Mahalleye geldiğimizde ege ve merve arabayı alıp gitmişlerdi. Biz de emre ile ilk önce bizim eve uğrayıp benim eşyalarımı almış sonrada onlara geçmiştik. Az önce de ezgi abla selimi bize bırakıp gitmişti. Şimdi ise selimle oynuyorduk. Bu arada selim bir yaşındaydı ve çok tatlıydı. Tombiş yanakları, çipil çipil kahve gözleri vardı. Selimi kucağıma alıp onu sevmeye başladım.
"Selim, teyzesinin birtanesi yiyeyim mi seni hm? Yiyeyim mi birtanem, hm ısırayım mı o tombiş yanakları" Ben böyle konuşunca anlıyormuşcasına kahkaha atıp minik elleriyle gözlerini kapattı. Onun bu tatlı hallerine kahkaha atıp yanaklarından öptüm. O da kollarını boynuma dolayıp kafasını boynuma gömdü. Selimle aramızda büyük bir bağ vardı. Ezgi abla doğum yaptığından beri hep onu görmeye giderdim erkek bebeklerine ilgim vardı.
Gözlerimi emreye çevirdiğimde gülümseyerek bize bakıyordu. "Ne oldu neden öyle bakıyorsun?" Sorduğum soru üzerine dalmış olmalı ki hafif sıçramıştı. "Ha yok yani selim çok güzel." Gülümseyip selimi ona uzattım. "O zaman ben mamasını hazırlayana kadar onunla güzel vakit geçirebilirsin." Selimi gülümseyerek kucağımdan alıp öptü, daha sonrasında da onunla konuşmaya başlamıştı.
"Nasılmış bakalım selim paşa?" Onları öylece bırakıp mutfağa geçtim. Ezgi ablanın dediği gibi mamayı yapıp içeriye geçtim. Gördüğüm manzara karşısında erimemek için kendimi zor tuttum. Emre koltuğa uzanmış selimide üzerine yatırmış oyun oynuyordu. Bir an hayal ettim. Selim sanki bizim bebeğimizdi, şuan kendi evimizdeydik ve oğlu ile vakit geçiriyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(En yakını buydu gözleri açık hayal edin..)
Daha çok kapı da oyalanmayıp yanlarına gittim. Emre normal oturuşa geçiş yapıp kucağında ki selimi bana doğru döndürdü. Emreye dönüp gözlerimi kıstım. "İyi anlaşmışsınız bakıyorum?"
"Tabi kızım niye anlaşmayalım erkek erkeğe takıldık." Söylediği şey üzerine kahkaha atıp "Hadi ya futbol muhabbetide yaptınız mı?" dedim. Söylediğim şey üzerine düşünüyormuş gibi yaptı. "Sanırım ona daha vakit var."
Gülümseyip selimin mamasını yedirmeye başladım. Sonlarına gelmiştik ama selim paşamız huysuzlanmaya başlamıştı. Ağzında ki mamayı püskürttüğünde yalandan kızgınlıkla selime bakıp gözlerimi kıstım, parmağımı ona tehdit edercesine savurdum. "Bana bak selim bey seni ısırırım. Bir daha o mamayı püskürt senin o tombul yanaklarını ısırırım." Anlamadığı o kadar belliydi ki bana bakıp gülüyordu.
Onun bu haline gülüp emreye baktığımda dikkatle bana baktığını gördüm. "İlerde çok güzel anne olacaksın." Söylediği şey üzerine nefes almayı unutmuştum. Utançtan olsa gerek ayağa kalkıp mutfağa yöneldim. "Ben şey yapayım mamayı mutfağa bırakayım." Arkamda yine gülen bir emre bırakmıştım..
