1

1.2K 57 18
                                    

"that's not gonna happen!"

- Doğru bagajı aldığından emin misin Skylar?

Carmen'in erkek giysisi dolu bavullara bakarak sorduğu soruya karşı kaşlarımı çatıp ona cevap verdim.

- Ben banttan alırken isim etiketini kontrol etmiştim, kendi adım yazıyordu. Ama ikinci bavulumu beklerken aynı bavula sahip birisyle karışmış olabilir. Baksana, burada H. Edward S. yazıyor.

Bana ait olmayan bavulun isim etiketini incelerken Carmen de hafifçe eğildi.

- İletişim bilgisi var mı?

- Telefon numarası var, sahibine ait olmalı.

Tekrar doğrulup ne yapmamı söylemesini ister gibi en yakın arkadaşıma baktım.

- Bence mesaj atmalısın, hem bu takımlar pahalıya benziyor. Hırsızlık açısından sorun çıkabilir, eminim anlayacaktır seni. Bir yerde buluşup değiştirebilirsiniz.

- Haklısın, birkaç gün sonra işe başlayacağım ve evde olan birkaç parça şey dışında giyecek bir şeyim yok. Neyse, şimdi kahve içip dinlenebilir miyiz?

Beni onayladı ve birkaç dakika önce yerimize, o salona ben de mutfağa döndüm. Avokadoları tabağa yerleştirip iki kupayı da tepsiye koydum. Dolapların arkasından çıkıp küçük daire masanın sağından geçtim ve Carmen'in oturduğu beyaz kanepenin önündeki cam sehpaya bıraktım.

İkimiz de kupalarımızı alıp tamamen yerleştiğimizde isim etiketindeki numaraya küçük bir açıklama mesajı attım ve asıl hayat problemlerine döndüm. Mesela neden aniden tatile çıkmaya karar vermemin sebebi gibi.

- Elijah nasıl? Ben yokken hiç konuştunuz mu?

Aramızda oluşan bütün bu kaostan nefes almak için gerçek evime kaçmadan önce erkek arkadaşım ile çalışma saatlerimiz üzerine tartışmıştık. O bir oyuncuydu ve çalışma saatleri epey esnekti. Uzun süredir görüşememek beni ondan uzaklaştırırken o beni suçlu bulmuştu. Bu ilişki için hiçbir fedakarlık yapmadığımı, onun yürüttüğünü söylemişti. Bense öfkeyle fedakarlık yapmayı öğrenene kadar bir ara vermemiz gerektiğini söylemiş, tek bir gözyaşı dökmeden keyifli bir tatil geçirmiştim.

Tabii bu aynı eyalet sınırları içindeyken onu düşünmemi engellemiyordu.

- Konuştum, sen gittikten 3 gün sonra falandı. Nerede olduğunu sordu, ben de aileni ziyarete gittiğini söyledim. Başka bir şey demedi.

Bir beklentim yoktu, bütün Kaliforniya'da beni arayacağını düşünmemiştim. Ya da Carmen'in ona sinirlenip yerimi söylemeyeceğini. Zaten ilişkimizdeki temel sorun buydu; ben tecrübelerimden sonra herkese sıfır beklentiyle yaklaşmayı öğrenmiştim fakat o benim aksime hayatındaki herkesten bir şeyler bekliyordu. En fazla da benden.

Halının deseninde takılı kalan bakışlarım Carmen'in elini kolumda hissetmemle ona döndü.

- İçin rahat değilse konuşmalısın Skylar, seni anlayacağına eminim.

Carmen bütün aşk hayatımı biliyor, beni yaralayan ve acı tecrübem haline gelen tüm insanları tanıyordu. Herkes bana zarar verirken o durmuştu yanımda.

- Anlamıyor Cam, neredeyse hiçbir şekilde incinmemiş bir insandan benim gibi acı tecrübeleri olan bir insanı anlamasını bekleyemeyiz. Adil olmayan bir şey bu.

Anlayışlı bir şekilde gülümseyince ekledim.

- Ama onu seviyorum. Hiç söylemedim fakat aslında son zamanlarda onu görmek istememin sebebi buydu. Onu özlemeye başlamıştım ve itiraf etme cesaretini kazanmak için ona ihtiyacım vardı. Ama o kavga etmeyi tercih etti ve ben de saygı duydum. Bilmiyorum artık aramızdaki bazı şeyler hayatta mı hala ama ben hep ona saygı duyacağım.

Titreyen sesim gözyaşlarımın sinyallerini verirken Cam elindeki kupayı sehpaya bırakıp bana sımsıkı sarıldı.

- Eğer yürümezse bitirirsin Skylar, hem henüz çok geç değil. Ama dediğim gibi, konuşmalısınız.

Onu onaylayarak geri çekilirken telefonumdan yükselen bildirim sesiyle ayağa kalktım ve mutfağa bıraktığım küçük teknolojik cihazı açtım. Bavulun sahibi Edward mesaj atmıştı.

▪H. Edward: merhaba ve çok özür dilerim.  ▪yorgundum ve kafam dağınıktı,
▪ben karıştırmış olmalıyım.
▪eğer sizin için de uygunsa bugün içinde buluşup bavulları değiştirelim.

Kullandığı resmi dil ve sadece birkaç dakika içinde cevap vermesi dikkatimi çekerken salona doğru birkaç adım attım.

- Edward mesaj attı, bugün buluşmak istiyor.

Attığı mesajı doğru mu okudum diye kontrol ederken tekrar Carmen'in yanına oturdum.

- Vay be, adam hızlı çıktı.

Alaycı ses tonu bakışlarımı telefonumdan ona yöneltirken bıyık altından güldüğünü görünce kaşlarımı çattım.

- Hayır Carmen, kes sesini.

- Ne var? Bir bakmışsın Elijah'dan önce bir kaçamakta, onun yatağındasın.

Sinirle onu kanepeye doğru iterken bağırdım.

- Öyle bir şey olmayacak!

𝑠𝑘𝑦𝑙𝑎𝑟 ☆ H.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin