12.bölüm

18.6K 791 55
                                    

Instagram: dolunaayyz

Yeni bir sabaha horoz sesi ile uyanmıştım. Gözlerimi zorda olsa açıp yataktan kalktım. Yatağı düzeltip üstümdeki pijamalardan kurtulmak için giyebileceğim kıyafetlere bakmaya karar verdim.
Ne giysem ki? Elime boğazlı lacivert kazağımı ve siyah kotumu alıp üzerimi giyindim. Odanın kapısını açıp aşağı indiğimde kimsenin uyanmadığını fark ettim. Allah allah saat 11 hâlâ uyuyorlardı. En iyisi buranın tadını çıkarmak. Portmantodan deri ceketimi alıp bahçeye doğru yürüdüm.

O güzel huzurlu havayı gözlerimi kapatıp içime çektim. Çok güzeldi burası, huzur veriyordu.

Sessizlik, sadece rüzgarın ve kuşların sesi tam kafa dinlemelik yerdi. Gözlerimi açtığımda karşımda bana bakan bir çift kahve gözleri beklemediğim için şaşırdım.
"Emre abi ödümü kopardın."
Gamzelerini gösterecek bir şekilde gülümseyip bana baktı. Gamzelerini yediğim.
"Korkutmak istememiştim miniğim. Sen burada ne yapıyorsun?"

"Bizimkiler daha uyanmamış sanırım ben de bahçeye hava almaya çıktım."
Kahkaha atarak başını olumsuz anlamda salladı.
"Ohoo onlar çoktan uyandı gezmeye gittiler. Nenem ile dedemde bizi gençler olarak bırakmak için merkezdeki evlerine gitmişler."
Gözlerimi kocaman açıp ona bakarken kendi salaklığıma yandım. Bizimkiler gezmeye gitmiş ben mal gibi uyumuşum ya!

"Yuh, gittiler mi insafsızlar. Bizi almamışlar."
Gözlerimi kıstığımda emre beni kolunun altına alıp yürümeye başladı.
"Gel bakalım bugün benimlesin. İlk önce güzel bir kahvaltı yerine gidelim."
Heyecanla yutkunurken ona yetişebilmek için hızlı adımlar attım. Yapma oğlum şöyle ani hareketler. Kalp var ben de.

Emre ile güzelce kahvaltımızı yapmış bir uçurumun kenarındaydık. Denizin kayalara vuran sesini duydukça insanın içini huzur kaplıyordu.
"Burası...çok güzelmiş."
Gözlerimi denizden çekip güzel kahve gözlere döndüm gözlerinin içi gülüyordu.
"Beğenmene sevindim."

"Buraya çok mu gelirdin?"
Başını onaylarcasına sallayıp derince bir iç çekti
"Burası benim gizli yerim. Yani kafa dinleme yerimde diyebiliriz. Kimseyi getirmedim."
Kaşlarım şaşkınlıkla yukarıya kalkarken merakla ona döndüm.

"Nasıl yani, beni neden getirdin o zaman?"
Merakla ona bakarken yanıma doğru adımlayıp yutkunarak bana baktı.
"Çünkü..." tam bir şey diyecekken telefonunun çalınmasıyla anın içine edilmişti. Emre telefonunu cebinden çıkarıp aramayı cevapladı
"Ne var ege?"
Allah belanı versin ege! Bu çocuk her fırsatta bunu nasıl beceriyor anlamıyorum ya.
"Biz geziyoruz maviyle sonra geleceğiz, tamam."

"Tamam kapat lan telefonu!"
Bir anda emrenin kükremesiyle yerimde sıçradım.
Deli adam.
Kıkırdayıp uçurumun uç köşesine gittim. Bir adım atsam yuvarlanır giderdim allah korusun. Arkamdan emrenin geldiğini adım seslerinden anlıyordum.
"Mavi'm o kadar dibe gitme tehlikeli."

Ona dönüceğim sırada ayağım boşluğa gelince çığlık atıp gözlerimi kapattım. Düşmeyi beklerken belime sarılan kollarla gözlerimi açtım. Korkulu gözlerle bakan kahveleri görmüştüm.

"Meleğim iyi misin? Kızım ben sana dedim dibe gitme, diye iyi misin miniğim?" Beklentili gözler ile bana bakarken ben de ona gülümseyerek baktım. "İyiyim sayende, yine beni kurtardın."
Saniyeler bana sanki yıllar gibi gelirken biz sadece birbirimize bakıyorduk. Fazla yakındık sanki.
Bu güzel anı telefon sesinin bozmasıyla birbirimizden ayrıldık. Sinirle telefonumu cebimden çıkarıp aramayı cevapladım.
"Ne var merve!"

"Niye sinirlisin kızım sen?"

"Of boşver ne oldu canım."

"Kanka abimin kardeşi gibi gördüğü çocukla benim çocukluk arkadaşımın bugün düğünü varmış ona gideceğiz. Evde sizi bekliyoruz gelin hazırlanıp çıkalım."

Gecenin Ay'ı/mahalle klasiği ~tamamlandı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin