𝑠𝑘𝑦𝑙𝑎𝑟 ☆ H.S

5

"goodnight Skylar."

☆

Gece tahminimden daha sessiz ve huzurlu geçmişti. Ona Aaron'dan bahsetmenin ardından benim aşk hayatımla ilgili başka bir şey sormamıştı. Onun aksine ben sürekli albümdeki şarkılar ve eski sevgilileri ile ilgili sorular sormuştum. Tahmin ettiğim gibi hiçbir sorumda sert tepki vermeden, hiç bıkmadan tek tek anlatmış; beni özel hayatını en fazla bilen hayranı olmama izin vermişti.

Nazikliği bana o kadar zıttı ki.

Arabamı sahile gelmeden önce olduğu yerde, Forum'un önünde durdurduktan sonra el frenini çekip ona döndüm. Bir şeyler söyleyecek gibi duruyordu.

- Şoförlüğünden, liderliğinden ve sohbetinden gerçekten memnun kaldım. Benim için kutsal olan bu geceyi böylesine keyifli bir zamanla taçlandırdığın için teşekkürler. İyi geceler.

Arabadan inmek için kapıya döndüğünde onu durdurdum. Bu gecenin öyle hemen bitmesini istemiyordum ve, istediğim çoğu şeyin gerçekleşmesini sağlardım.

- Sana gecenin bittiğini de kim söyledi? Hala direksiyonun başında ben varım.

Karmaşık yüz ifadesi ile bana döndü ve dediklerimden bir anlam çıkarmaya çalıştı.

- Otur Harry, son ve belki de bir daha hiç gidemeyeceğin bir durağımız var.

Hala kapı kolunda olan elini görünce kıyafetimdeki v yakayı umursamadan onun tarafına eğilip elini çektim ve kemerini yeniden taktım. Müzik olarak bu sefer 5SOS'dan 'youngblood'u tercih ederken tekrar arabayı çalıştırdım ve konser alanından çıkıp rotayı Los Angeles şehir merkezine çevirdim.

☆

Birkaç saat önce en yakın arkadaşımla yaptığım 15 dakikalık yolculuğu bu sefer hayranı olduğum adamla tamamlamanın ardından arabam dairemin olduğu rezidansın yeraltı otoparkında durmuş, müzik susmuş, ben asansöre doğru ilerlerken Harry yine sessiz kalmayı tercih etmişti.

Zemin katın üstündeki katlara giriş kartı istediği için çantamdan çıkardım ve kapı açılma tuşunun yanındaki okuyucuya yaklaştırdım. Yirminci kata basarken Harry'nin gözlerini her hareketimde üzerimde hissedebiliyordum.

- Neredeyse bir saat boyunca her yere ben götürdüm ve sen nereye gittiğimiz hakkında tek bir kelime bile etmedin.

Ellerim bel hizama gelmiş kol çantamı tutarken o içinde kendi isminin baş harfleri de bulunan yüzükleriyle uğraşıyordu.

- Henüz yeni tanışmamıza rağmen içimde sana güvenebileceğimi söyleyen bir ses var.

Söyledikleri beni büyülerken onun benden bir adım daha geride olmasını avantaj sayarak hafifçe gülümsedim. Eğer dengesizliğime göz yumabilecekse gönül rahatlığı ile güvenebilirdi.

Birkaç dakika içinde asansörden inip 2018 numaralı dairenin önünde durduk. Anahtarımla açıp içeri girmemin ardından o da peşimden gelirken kapıyı kapatmadan sağa döndüm ve salona geçtim. Çantamı yemek masasına bırakıp topuklu ayakkabılarımı çıkarırken ona seslendim.

- Evime hoş geldin Harry.

Üzerimden attığım eşyalarımı toparlayıp odama ilerlerken salonun girişinde bekleyen yeşil gözlü adamın yanında durakladım.

- Kadehler ada tezgahın üstünde, şaraplar da dolapta. İstediğini seçip koyabilirsin, ben üzerimi değiştireceğim.

Üzerimde varlığı ile yokluğu bir olan tuluma rağmen konserde giymekle aptallık ettiğim topuklular canımı çıkarmıştı resmen. Bir an önce onlardan kurtulmuş, gömlekli bir üstü ve şort bir altı olan, çizgili saten pijamalarıma kavuşmuştum. Evinde günlük kıyafeti ile oturan, her duruma "hazırlıklı" kadınlardan değildim, evet, ama yeri geldiğinde ben de şık olmayı biliyordum.