media: sergideki fotoğraf
☆
"you're running Sky."
☆
- Ne hissettiğimi anlamıyorum Carmen. Ben bu değilim! Bazen hislerimin olduğundan bile emin olamayan bir kadınım ben!
Her şeyi anlatıp kurtulmanın verdiği rahatlığın yanında kendimi anlayamamamın verdiği sinirle oturduğum kanepeden kalktım.
Kısa saçlarımı parmaklarıma dolayıp köklerinden sökmek istercesine arkaya çekerken beynim ve kalbimin arasındaki karmaşada kaybolmamayı umuyordum.
- Belki de bu da sadece basit bir hoşlantı ya da etkilenmedir belki Skylar? Belki sadece biraz fazla zaman geçirdiğiniz için seni düşünmeye itmiştir.
Carmen'in bağdaş kurup oturduğu kanepenin çaprazındaki koltuklardan birine çaresizlikle kendimi bıraktım.
- Pazar'dan beri Londra'da Cam. Dediğin şey mantıklı fakat onu görürsem ne olacak? Bak beni en iyi sen tanıyorsun. İnsanlara güçlü görünmeyi takıntı haline getirdim ama ya gerçek düşüncelerimi saklayamazsam? Yanlış bir şey düşünmesini istemiyorum.
Ben onun yüzüne bakarken kaşlarını çattı, gelecek soruyu biliyordum.
- Yanlış bir şeyi açar mısın biraz?
Eğer düşüncelerimi kafamın içinde tutmaya devam edersem patlayacaktı. Carmen hızlı konuşmamdan hiç hoşlanmazdı ama çok şey söyleyecektim.
- O zaman sesli düşüneceğim. Erkekler sıradandır, onlardan hoşlandığını ya da etkilendiğini dile getirdiğin an kendilerini övmeye başlarlar. Bizi yedeğe atabileceklerini, istedikleri zaman kullanabileceklerini sanarlar.
Kalkan kaşlarını ve aralanan dudaklarını gördüğümde işaret parmağım ile durdurdum onu.
- Ama ben Harry'nin sıradan erkekler gibi olduğunu sanmıyorum. Ve daha önce hiç böyle biriyle karşılaşmadığım için de ne düşüneceği hakkında hiçbir fikrim yok. Ah, Tommy iki dudağımın arasına bakarken onunla sevişirken Harry'i düşündüm ben! Kendime inanamıyorum!
☆
Carmen ile yaşadığımız fikirsiz anların ardından Tommy'nin araması ile benim evime geçmiştik, Carmen de hazırlanmama yardım etmişti.
Kuzey Hollywood'a doğru yaklaşık 45 dakikalık bir araba yolculuğunun ardından bir şekilde sergiye gelmiş, hem Tommy'e yardım etmeye hem de etrafta dolaşmaya başlamıştık.
Tanıdığım birkaç önemli insan gelmişti, eğer doğru bir ilk izlenim verir ve sohbeti iyi sürdürebilirse karşısına parlamasını sağlayan fırsatlar çıkabilirdi. Dürüst olmak gerekirse ben Tommy'e bakınca magazin dergilerinde çalışan, her gün onlarca modelin fotoğrafını çeken ve asla tanınmış dostlar edinmeyi es geçmeyen profesyonel bir Hollywood fotoğrafçısı görüyordum. Umarım kariyerine bir katkıda bulunabilirdim.
3 duvar, 4 koridordan oluşan sergide Carmen ile konuşarak henüz sadece ilk koridoru yeni bitirmiştik ve o içecek almaya giderken mavi, mor, beyaz temalı fotoğrafların uyum açısından büyük bir dikkatle hazırlanmış olduğunu fark ettim. Şehir içinden, gökyüzünden, arazilerden, neredeyse her yerden fotoğraflar vardı.
Fakat ben aradığım şeyi ilk koridorun sonunda, ikinci duvarın karşısındaki alanda bulmuştum. Kendi fotoğrafımı.
Gün batımlarına olan takıntım çevremdeki herkes tarafından bilinirdi, bu yüzden bir hafta önce Carmen'in evinde partide olmamızı umursamamış, onu da bırakmak istemediğim için verandaya çıkmış ve mor gökyüzünü izlemiştik. Ne zaman çektiğini de hatırlıyordum hatta. Ben yukarıya bakıp konuştuğum bir sırada anlık olarak ona dönmüştüm ve o yakalamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑠𝑘𝑦𝑙𝑎𝑟 ☆ H.S
Fanfiction- bir zaman sonra aklına aniden geldiğimde şunları hatırla. suçluluktan bakamadığım zümrüt gözlerine son kez baktım. - sen benim kalbimi istedin ama ben sadece senin dövmelerini beğendim Edward. 💫 herkes tarafından sevilen, dünyaca ünlü ama bedeni...