18~ Cesetler

6.3K 711 309
                                    

Lütfen beğenip yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar!

18. Bölüm

Bölüm şarkısı: Sailor Moon opening- Sailor Star (BAYILIYORUM BU ŞARKIYA!!!)

Siyah şapkamı biraz daha aşağıya çekerken nefes alma konusunda zorluk çekmeme neden olan siyah maskeme rağmen derin bir nefes alıp gözlerimi etrafta gezdirdim. Tipik bir zengin barındaydım. İçeride para babası olduğu belli olan yaşlı adamlar, kucaklarındaki çocukları yaşında kızlar-erkeklerle oturuyor, ortama mide bulandırıcı kahkahalar bırakıyorlardı. Hepsinin kafası güzel olduğu fazlasıyla belliydi. İçki ile kendinden geçmiş zenginlerin ceplerinden cüzdanlarını çalan kişilerin yüzlerindeki gülümseme, bu ortamdaki en samimi şey gibiydi. İçerisi leş gibi kokuyordu ve normalde beni rahatsız edecek bu maskeye, şu an teşekkürlerimi borçluydum.

Fazla göze batmamaya çalışarak, yavaş adımlarla ve duvara yakın duracak şekilde yürüyerek barın karanlık bir köşesine geçerken gözlerim etrafta dikkatle gezinmeye devam ediyordu. Bay Jeon'un bana gösterdiği fotoğraftaki adamı arayan gözlerimin hedefime sabitlenmesi çok uzun sürmedi. Çok yaşlı bir adam değildi, yüksek ihtimalle otuzlarının sonundaydı. Siyah, gür saçları ve üzerine düzgünce oturmuş bir takım elbisesi ile bar tezgâhının önündeki sandalyede oturmuştu. Tezgâhın arkasındaki barmene çevrilen gözlerim Hyuna'nın bize yardım etmesi için çağırdığı Joonhyuk ile karşılaştığında büyük bir rahatlıkla sırtımı duvara yasladım. Pantolonuma sıkıştırdığım silah duvara yaslanmamla belime baskı yapsa da duruşumu bozmadım.

Plan belliydi, Joonhyuk karşısındaki adamı dışarı çıkaracaktı. - Nasıl yapacağını bilmiyordum, daha doğrusu o nokta ile ilgilenmemiştim. Planın ana hatları ve bana düşen kısımları hariç çok da dinlemiş sayılmazdım.- Adam dışarı çıktıktan sonra peşinde gezinen korumaları da çıkacaktı. Bu sırada ise devreye ben girecek ve korumalar hedefimize ulaşmadan hepsini indirecektim. Hyuna'nın dövüş sanatlarında usta olduğunu Bay Jeon söylemişti fakat yine de etrafında neredeyse 10 koruma ile gezinen birine karşı koymasının güç olacağını söylemişti. Joonhyuk ise sadece yemdi. Kendisinin dövüşe katılmak istememesi, zarar göreceği her türlü şeyden uzak durma isteği pek de garip gelmemişti. Onu ilgilendirmeyen bir konuda, sırf Hyuna istediği için yardım etmeyi kabul etmişti zaten. Gerçi onu ilgilendirmeyen bu olay, birkaç dakika sonra tamamen onu ilgilendirir bir hale gelecekti.

Joonhyuk hedefimize –konudan o kadar uzaktım ki, adamın adını bile aklımda tutamadığım için sürekli başka hitaplar buluyordum- birkaç şey söylediğinde adamın yüzü kırıştı ve ifadesi soğuklaştı. Kafasını sallayıp ayağa kalktığında sırtımı dikleştirdim. Adam bardan çıkarken Joonhyuk ile göz göze gelince, ona düz bir bakış atmakla yetinip, hedefimizin arkasından çıkan, takım elbiseli adamlara baktım. Saydığım kadarıyla 7 kişilerdi. Silah kullanmadan onları halletmem zor olurdu fakat imkânsız değildi. Uzun süredir dövüşmemiş olmam biraz paslanmama neden olmuştu yüksek ihtimalle fakat bana verilen görevden dönecek de değildim.

Birkaç saniye bekledikten sonra hızlı adımlarla ben de bardan çıktığımda hızlanmaya başlayan kalp atışlarımla derin bir nefes alıp etrafıma bakındım ve sokağın ilerisinden sağa dönen kişileri görünce şapkamı biraz daha aşağıya indirip, kalın eldiven takılı ellerimi yumruk yaptım ve bir anda koşmaya başladım. Ayağımdaki spor ayakkabılar taşlı yolda koşmam nedeniyle ses çıkardığında o sırada tam köşeden dönecek olan son korumanın kahverengi gözleri bana çevrildi. Aramızda sadece iki-üç adımlık mesafe kalmış korumanın ona koşarak gelen beni görmesi birkaç saniyeliğine afallamasına neden oldu. Aslında şu an silahımı çıkıp onu vurmam belki daha iyi olurdu fakat silahtan çıkan yüksek sesin etraftaki herhangi birilerinin dikkatini çekmesi ihtimalini düşünmem gerekirdi. Başkalarını bulaştırmadan bu görevi halletmem gerekiyordu.

Nightmare / VKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin