2.bölüm

30.4K 1.3K 191
                                    

Instagram:dolunaayyz

Arkamı döneniyordum. Cesaretim yoktu belkide.
Kilitlenip kalmıştım sanki, birden beni belimden tutup kendine çevirince ben de omuzlarına tutundum. Dakikalarca o hasret kaldığım gözlerine baktım. Yüzünün her detayını özlemiştim.
"Mavi'm, abim ne kadar büyümüşsün güzelleşmişsin."
Gülümseyip bana sarılmasıyla kollarımı boynuna sıkıca sardım. Çok özlemişim onu çok..

En sonunda konuşacak cesareti bulup gülümsedim.
"Hoşgeldin emre abi."
Abi. Bir kelime bu kadar mı can yakardı?
"Hoşbuldum fındığım, hadi içeri geçelim bizimkiler dışarı çıkacakmış."

"Tamam."
Onu beklemeden bizimkilerin yanına gittim. Bizimkiler montlarını giyinmiş bizi bekliyordu. Ben de hemen deri ceketimi giyindim.

"Nerede kaldınız kız. Ne yapıyordunuz yukarıda."
Ege pis pis sırıtarak bunları söylerken emre egenin kafasına geçirip konuştu.
"Ne diyorsun lan dingil. Yürü, büyümeyecek bu herif ya."
Egeyi itekleyerek evden çıkarken biz de kahkaha atarak arkalarından çıkmıştık.

Sahilde öylece turlarken emre abi, ege ve kuzey abi en arkada biz de kızlarla önde yürüyorduk.
"Merve mısır alalım mı?"
Hazan heyecanla merveye dönerek mısırları gösterdiğinde merve de saçlarını arkaya atıp başını onaylarcasına salladı.
"Alalım kız canım çekti. Bir dakika."

Arkasını dönerek egeyi yanına çağırdı.
"Ege buraya gel ablalarına mısır al ablacığım!" Mervenin dediğiyle kahkaha atarken arkamı döndüğüm de emreyle göz göze gelmiştim. Gözleri dudaklarıma kayınca yavaş yavaş yüzümde ki sırıtma tebessüme dönmüştü.

"Abi ya! Merve küçük değil mi? Merve küçük! Bana bak merve ben senden büyüğüm kızım düzgün konuş benimle. İlk ben çıktım anamın karnından!"
Ege heyecanla emreye dönüp konuşurken gözlerimi devirerek egeye baktım. Ah bu çocuğun inatçılığı.

Deniz kulağıma eğilip "başlıyoruz." dediğin de başımı onaylarcasına sallayarak kıkırdadım.
Kuzey abi sesizliğini bozup egeye döndü. "Bıkmadınız lan şu olaydan. Ege kabul et aslanım küçüksün."
Ege sinirle mısırcının oraya gidip mısır almak için beklerken merve ve hazanda kahkahalarla egenin yanına gittiler.
Deniz heyecanla kolumu dürttüğün de kaşlarımı çatıp ona baktım.

"Ne yapıyorsun lan?"

"Maviş'im çok merak ettim ne oldu? Terastan geldiğinde gözlerin ağlamamak için direniyordu. İyisin değil mi? Bir şey yok."

"Yok bir şeyim ya. Sarıldım ona sıkı sıkı, ama canımı acıtan bir şey oldu. Gerçekler yüzüme vurdu. O benim abim deniz ben bir şey yapamam."
Başımı eğip derin nefes aldım. Deniz tam konuşmak için ağzını açacakken kızların gelmesiyle susmak zorunda kalmıştı. Bu konu hakkında konuşmak istemiyordum artık.

"Kızçelerim siz niye yemiyorsunuz?"
Başımı onaylamazca sallayıp yüzüme zoraki bir gülücük kondurdum.
"Canım istemiyor benim."

Yürümeye tekrardan devam ettiğimiz sıra iki kişi elinde gitarla şarkı söylüyorlardı. Onları görünce bizimkilere döndüm. Hepsinin aklına gelmiş gibi gülüyorlardı. Eskiden para kazanmak için bir ara küçükken böyle gurupça sahile gelip şarkı söylerdik. Beraber büyüdük tabi, herşeyimizi beraber yaptık. Ne güzel günlerdi...

"Kız mavi söylede bir şarkı içimiz açılsın. Abi sen de gitarı çal."

Bakışlarımı gitar çalan kişiden çekip emreye diktiğimde bana baktığını fark ettim. Başını hadi dercesine salladığında ikimizde yavaş adımlarla gitar çalanların yanına gittik. Emre adamlara bir şeyler söyleyip gitarı eline alınca ben de yanına oturdum.

Gecenin Ay'ı/mahalle klasiği ~tamamlandı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin