözlerimi kahvenin yüzeyinden çektim ve kupayı masanın üzerine bıraktım. " Daha ne kadar orada bekleyeceksiniz?" Sözlerim sessiz ortamda yankılandığında birkaç saniyelik sessizliğin ardından yanımdaki sandalye çekildi. Gözlerimi oraya çevirdiğimde sürekli takım elbise içinde gördüğüm Bay Jeon bu sefer eşofman giymişti ve havanın soğuk olmasına rağmen üzerine bir şey giymemişti.

Boş bakışlarım yüzünde dururken benden daha duygusuz bakışlarını yüzüme çıkardı. İki umursamaz ve duygusuz insan olarak herhangi bir iletişime girmemiz cidden fazlasıyla komikti. " Neden uyumadın?"

" Bundan size ne?" demek istesem de karşımdaki kişinin patronum olduğunu kendime hatırlatıp sakinleştim. " Uyudum ve uyandım." Ona hesap veriyor olmak sinir bozucuydu. Sinirimi yansıtmamak için bakışlarımı ondan çekip masanın üzerine koyduğum kahveyi alıp bir yudum aldım. Bay Jeon cevabım karşısında sessiz kaldı. İkimiz de konuşmaya gerek duyan insanlar değilken yan yanayken muhabbet etmeyi beklememiz zaten saçmalıktı.

Kupayı dudaklarımdan çektiğim sırada yüzümün önündeki el ile irkilip geri çekildim. Bay Jeon'un eline boş boş bakıp gözlerimi ona çevirdiğimde elimdeki kupaya baktığını gördüm. Herhangi bir yorum yapmadan –ki bir şeylerimi, özellikle de kahvemi paylaşmaktan hiç hoşlanmadığım halde- kahveyi eline uzattığımda tuttu ve kendine çekti. Kupanın benim içtiğim kısmında içtiğinde dik dik Bay Jeon'a baktım. "Dolaylı yoldan öpüştük," diye düşünerek gözlerimi kaçıracak biri değildim. Cinsellikle ilgili şeyler fazlasıyla saçma geliyordu doğrusu. Sevişmek, ilişkiye girmek veya daha kaba bir tabirle sikişmek... Hepsi de sadece tenlerin birbirine duyduğu ihtiyacı karşılamak için ortaya atılmış saçma şeylerden ibaretti.

Bay Jeon kupamı masanın üzerine bıraktığında tekrar alma gereği duymadan gözlerimi camın ilerisinde duran ormana çevirdim. " Bugünden itibaren üniversiteye devam ediyorsun."

Nightmare / VKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin