Günlerden Salı

5.2K 565 229
                                    


GÜLCAN SOYDERE-TUNA ATALI
12 KASIM 2019
DÜĞÜN GECESİ
SAAT03:00

Hayatını kaç döneme ayırabilir insan? Nereden başlamak, hangi anıya uzanmak ya da kiminle konuşmak, kişiye benliğini hatırlatabilir ki?  

Özge, kanlı avuçlarının içine parçalanmış pembe tülleri hapsetmişti. Gülcan'ın zoruyla kuaförde taktırdığı yapay kirpikler dökülmüş, rimelin ve siyah göz kaleminin şeritlere boyadığı yanaklarına yapışmıştı. Sert, tahta sedirin üzerinde oturmuş, karşısında ki yer yer boyaları dökülmüş sarı duvarı izliyordu. Parmaklıkların diğer tarafında bekleyen polis memuru topuzu kaymış, çıplak omuzları titreyen kadını bir süredir gözlüyordu. Etrafı kırışıklarla dolu gözleri suçsuzum diye bağıran çok kişi görmüştü. Lakin bu kadından tek kelime masumiyete dair bir şey duymamıştı. Ferit başkomiserin emriyle kadının yanına kimse gelemiyordu. Memurun gözünün önüne yaka paça götürülen kızı ardından kalp krizi geçiren baba geldi. Aile dramı dedikleri bu olsa gerek diye düşündü. Ekranda yayınlanan dizileri solda sıfır bırakıyordu yaşanan durum. Adam senelerin verdiği tecrübeyle sedirde oturan kadının acısını görebiliyordu.
Kapının açılmasıyla memur oturduğu sandalyeden ayaklandı. İçeri giren başkomisere    selamını verdi. Fakat selamını bırak onu bile farketmeyen, göz çevresi kızarmış, öfkeden gözü dönmüş adamı daha önce hiç böyle görmediğini düşünüyordu. Öfkeli adam attığı her adımla parmaklıklara yaklaşırken, memur duvar dibine çekildi ve başkomiserinin azabından kadını koruması için Tanrı'ya dua etti.  

***
DÜĞÜNDEN BEŞ GÜN ÖNCE

Tuna sabah saat beşte gelen telefonla önce paniklemiş sonrada arayanın halasının kızı olduğunu görünce, kafasını yastığa tekrar koymuştu. Pelin iki haftadır gece, gündüz onu arıyordu. Başlarda evlilik haberleri için arıyorum dese de zamanla durum bunaltıcı olmaya başlamıştı. Tuna kuzeninin tavırlarından oldukça rahatsızdı. Kadın içip içip onu arıyor, Gülcan hakkında asılsız konuşmaya çalışıyordu. Tabi Tuna ona izin vermiş değildi ama gelen sayısız mesajları da görüyor, gördükçe kadını boğazlamak istiyordu. Engelde işe yaramaz olmuştu. Sonuçta yeni hat kolayca alınabiliyordu. Olayı emniyete taşıyıp kadını ismen de engelletmek istemiyordu, çünkü o zaman da kesin Gülcan duyardı. İşi uzatıp halasını aramak istememesinin sebebi de babasıydı. Halası düğüne gelmezdi. Adamda kesin ona patlardı. Altı sakal üstü bıyıktı. Şemsiye her şekilde  Tuna'da patlıyordu. Düğüne sayılı gün kalmıştı. Telefonuna gelen onuncu mesajla, en iyisinin kapatmak olduğuna karar verip eline aldı. Ama ekranda yazanı gördüğünde küfredip yanındaki yastığı yumrukladı. Cuma güne izne çıkacaktı. Pelin hanımda perşembe gecesi geleceğini yazmıştı. Adamın kendi anne ve babası bile cuma sabahtan gelecekti. Gülcan zaten kadından gram hoşlanmıyordu, eğer onun gece bu evde kalacağını duyarsa hiç acımaz Tuna'nın saçlarını yolardı. Ferit amiriyle konuşup kendine o gece nöbet yazdırsa iyi olurdu. Yoksa düğün gecesi güzelinin koynuna değil, yeni koltuğunun koynuna girerdi.    
***

Gülcan, uzandığı reçel tabağında ki çileklerin hepsini tereyağlı ekmeğinin üzerine yerleştirdi. Özge kahvaltı masasına geri bırakılan tabağa uzandığında, tabağın içinde kalan pembe akışkan sıvıya baktı. L tipi koltukta yanında oturan kadının tabağında olan ekmeğini kaptı ve yarısını ağzına tıktı. Kadın, çayını yudumlayıp ekmeğine uzanmak istedi fakat tabağında özenle hazırladığı ekmek dilimini görmeyince yanında oturan kardeşine öfkeyle döndü. Özge, Gülcan durumu anlayana kadar ekmek dilimini yemiş, parmağına bulaşan reçeli yalamıştı. Mavi gözlerini yanında ona öfkeyle bakan kadının neden kızdığını anlamamış gibi kocaman açtı. Yanakları dolu dolu dudaklarını büzdü. Gülcan şikayete başlayamadan Sevda hanım tabağa uzandı, ayağa kalktı. Mutfak kapısının yanına kondurulmuş buz dolabına yöneldi. Kocaman dolabın yerini alan televizyon nedeniyle o da kapı kenarına konduruluvermişti.   

HASAT "KATİL DOĞAN"(KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin