"you can relax, Skylar."
☆
Harry ile odamda yaşadığımız o kısa andan sonra onun Griffith Parka gitme fikrini yapacak başka bir işim olmadığından kabul etmiştim. Kendime karşı ya da insanlara karşı yalan söyleme ihtiyacı hissetmediğim için şimdi de söylemeyecektim. O bir nevi eğlenceliydi.
Karşıdaki kişinin anlatacak bir şeyi kalmadığında ya da anlattığı şey yüzünden geçmişi hatırlamaya başladığında, bu kişi açıkça ben oluyordum, hemen gülümsetecek bir anısını ya da kahkaha attıracak bir şakasını anlatıyordu. Ki genelde Harry'nin şakaları hiç de komik olmazdı.
İyi vakit geçiriyorduk işte.
Nereye ve nasıl gideceğimize karar verdiğimizde bana kaldığı otele gitmesi, duş alması gerektiğini söyleyince ilk başta Beverly Hills gideceğimiz yere ters ve bana 1 saat uzaklıkta kaldığından itiraz etsem de bana bir süredir Hollywood'daki dairesinde değil şehir merkezindeki bir otelde kaldığını söylemişti. Neden evinden ayrıldığını sormamıştım ama bunu da şoförünün ben olmam karşılığında kabul etmişti.
İş yerinde geçirdiğimiz o gece dışında neredeyse hiçbir şekilde onun araba kullanmasına izin vermemiştim çünkü bu bir nevi benim takıntımdı. Eğer kontrol bende olabilecekse başkasının almasına izin veremezdim. Arabada çalacak olan müzikle de epey alakası vardı tabii.
Arabanın içerisinde sıcaktan bunaldığım ve kendimi sadece Louis'nin eğlenceli müziği ile avutmaya çalıştığın dakikaların ardından bir anda mor arabamın kapısı açıldı ve yan koltuğa Harry bir anda oturdu. Yüzüne hareketleri yüzünden anlamsız bir bakış attığımda bana karşılık olarak eli ile yolu işaret etti.
- Paparazziler gelmeden bir an önce gidelim hadi!
Telaşına gülümseyip zaten çalışan arabanın gazına bir anda yüklendiğimde emniyet kemerini takan Harry bir anda geriye doğru sendeledi.
Tuhaf bir şekilde boş olan yolda hızla gitmeye başlamışken ikisi de sonuna kadar açık olan camlardan rüzgar kulaklarımı uğuldatıyordu.
Kolumu camdan çıkarıp beni duyması için yüksek sesle konuştum.
- Zaten gittiğimiz yer halka açık bir park ve sen paparazziler diyorsun Harry. Mantıklı geliyor mu kulağa?
Cevap olarak sessiz kalmayı seçtiğinde gülümsedim ve elimi radyoya götürdüm. Telefonumdaki Spotify'a her daim bağlı olduğundan çalma listelerimde göz gezdirdim. Harry de kendisini toparlamış, telefonunda birilerine mesaj yazıyordu.
Gözüme çarpan çalma listesine karşılık gülümsememi engelleyemeyince içindeki favori şarkımın üzerine bastım. Camları kapatıp klimayı çalıştırdığım sırada arabanın içini Zayn'den 'wrong' un müziği doldurdu.
Harry bunu ilk anda anlamış olmalı ki başını telefondan kaldırıp radyoya bakmasının ardından gözlerini devirdi.
- Müzik zevkin tam bir rezalet Sky!
İsyan dolu sesi kulaklarımı doldurduğunda şarkı sözleri başlamadan önce zalimce bir kahkaha attım.
- Ben de seni seviyorum Edward!
☆
Kolumdaki Harry evinde kalmadığı için tek başıma hazırlayıp getirdiğim, çok da ağır olmayan piknik sepetini büyük yeşil alanın kenarlarında kalan ağaçlardan birinin altına bırakırken o da sepete yönelmişti.
- Sepeti hem ben hazırladım hem de ben taşıdım, bütün servisi sen açacaksın. Ayrıca aldığım her şeyi de yiyeceksin.
Restimden sonra o sözlerime itaat edip sepetin içindekileri çıkarmaya başlayınca aynı anda telefonumun melodisi de kulağıma ilişmişti. Arayan Carmen'di.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑠𝑘𝑦𝑙𝑎𝑟 ☆ H.S
Fanfiction- bir zaman sonra aklına aniden geldiğimde şunları hatırla. suçluluktan bakamadığım zümrüt gözlerine son kez baktım. - sen benim kalbimi istedin ama ben sadece senin dövmelerini beğendim Edward. 💫 herkes tarafından sevilen, dünyaca ünlü ama bedeni...