41.bölüm

9.4K 470 71
                                    

Instagram:dolunaayyz

Evlilik..çok güzel bir şeymiş. İlk başlarda çok korkmuştum ama çok güzel bir evliliğimiz vardı.
Evleneli iki ay olmuştu. Koskoca iki ay ne ara bu kadar kısa sürmüştü anlamıyordum.
Kahvaltının son eksiklerini koyup yatakta hâlâ uyuyan kalkmak bilmeyen kocamın yanına gittim. Yavaşça yanına uzanıp saçlarıyla oynamaya başladım.
"Sevgilim hadi kalk artık bak misafirlerimiz var gelirler birazdan."
Mızmızlanarak belime sarılıp başını göğsüme yasladı.
"Ben böyle çok iyiyim boşver gelmesinler."

Dediği şey üzerine kahkaha attım.
"Kocacım saçmalama istersen he? Çocukları çağırdık şimdi de gelmeyin mi diyeceğiz? Hem bak her şey hazır hadi kalk bakayım."
Omuz silkip horul horul uyumaya devam ettiğinde aklıma gelen sinsi planla sırıttım.
Emrenin tiki vardı boynundan huylanıyordu.
Boynuna öpücük kondurmaya başladığımda odayı sevdiceğimin kahkahaları doldurmuştu.

"Mavi bak çok fena olacak! Bunu sen istedin karıcığım."
Birden beni altına almasıyla gözlerimi kocaman açıp şirince gülümsedim.
"Günaydın sevgilim."
Kocaman gülümseyip saçlarımı okşadı.
"Birileri bugün fazla yaramaz sanki cezasını versek mi acaba hm?"
Yavaşça dudaklarıma yaklaşmaya başladığında kapının çalmasıyla başını sinirle boynuma gömdü.

"Kim geldiyse geberteceğim."
Hızla ayağa kalkıp odadan çıktığında arkasından kahkaha atarak gittim.
Kapıda gördüğüm manzarayla daha da çok kahkaha atmaya başlamıştım. Emre egenin kulağını çekiyordu.
"Lan bok vardı bu saatte geldin. Ne işin var senin bu saatte burada!"
Ege kulağını kurtarmak için çırpınırken çok komik gözüküyordu.
"Ya abi biricik yengem kenafir mavi demişti! Ben niye suçlu oluyorum!"

Kaşlarımı çatıp ayağımda ki terlikle egeye vurdum.
"Düzgün konuş yengenle! Valla sana yemek vermem. Hayatım sen de bırak çocuğun kulağını bak kızarmış yazık."
Egeyi zorda olsa emrenin elinden kurtarmıştım.
"Of abi ya ilkokulda ki şerife hocaya benzedin iyice kulak çekmek nedir ya."
Emre kaşları çatık elini kaldırıp konuştu.
"Sus lan geçiririm seni geç içeri elimde kalacak bu çocuk!"

Ege koşarak içeriye geçtiğinde ellerimi belime koyup emreye baktım.
"Ne yapıyorsun acaba? Çocuğun niye kulağını çekiyorsun.
Hem ben çağırdım."
Belimden çekip kendi bedenine yaslarken konuştu.
"İyi halt yemişsin hatun ne güzel uyumak vardı."

"Yarın yatarsın sevgilim."

"Hm öyle mi yaparım."
Tekrardan dudaklarıma yöneldiğinde gözlerimi kocaman açıp baktım.
"Ege var içerde ne yapıyorsun?"
Omuz silkip yeniden denediğinde kapının çalmasıyla kızgın boğaya dönmüştü.
Gülmemek için kendimi tutarken bana bakıp gözlerini kıstı.
"Sakın gülme hatun fena olur."

"Ulan daha kargalar kahvaltısını etmeden ne vardı da geldiniz!"

Bak ya yaptığı harekete bak.
Emreyi iterek kuzey abim ve kızlara gülümsedim.
"Yeni uyandı huysuz biraz, hoşgeldiniz."
Hepsine sarılıp içeriye davet ettim.
"Oğlum bir daha gelmeyelim lan bu eve manyağa bak!"

"Tamam ben çok açım hadi içeri geçelim!"
Son noktayı mervenin koymasıyla kahvaltıya geçiş yapmıştık.

Erkekleri evden postaladıktan sonra kızlar ile nihayet tek kalabilmiştik.
"Ee kuşum nasıl gidiyor evlilik."
Gülümseyip kahve fincanımı sehpaya bıraktım.
"Güzel gidiyor, yani nasıl güzel gitmesinki kızlar.
Sevdiğim adamla aynı evde yaşıyorum, çok şükür her konu da bana yardım ediyor, iyi yani her şey."

Kızlar hülyalı hülyalı bana bakarken onların bu haline gülmeden edemedim.
"Ee siz ne zaman söyleyeceksiniz abine 2 ay oldu kızım."
Merve gerginlikle başını dikleştirip konuştu.
"Abimle bugün konuşacak kuzey. Yani bilmiyorum ne tepki verecek ama. Of abim deli yani kesin kızacak"
Bu konu da haklıydı emre merve konusunda hassastı.

Gecenin Ay'ı/mahalle klasiği ~tamamlandı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin