9.bölüm

19.2K 892 40
                                    

Instagram:dolunaayyz

Emre karahan

4 gün geçmişti. Hepimiz perişan haldeydik, annem ile babamı zor tutuyorduk gelmemeleri için. Onlarda çökmüş haldeydi. Ben...ben nasıldım bilmiyorum. Meleğimin orada olamaması lazımdı. O yoğun bakımda benim olmam lazımdı. Doktorlara yalvarmıştım yanına girmek için. Almamışlardı, öylece camdan izliyordum. Uyanana kadar bekleyeceğim meleğim.

Omzuma dokunan el ile arkamı döndüm. Kuzey kızarık gözlerle bana bakıyordu. O da perişan olmuştu.
"Kardeşim kahve getirdim sana."
Elindeki kahveyi bana uzattığında başımı olumusuz anlamda salladım. Hiç içesim yoktu.
"Emre kardeşim güçlü olmalısın. Mavi uyandığında bizi böyle görürse çok üzülür."

Kuzeyin dediğine hakılılık payı verip başımı olumlu anlamda sallayıp kahveden bir yudum aldım.
Ege ile kızları zorda olsa okula göndermiştik.

"Emre?"

"Söyle kardeşim."
Koltukta dikleşip gülümseyerek bana baktı.
"Kardeşim bizim gizlimiz saklımız yok biliyorsun. Ama ben bir şey fark ettim."
Tabi ya anlamıştı değil mi? Belki de artık söylemem lazımdı.
"Ne fark ettin kardeşim." Safa yatarak söylediğim şeyle yüzünde ki gülümsemesi artmıştı.
"Sen...sen maviyi seviyor musun?"

Gözlerimi kapatarak onu düşündüm. Bembeyaz elbisesi, başında ki papatyalı tacıyla tam bir melek gibiydi.
"Çok...çok seviyorum kardeşim. O benim ömrüm. Sanki o yoğun bakıma benim ruhumu soktular. Ben yaşayan ölü gibiyim, onsuz hiç'im. Baksana 4gün oldu melek gibi yatıyor orada. Ama orası onun yeri değil."
Elimi kalbime götürüp "onun yeri burası" diye fısıldadım.

Gözlerimi açtığımda bir damla yaş düştü gözlerimden. Kuzeye doğru döndüğümde gözlerinin dolduğuna şahit olmuştum.
"Ne güzel seviyorsun sen be kardeşim. Çok güzel seviyorsun. Mavi oradan çıkıcak ve biz çok mutlu olacağız."
Zorla da olsa gülümseyip başımı sallamakla yetindim.

Seni çok özledim meleğim...

Yazardan

Herkes perişan haldeydi. Kuzey emrenin maviyi ne kadar çok sevdiğini anlamıştı.
Emre bir kere olsun çıkmamıştı hastaneden. Hep başında durmuştu. Sanki her an uyanacakta beni başında görmeyecek korkusuyla.
Deniz, ege ve merve okuldan çıktıkları an hiç beklemeden hastaneye gelmiştiler. Kardeşlerini görmek istiyorlardı. Ondan ayrı kalmak onlara iyi gelmiyordu.

Hepsi yoğun bakımın önünde oturmuş dururken doktor onlara doğru geldiğinde korkuyla doktora bakmışlardı. Deli gibi korkuyorlardı doktor kötü bir şey diyecek diye.
"Mavi hanımı teker teker 5 dakika görebilirsiniz." Doktorun dediğiyle herkes sevinçten ne yapacağını bilememişti. Ege şaşkınlıkla doktora sarılıp adamın kel kafasını öpüp.
"Ayy çok saol doktorcuğum!"
Doktor egeyi zorlada üstünden çekip emrenin gazabından korkarak hızlıca ordan ayrılmıştı.

"İlk önce kuzey girsin."
Herkes emrenin dediğini onayladığında kuzeyde hemen giymesi gereken şeyleri giyip mavinin yanına gelmişti.

İçi burkulmuştu genç adamın. Kardeşi yatıyordu orada, onu böyle görmek canını çok yakmıştı.
Yanına gidip oturarak eli ile mavinin saçlarını okşayıp konuşmaya başladı. "Mavi'm, abim, seni çok özledik. Hadi uyan abim. Daha çok zamanımız var abim, ben sana kızacağım bir sürü şey aldın diye, sen de bana dikleneceksin. Sonra..sonra ben seni gelin edeceğim, sonra istemeye geldiklerinde seni vermeyeceğim.
Kalk abim burası senin yerin değil küçüğüm. Seni çok seviyorum canım kardeşim."
Son sözlerini söyleyip mavinin saçlarını öpüp odadan çıkmıştı.

Kuzeyden sonra deniz odaya girmişti. Çok zordu onun için bu an. Kız kardeşini orada görmeyi hiç beklemezdi. Vakit kaybetmemek için konuşmaya başladı.
"Mavi...kuzum aç o güzel gözlerini sakınma bizden güzelim. Sen buradan bir kalk ben soracağım sana.
Neden yaptın bunu mavi. Ben emre abiyi sevdiğini biliyordum tamam. Ama bu kadarını tahmin etmemiştim. Hadi uyan artık daha biz seninle beraber emre abinin dedikodularını yapacağız. Sen benim olmayan kız kardeşimsin mavi. Sen benim şans meleğimsin ve ben şans meleğimi kaybetmek istemiyorum. Uyan kuzum yoksa ben kime anlatırım derdimi."

Teker teker hepsi içeriye girmişti. Sıra emreye geldiğinde heyecanlanarak odaya girdi. Kablolarla her yeri sarılmış meleğini gördüğünde kalbinin durduğunu nefes alamadığını hissetmişti.
Ne yapacağını bilemeden sarsak adımlarla
yanına gidip binlerce kez koklayıp öptü saçlarını.

"Meleğim. Senin yerin burası değil mavi'm. Neden önüme geçtin mavi'm, bunların hepsi benim yüzümden özür dilerim seni koruyamadım özür dilerim. Ama bundan sonra çok mutlu olacağız. Lütfen uyan artık ne olursun, çünkü benim artık dayanacak gücüm kalmadı. Çok yoruldum mavi'm. Uyan biz sensiz hiç iyi değiliz meleğim. Seni-"
Emre devamını getirecekti fakat makineden gelen seslerle aceleyle odadan çıktı

"Hemşire! Doktor yok mu! Yardım edin bir şey oldu!"
Emrenin bağırması ile doktorlar acele ile içeri girerken kuzey emreyi zor tutuyordu. Ege merve ve deniz yerde çökmüş çaresizce ağlarken emre çıldırmış gibi etfara saldırıyordu.
"Lan bırak beni kuzey! Doktor bir şey söyleyin ne olur! Mavi!"

peki şimdi ne olacaktı.

Mavi ateş

Neredeydim ben böyle? Yemyeşil bir yerde çiçekler papatyalarla doluydu. Çok güzeldi, hemde çok. Arkamdan seslenen bir kadın sesi arkamı döndüm.
"Mavi, kızım."
Ama bu...sadece fotoğraflardan tanıdığım kokusunu bile bilmediğim annemdi. Koşarak yanına gidip ona sımsıkı sarıldım.
"Anne, anne bırakma beni lütfen."
Annem saçlarımı okşayıp gülümseyerek benden ayrıldı. 

"Olmaz mavi senin yerin burası değil kuzum. Sen daha çok küçüksün, onların yanına gitmen lazım."

"Onlar?" Eliyle arkamı göstererek şefkatle gülümsedi.
"Arkadaşların, emre."

Arkamı döndüğümde çökmüş bir halde bana bakan emreyi gördüm. Arkasında ise kuzey abim, merve, ege ve denizi.
"Gitme meleğim, beni yalnız bırakma. Ben sensiz yapamam."
Emre elini uzatarak bana bakarken annem ile emrenin ortasına kalmıştım.

Peki şimdi ben ne yapacaktım...

Ben geldiiim bu bölüm kısa oldu kuzucuklarım bu seferlik
Umarım beğenirsiniz

Yazım hatası varsa affola
Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın
Sizleri seviyorum
Kendinize iyi bakın
Hoşçakalııın♥️

Gecenin Ay'ı/mahalle klasiği ~tamamlandı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin