24 Saat

3.7K 559 303
                                    

Ferit , Renault marka arabasıyla evinin bulunduğu sokağa girdiğinde başını hafifçe eğip ön camdan pencerenin ardında görünen silüete baktı. Özge'nin onu beklediğini tahmin ediyordu ama yine de bir ümit uyuyor olabilir diye düşünmüştü. İçine çektiği nefesi dışarı bırakırken tükendiğini hissetti. Aracı ona ayrılan yere park edip, emniyet kemerini çözdü, dışarı çıktı. Yanından geçtiği polis memurlarına kafasıyla selam verip yoluna devam etti. Kafasında bu haberi ona nasıl söyleyebileceği dönüp duruyordu.   

Kaldırıma çıkıp apartmanının kapısını araladı, içeri girdi. Öyle yorgun öyle bitik haldeydi ki kapıdan girip asansöre doğru adımlarken bodrum katına inen merdivenin ilk basamağında bekleyen Pınar'ı göremedi. Ferit başı öne eğik, araladığı asansör kapısından içeri girmek üzereyken tanıdığı sesi duymasıyla arkasına döndü. Pınar bir kaç adımda adama yaklaştı. Olanları duyduğu andan beri kalbi bedenine sığmıyor gibiydi. Üstelik olay yerine gittiğinde Tuna'nın ambulansa bindirilmesini izlemişti.   

İzmir savcısı Erdal beyle birlikte o korkunç odaya adımını attığında bayılmamak için kendini kasmıştı. Ceset parçalarını olay yerinden çıkartabilmeleri için kendisinin iznine ihtiyaç duyduklarını biliyordu. Erdal bey onun fenalaşan halini gördüğünde kalanı devralmıştı. İyiki de öyle yaptı yoksa buraya yetişemezdim diye düşündü.  Ferit'in ona dönen bakışlarında her zaman denk geldiği öfke yoktu hatta nerdeyse bomboş baktığını bile söyleyebilirdi.

-Kızkardeşim Beril'i aradım. Düğününü iptal etmesini istedim. Endişelensede kabullendi. Senin Tuna'ya söylemek istediğinden haberdardım. Engel olduğum için çok üzgünüm.

-Bitti mi savcı hanım?

-Ben sadece... Başın sağolsun diyecektim.

Onu cevapsız bırakıp tekrar asansöre yönelen adama, söylemek istedi. Kendi canını kanını korurken başkasının canının yanmasını daha fazla kaldıramazdı. Söylediğinde başına dert alacaktı, biliyordu. Kapının kapanmasını gördü. Bir anda sesini yükselterek dilindeki cümleyi dışarı bıraktı.

-Özge için geliyorlar.

Asansörün kapanan kapısının savrularak açılması ve adamın geri çıkması bir oldu. Uzun ve heybetli haliyle dışarı çıkan adam tek adımda kadının önüne dikilmişti. Pınar, irkilmeden edemedi. 

-Bu ne demek? 

Yutkunarak kafasını yukarı kaldıran kadın, adamın tehditkar halinden çekinmemeye çalıştı. Yıllardır görev aldığı meslek sayesinde har daim saygı ve üstünlük görmeye alışmıştı. Adamın ona karşı olan bu tavrı büyük bir saygısızlık gibi görünsede Pınar biliyordu ki adamın içi  yangın yeriydi. İşte tam da bu yüzden endişe içindeydi. Biraz önce boş bakan gözler öfkeyle kısılmaya başlamıştı bile. Ondan hala cevap bekleyen adama bakarak konuşmaya başladı.  

-Ankara'da üst düzey yetkililerin oluşturduğu bir temsilci grubu var ve onlar Özge için gelecektir. Bir kaç saate burada olurlar.  

-Amaçları ne?

-Bu davanın bir an önce sonlanmasını istiyorlar.

-Bende bunu yemeli miyim? Bu ülkede her gün kaç insan cinayete kurban gidiyor biliyor musunuz? Ya da bu ülkede ilk kez mi seri katil olayı var sanıyorsunuz? İlgilerinin asıl amacı ne?  

-Bilmiyorum. Yanlarında Özge'nin sorgusu için istihbarattan birilerini getireceklerdir. Gülcan'ın öldürülmesiyle Özge ilk şüpheli olarak geçecek. Bunu biliyorsun. 

Ferit kadından uzaklaşıp yumruk yaptığı elini yanında ki duvara vurdu. Parmak boğumlarının derisi yüzülmüş, duvarda leke halinde damla damla kan izi kalmıştı. Sırtını kadına dönmüşken kafasını geriye doğru eğimlemiş halde nefesini bir anda dışarı bıraktı.

HASAT "KATİL DOĞAN"(KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin