media: Charles ve Skylar'ın fotoğrafı
☆
"I'm working for all the Styles'."
☆
Güne canımı acıtan güneş ışıklarının yüzüme yüzüme vurması ile gözlerimi araladım. Farkına vardığım ilk şey kulağım ve elimin altındaki kalp atışları olurken kaşlarımı çatıp başımı, avucumu yaslandığım bedenden destek alarak kaldırdım. Zorla araladığım gözlerimle ilk karşılaştığım manzara şekil almayan kıvırcıkları anlına düşmüş, sessizce uyuyan bir Harry olurken bu sefer etrafımda gözlerimi gezdirdim.
Hala salondaki büyük kanepedeydik fakat en son hatırladığım kadarıyla ben onun dizlerindeydim. Şimdi ise yaralı elimin olduğu sol kolumu beline dolamış, başımı ise göğsüne yaslamıştım. Bu duruma nasıl geldiğimizin tek açıklaması benim derin uykumdu. Uykuya daldıktan sonra genellikle hiçbir şeyi duymaz, çoğu teması da hissetmezdim.
Bu yüzden de güneşle kendi kendime değil alarmım ile siyah güneşliklerimin olduğu yatak odamda uyanırdım genellikle.
Harry'nin göğsünden tamamen ayrılıp kanepeden kalktığımda dün gece doldurduğu ama içmemize izin vermediğim kadehlerin mutfak tezgahında durduğunu fark ettim. Harry benden sonra uyumuş olmalıydı.
Yorgunluk ve sinirle evin rastgele yerlerine fırlattığım topuklu ayakkabılarımı ada tezgahın hemen yanında, çantamı ise üzerinde görünce beni asıl şaşırtan şey o olmuştu. Harry resmen benim yerime evimi toplamıştı. Bir teşekkür borçluydum sanırım.
Çantamdan telefonumu çıkardığımda dün gece az olan şarjının tamamen bitip kapandığını fark ettim. Onu odamdaki şarj aletime takıp ardından yüzümü yıkayıp içeri geldiğimde salonda oturur bir şekilde gözlerini kaşıyan Harry'i gördüm.
- Günaydın.
Sesimle bana dönerken beni görünce yüzünde büyük bir gülümseme belirdi. İtiraf etmem gerekirse ne kadar yeni uyanmış da olsa tatlı görünüyordu.
- Günaydın.
Yaslandığım kapı pervazından ayrılıp soldaki mutfağa geçtim ve tava ile 3 yumurta çıkardım. Geniş mutfak gerecini ocağa koyup yağını dökerken Harry de o sırada ayakkabılarını giymiş yanıma gelmişti. Tuhaf olan şuydu ki bir röportajında hareketli uyuduğunu söylediğini hatırlıyordum fakat ben de yanımda diğer insanların uyumasına izin vermeyecek kadar hareketli yatıyordum.
Aklıma takılan soru ile yumurtayı çırpan elim durakladı ve o kahve makinesini çalıştırırken ona döndüm.
- Bütün gece boyunca ikimizden birisi nasıl düşmedi o küçücük kanepeden?
Aslına bakılırsa kanepe küçük değildi, onun ve benim bedenim çok yer kaplıyordu.
- Aslında ben de ilk başta şüpheliydim fakat daha sonra beni yanılttın ve göğsüme yattığın an hiç hareket etmedin Skylar. Ayrıca hiçbir şey uzun zamandan sonra en iyi uykumu uyuduğum gerçeğini değiştiremez!
Yüksek ama yumuşak ses tonuyla söylediği şey beni de güldürürken çırpmayı bitirdiğim yumurtayı tavaya döküp biraz da tuz ektim.
Uyandığımızda dün gece giydiklerimin hala üzerimde olmasını onun nazikliği ve mahremiyetime saygısına bağlıyordum.
Yumurta ve kahveden oluşan iki kişilik küçük kahvaltımız birkaç dakika içinde hazır olunca ada tezgaha oturup yemeye başladık. Sütlü kahvemden ilk yudumumu almamın ardından ilk konuşan ben oldum.
- Evimi topladığın için teşekkürler bu arada, göğsünü yastık olarak kullanmama izin verdiğin için de.
Gamzelerini sergileyerek kocaman gülümsedi.
- Her zaman.
☆
Harry ile yaptığımız kahvaltının ardından birlikte bulaşıkları topladık ve her şey bitince o telefonunu alıp kanepeye ilerlerken mutfağın girişinde durakladım.
- Odamdayım ben, 2 dakikaya gelirim.
Uyandığımdan beri odama onlarca kez gidip gelmiştim fakat üzerimdeki lanet kıyafetleri çıkarmaya bir türlü fırsatım olmamıştı. Siyah crop top göğsümü o kadar daraltmaya başlamıştı ki artık nefes alamadığımı hissediyordum.
Beyaz dekor edilmiş şehir manzaralı odama girince direk sağa dönüp dar ama uzun giyinme odama girdim. Lacivert perdeyi çekip dolabıma döndüğümde ilk işim üzerimdeki dar şeyi çıkarmak oldu. Sutyen takmanın ardından beyaz geniş pantolonumu da bacaklarımdan sıyırdım ve yerini kot şortun almasına izin verdim. Üzerinde tuhaf yaratık baskılarının olduğu beyaz tişörtü giymek için elime almıştım ki telefonumdan gelen mesaj sesi dikkatimi dağıttı.
Tişörtü elimde tutmaya devam edip perdeyi araladım ve yatağımın başında yer alan komodine ilerledim. Carmen'in iyi olduğuna dair gönderdiği mesajını okurken adım seslerinin ardından Harry'nin sesini duymam bir oldu.
- Sky, bugün Griffith Park'a gid- oh, özür dilerim. Üzerini değiştirdiğini bilmiyordum.
Odamın aralık kapısını açtığında yarı çıplak olan beni görünce aniden bakışlarını kaçırmış ve kapıyı eski konumuna getirmişti. Her zamanki gibi yine nazik ve saygılıydı.
- Sorun değil, gelebilirsin.
- Emin misin? Bir yumruk da ben yemek istemiyorum!
Söylenmesi beni güldürürken tişörtü başımdan geçirdim. Çoraplarımı giymek için yatağa oturup komodini açtım.
- Gel Harry!
Birkaç saniye içinde kapıyı açıp odama girince ilk önce bana daha sonra etrafa bakmaya başladı. Yatağımın uç kısmında kalan dekoratif cam raflara ilerledi ve en üstteki resimlerden birini eline aldı. Ben de o sırada siyah spor ayakkabılarımı giymiş yanına gelmiştim.
- O erkek kardeşim, Charles.
Fotoğrafı yılbaşı yemeğinde biz jazz şarkıları söylerken annem çekmişti. O sadece içeceğini içiyordu ama ben hem dilimi çıkarmış hem de göz kırpmıştım. Hafif sarhoş olduğum çok belliydi fakat samimî bir fotoğraftı.
- Neden hiç benzemiyorsunuz?
Sorduğu soru beni gülümsetirken bu sorunun aynısını Carmen bizi her yan yana gördüğünde yüz kez tekrar ediyordu.
- Sen de Gemma ile benzemiyorsun Harry. Senden çok daha güzel. Onun için gay olurdum.
Cümlelerim ona kahkaha attırırken sahte bir alınganlıkla baktı bana.
- İstersen diğer Stylers'larla birlikte Gemma Styles fan kulübü açın. Sen nasıl benim hayranımsın tanrı aşkına Skylar?
Rafta duran güneş gözlüğünü takıp havalı olduğunu düşündüğüm bir bakış attım ona.
- Ben bütün Styles'lara çalışıyorum Harry.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑠𝑘𝑦𝑙𝑎𝑟 ☆ H.S
Fanfiction- bir zaman sonra aklına aniden geldiğimde şunları hatırla. suçluluktan bakamadığım zümrüt gözlerine son kez baktım. - sen benim kalbimi istedin ama ben sadece senin dövmelerini beğendim Edward. 💫 herkes tarafından sevilen, dünyaca ünlü ama bedeni...