Bir insanın söylemediği ya da söyleyemediği şeyleri dışarıya yansıtma şekli elindeki tuttuğu kalemden geçer. Dilinin söyleyemediği sözleri, zehirleri bir kalemin ucundan döküverirsin. Belki fazla kırıcı olursun ama sen zaten mahvolmuş bir şekildesin...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Özledim. O kadar çok özledim ki, nefesim kesilircesine. Özleminle boğulurcasına kadar özledim seni. Bir gelsen belki tekrardan mutlu oluruz, tekradan her şeyi unuturcasına eğlenir çocukluk yaparız. Ama işte bir gelsen... Gözlerim hep gittiğin yolda geri dönmeni dilercesine geziniyor bebeğim. Hani sorarlar ya gidene mi zor kalana mı diye. Ben hep gidene zor derdim bir sebepten bırakmak zorundadır ki gidişinin arkasında enkaz bırakıyordur derdim. Ta ki kalan ben oluncaya kadar anladım, kalanın bir bilmecenin içinde kaybolduğunu, gittiği hâlde belki geri döner diye gözünü kırpmadan beklediğini. Onsuz nefes almak eyleminin boş bir çabadan ibaret olduğunu anladım. Kalbimin sahibi olan adam eğer ki birgün gelir de beni bulamazsan sadece toprağın altına bakman yeterli olacaktır. Çünkü seni ölene dek bekleyeceğim, nefes aldığım her saniye dilim senin adını haykıracak, burnumda tüten koku senin kokun olacak. En önemlisi de kalbim her zaman senin için çarpmış olacak.