Horos'un Gözü

3.1K 547 305
                                    

Uzun uzadıya yazmayacağım. Herkes her şeyin farkında.  
Evinizde kalın.  
Sadece kendinizi korumak için değil, bir başkasını da kendinizden korumak için.    

Umarım iyisinizdir.🙏💕
***

15 Aralık 2019

Beril, çantasının kulbunu iki elinin parmaklarıyla sıkıca kavramıştı ve çelik kapının zilini çalmadan önce bir dakika kadar bekledi. Pınar'ın gergin haline müdahale etmesi gerektiğini düşündüğü için buraya kadar gelmişti. Tabi birde düğünü onun zoruyla ertelemesi nedeninden ötürü nişanlısıyla arası hala düzelmemişti. Beril, Pınar'a sonsuz güvenirdi. Onu korkutan bir durum olmasa bunu istemeyeceğini bilecek kadar da tanırdı. Tam olarak endişesi de buydu. Tehdit edildiğini düşünmeye başlamıştı. Bir süredir beklemesinin nedeni Pınar'ın ona açılmasını, anlatmasını ummuştu. Ama sonuç olumsuzdu. Sırf ablası istiyor diye düğünü ertelemesi nişanlısı ve ailesi tarafından hoş karşılanmamıştı. Bu gidişle düğünün komple iptali bile söz konusu olabilir diye düşündü ve yaş dolan gözlerini sıkıca yumdu. Bazen birini çok sevmek yetmiyordu.

Sevgi bir çok şeyin üstesinden gelebilirdi ama örtemezdi.

Kafası öne eğik olan genç kadın, aldığı bir iki derin nefesten sonra, sağ elinin parmak uçlarını gözlerinin altını temizledi. Var olan nemliliği kuruladıktan sonra elini zile uzattı, bastı. Evin içinde yankılanan zil sesinin bir kısmı da dışarıdan duyuluyordu. Kısa süre sonra ağır çelik kapı aralandı ve Halit ile Beril karşı karşıya kaldı. Adamın yüzünde kadını görmesiyle büyük bir gülümseme oluştu. İki yana açtığı kollarıyla kadına bir adımda yaklaşıp sıkıca sarıldı. Beril, adamın beline sarılan kollarına karşılık kendi kollarını onun omuzlarına doladı. Halit onun için ablasının kocası değil bir ağabeydi. Ablasının Ediz denen adamdan sonra yaşadığı üzüntüyü hatırladı. Kadının uzun bir sürede sadece işine odaklandığını ve özel hayatına kimseyi almadığını biliyordu. Tabi bu çılgın adamla tanışana kadardı dedi içinden. Halit'in geri çekilip kendine gülümsemesini gördüğünde kocaman sırıttı. Adamın koluna altına girip içeri yöneldiler. Halit arkalarında kalan kapıyı diğer eliyle uzanıp örttü. Beril, ağabeyi olarak gördüğü adamın beline kollarını dolamış halde içeri doğru yürürken kulağına dolan sesle kafasını hafif kaldırıp baktı.

-Söyle bakalım fıstığım, neden geleceğini haberdar etmedin? Seni karşılardık.

-Sürpriz olsun diye düşünmüştüm.

Adamın sol kaşı havalandığında o da omzunu silkti. Halit ağabeyi çok iyi bir gözlemciydi ve tabiki de ona inanmamıştı.

-Tamam. Yemedin. Ablam beni tedirgin ediyor ve onu hazırlıksız yakalamak istedim.  

-Sana kolay gelsin o zaman.  

Beril, adamın kolunun altından çıkıp karşısına geçti. Şimdi kadının kaşları çatılmış haldeydi çünkü adamın ses tonu onu huzursuz etmişti. 

-Ne oldu? Bir sorun var değil mi?  

Halit, kafasını sağa sola sallayarak kadının yanından geçti ve oturma alanına doğru yöneldi. Arkasında bıraktığı kadına cevap verdi.  

-Nereden bilebilirim ki? Sorun var mı, yok mu? Medyum değilim bakarak göremiyorum. Onun da zahmet edip anlatma gibi bir durumu yok.  

Arkasını dönüp hala olduğu yerde dikildiğini gördüğü kadına bakarak konuşmasına devam etti.  

-İşte bu yüzden sana kolay gelsin. Çünkü anlatmayacak hatta üzerine gidersen seni kıracaktır.   

Halit bir kaç adım sonra ulaştığı koltuğa oturdu, dirseklerini dizlerine yasladı. Beril adamın ardından yürüdü ve hemen sağında kalan tekli koltuğa oturdu. Çantasınıda orta sehpanın üzerine bıraktı. Halit'in yorgun gözüken yüzü ve morarmış gözaltılarıyla işlerin düşündüğünden kötü olduğunu kavradı. Neşeli tutmaya çalıştığı ses tonuyla konuşmayı denedi.  

HASAT "KATİL DOĞAN"(KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin