1.bölüm

66.3K 1.5K 204
                                    

Instagram:dolunaayyz

Ben mavi..mavi ateş.
19 yaşında, kahverengi gözlü, uzun saçlı olan sıradan bir kızdım. Ailemi bebekken kaybettiğim için nenem ile birlikte bu mahallede yaşamıştık. Nenem yaşlandıkça burada değilde köyünde kalmak istediğini bana söylemişti. Ben de o yüzden deniz ve kuzey abimle birlikte kalıyordum.
İşte benim hayatım bu kadardı.
Düşüncelerimden sıyrılıp deniz'in odasına girdim.
Tabi ki yine uyuyordu..

"Deniz, kızıl'ım kalk hadi ya. Bak bir sürü iş var. Temizlik yapılacak, kalk hadi daha kahvaltı yapacağız."
Her zamanki gibi denizi uyandırmaya çalışıyordum. Öküz gibi uyur kalkmak bilmezdi. Kuzey abi çoktan emreyi almaya gitmişti.

Sizin haberiniz yok tabi bugün emre askerden dönüyordu. Yarın askerden döndüğü için kutlama olacaktı o yüzden böyle telaşe içindeydik. Hâlâ deniz hanımı güzellik uykusundan uyandırmak için uğraşıyordum. Ah deniz ah!

Deniz en sonunda yarı uykulu gözleri ile yataktan doğrulup bana baktı.
"Tamam maviş'im kalktım ya, hadi sen çayı koy ben de o arada bir tuvalete falan gireyim."
Pencereyi açıp odayı havalandırırken söylenmeden edemedim.
"Tamam bak çabuk ol kahvaltı hazırladım ben. Hadi bekliyorum!"

Odadan çıktıp mutfağa girdim. Allahım ne güzel yapmışım kahvaltıyı. Deniz ile en sevdiğimiz şey yemek yemek ve alışveriş yapmaktı. En nefret ettiğimiz ise anladığınız üzere temizlikti.

Çayları koyup sandalyeye oturdum. O arada da deniz gelmişti zaten.
"Ooo maviş'im döktürmüşsün, eee sonuçta bugün biricik emre aşkın geliyor"

Kahkaha atarak söylediği şey üzerine sinirle koluna bir çimdik attım. Elini koluna koyup çığlık atarken gözlerimi devirdim. Bilerek kaşınıyordu.
Size söylemedim değil mi? Emre. Abi dediğim kişiye çocukluğumdan beri aşıktım. Ne kadar klişe geliyor değil mi? Klişeydi ama bir o kadar da özel duyguydu. Hiçbir zaman onu sevdiğim için pişman olmamıştım. Umarım hep de öyle olurdu.

"Kızıl'ım benimkisi sadece hayalde kalacak bir şey biliyorsun değil mi? Emrenin beni sevmesi çok olanaksız bir şey, kardeşim diyor bana kardeşim! Bir aydır göremiyorum zaten. Sonunda bitti askerliği, çok özledim onu deniz. Gözlerini, gülüşünü, her şeyini özledim."

Kardeşim kısmına baskı uygulamıştım. Ben doğruları söylüyordum. O beni sevmez bana kardeşim diyen adam beni neden sevsin ki. O yüzden kendimi hayallere kaptıramazdım.
Düşüncelerimle boğuşurken deniz'in sesi ile kendime geldim.

"Kısmet bunlar kuzum, unuttun mu gizem abla da mert abiye bir zamanlar abi diyordu. Bak şimdi evleniyolar bir hafta sonra."

"Her neyse hadi ya soğudu yemekler!!"

~~~~~

Saatlerdir temizlik yapıyorduk. Eminim yarın her yerim tutulmuş bir şekilde uyanacaktım.

"Maviş'im ben oturma odasının tozunu aldım şimdi süpüreceğim sonra yemek faslına geçeriz."  Elimdekileri bırakıp denize dönerek gülümsedim.
"Tamam kızıl'ım benim de odamda az işim kaldı sonra mutfağa geçeriz."
Başını onaylarcasına sallayıp işine devam ederken ben de odamı son kez bir gözden geçirdim.
Bir güzel silip süpürmüştüm, bütün evin temizliği bitmişti. 

Komidinin üzerinde ki suyu alıp balkonumda ki çiçekleri suladım. Onlarla konuşur dertleşirdim.
Bir nevi terapi gibi gelirdi.
"Ay ay ay siz ne kadar büyümüşsünüz güzellerim benim!"
Çiçeklerimi güzelce suladığım sırada karşı binadan ege emrenin odasının camından çıkıp bana seslendi.

Gecenin Ay'ı/mahalle klasiği ~tamamlandı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin