Şarkılarda seni aradım senden bir parça daha bulabilmeyi umut ettim. Notalardan çıkan o sesleri hep senin sesinin varlığı olarak dinledim. Sözlerini bana söylüyormuşsun gibi hayal ettim, yüzümde aptal bir tebbesüm ile. Sonra ise o acı ile yüz yüze geldim. Kendimi avutuyormuşum sadece. Acılara alışmayı değil görmemezliği seçiyormuşum meğer. Kör olmuş senin hatalarına gözlerim, kalbimi sana feda etmişim, senin ellerine bırakmışım meğersem. Sonra ne mi oldu? O ellerin ile tutuğun herşeyi güzelleştireceğini sandığım sen, kendi ellerinle mahvettin, parçaladın beni. Şarkılara küs, etrafımdaki seslere sağır bıraktın, umut etmeyi haram kıldın bana. Ama merak etme her zaman ki gibi içimdeki bu acıları gizli tutup güçlü duracağım senin, bana öğrettiğin gibi.
Benim bu hâlimin sebebi sen iken, hâlâ daha mutlu olmanı dilemem, sana olan sevgimin ne kadar yüce olduğunu gözler önüne sermesi... Olsun sevgilim sen yeter ki mutlu ol. Ben üzülsemde ağlasamda senin için değeceğini biliyorum. Sevgimi her şekilde hak ettiğini ve seni ne olursa olsun seveceğimi bilmeni istiyorum. Belki bir gün gelmek istersin diye söylüyorum "seni her zaman bekleyeceğim." Şimdilik sadece bir hoşçakal ile uğurluyorum geri dönmeni dileyerek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Ses
RandomBir insanın söylemediği ya da söyleyemediği şeyleri dışarıya yansıtma şekli elindeki tuttuğu kalemden geçer. Dilinin söyleyemediği sözleri, zehirleri bir kalemin ucundan döküverirsin. Belki fazla kırıcı olursun ama sen zaten mahvolmuş bir şekildesin...