Boğuluyorum ya da yaşadıklarım bana bu hissi taşımamı emrediyor. Anlayamıyorum, kavrayamıyorum. Ben kendimi sana ait hissettikçe kendim olamıyorum. Aklım kalbimle savaşıyorken yok oluyorum. Sana hissettirmemek için çabalayıp uğraşıyorum. Bunları yaşarkende yoruluyorum ama seni sevmekten hiç vazgeçmiyorum. Sen istemediğin hâlde ben seni seviyorum. Fazla gurursuz olabilirim bu konu da ama masum sevmeye çalışıyorum. İncitmeden, kırmadan diyorum lâkin kendi kalbimin de kırılmasından deli gibi korkuyorum. Sen benden nefret etme diye uzaktan seviyorum, sana dokunabilmenin sadece hayalini kuruyorum. Ellerini tutabilmek, kokunu içime çekmek ya da gözlerinin içine sadece bakmak istiyorum. Dilim lâl olsun ama gözlerim adını haykırsın istiyorum. Çünkü gözler kalbin aynasıdır sözüne inanıyorum. Kalbimin içindeki o duyguları gözlerimle sana anlatmak ne kadar inkar etsemde senin de hissetmeni istiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Ses
AléatoireBir insanın söylemediği ya da söyleyemediği şeyleri dışarıya yansıtma şekli elindeki tuttuğu kalemden geçer. Dilinin söyleyemediği sözleri, zehirleri bir kalemin ucundan döküverirsin. Belki fazla kırıcı olursun ama sen zaten mahvolmuş bir şekildesin...