Çift rakamları hep çok severdim. Ta ki bu yıla kadar! Bu nasıl bir 2020 yahu? Ne deprem mi bitti ne felaketi. Şimdi de virüsü musallat oldu.!!!
Bu işin sonu nasıl gidecek, nerede son bulacak kafam almıyor valla. İnsanın şevkini kırıyor olan biten şeyler. Bir acıyı, üzüntüyü sindiremeden diğeri geliyor. İki nefes almaya sokağa atardık kendimizi, hooopp oda yalan oldu.Bir can derdi peşinde koşturmakla geçiyor saniyelerimiz. Durup düşünmek lazım.
***
2 Aralık 2019Danışmada oturan kadın, iki yıldır bu firmada çalışıyordu ve yirmi katlı uzun binanın, neredeyse her katında çalışan kişilerle az buçuk sohbeti vardı. Üstelik danışma bölümünde çalışan diğer iki kadından daha sonra işe başlamasına rağmen gözünden kimse kaçamıyordu. Sıkıntıdan karaladığı kağıttan kafasını kaldırdı ve gözü girişe takıldığında önce bir duraksadı. Kayarak açılan cam kapıdan giren adamı daha önce burada hiç görmediğine yemin edebilirdi. Adam, üzerinde ki siyah pahalı takım elbisesiyle bankoya doğru yaklaşırken kadın yutkunarak yerinden hızla doğruldu. Allah'ım dedi, bu nasıl bir yakışıklılık? Bize de azıcıkta olsa nasip etsen ne olurdu? Adamın gömleğinden, saatine, kapıdan girerken çıkardığı güneş gözlüğüne varana kadar her şeyi siyahtı. Kadın, adım adım yaklaşan adamı baştan aşağı süzmeden edemedi, resmen bir yerlerine kramp girmiş gibi vücudu seyirdi. Adamın tam karşısında dikilmesiyle birlikte yanında diğer iki kadının varlığını daha hissetti. Üç kadın yan yana dizilmiş halde, karşılarında ki adama pür dikkat bakarken, sarı saçlı olan kırmızaya boyadığı dudaklarıyla genişçe gülümsedi. Amacı adamın dikkatini çekmekti, amacına pek ulaşamadığını fark ettiğinde diğerlerinden önce söze atılmak için hemen konuya girdi.
-Hoş geldiniz beyefendi. Size nasıl yardımcı olabilirim?
Adamın kahverengi gözleri ona döndüğünde, istemsizce derin bir nefes aldı. Diğer ikisininde ondan aşağı kalır halleri yoktu. Lüks bir otelin girişini anımsatan alanda bulunan bir çok kadın işlerine devam etmek yerine merakla izlemeye başlamışlardı. Mermer zeminde tıngırdayan topuklu ayakkabıların sesleri kısacık bir an kesilmişti. Güvenlik görevlisi olan üç adamda diğerlerinin aksine kaşlarını çatmış halde adamı izlediler.Adamın kalın, geniş dudaklarının açılmasını an be an izleyen kadınlar, iç çekmemek içinde ayrı direniyorlardı. Esmer kadın, adamın uzun boyuna, takım elbisesinin duruşuna, asil görüntüsüne bakarken hem de kirli sakalları ve dağınık şekillendirilmiş saçlarıyla serseri duruşuna bayıldığını düşündü. Adamın boğuk ses tonunu işittiğinde de dudaklarını ısırmadan edemedi.
-Yönetim katına...
Adamın konuşmasının yarım kalma sebebi, yönetim katına tahsis edilmiş olan asansörden inen Davut beyin, yüksek sesle onun adını söylemesiydi. Kollarını iki yana genişçe açan, ellili yaşlarına yakın olan adamı görenler önce bir şaşırdılar sonra hızla toparlanıp işlerine devam ediyormuş pozlarına büründüler. Çünkü her birinin o an aklında olan çalışmak değildi, Davut beyin bu denli mutlu görünmesini ve resmen koşar adım bankonun önündeki adama ilerlemesinin nedenini merak ediyorlardı. Tabi en önemlisi de kimdi bu siyahlar içinde ki adam, neredeyse birinin sesli sorması an meselesiydi.
-Ferit.
Davut bey, ona doğru adımlamaya başlayan adama yaklaştı, karşı karşıya geldiklerinde sıkıca sarıldı. Senelerdir bu günü bekliyordu ve sonunda emaneti teslim edebilecekti. Ferit'in beş gün önce arayıp ona geleceğini söylediği andan beridir her türlü işlemi başlatmıştı. Adamın sırtına eliyle iki kez vurduktan sonra geri çekildi. Yüzünde ki kocaman gülümsemeyle göz çevresi iyice kırıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HASAT "KATİL DOĞAN"(KİTAP OLDU)
Fiction généraleHaber spikeri sunacağı haberden ötürü oldukça gergin ve öfkeliydi. Bu ruh halinin de yüzüne yansımasına engel olamadı. -Korkulan olay yine gerçekleşti. Dün sabah saatlerinde İstanbul, Esenyurt semti civarlarında bulunan siyah çöp poşetinin içinden...