media: Harry'nin turne gitarı
☆
"you're strong, have you ever been told?"
☆
Sergiden çıktıktan sonra birlikte geldiğim arkadaşım olmadan döneceğim için yalnızdım. Hollywood caddelerinde, güney yönünde ilerlerken arabamın içinde kısık seste 'Meet Me in the Hallway' çalıyordu. Çok duygulu bir şarkı değildi fakat bu ruh halimde sağlıklı araba kullanabilmek için sesini düşükte tutuyordum. Telefonum sessizdeydi, kimseyle konuşmak istemiyordum.
Eve henüz 20 dakika kadar varken boş bir arazinin ortasında duran 7/24 açık bir Mcdonalds gördüm. Gözlerimin parladığını hissederken ve hiç düşünmeden direksiyonu sola kırarken birkaç dakika sonra arabamı park etmiş, makyajımı tazelemeden ya da ayağımdaki spor ayakkabıları değiştirmeden otoparkta restorana ilerliyordum. İnsanları pek umursadığım söylenemezdi de zaten.
İki tavuk burgerin yanında patatesi, soğan halkasını ve kolayı büyük boy istemiştim. Birkaç dakika içinde menümü alıp kapıya bakan bir şekilde, cam kenarına oturdum.
Tahmin edildiğinin aksine yemeğimi yemeye başladığım an neşelenmemin yerine gözlerim dolmuştu ve gözyaşlarım yavaşça yanaklarımdan süzülmeye başladı.
Sonra beklenmedik bir şey oldu. Restorana üzerinde soluk yeşil takım elbisesi ve siyah gömleği ile Harry girdi. Sanki bir toplantıdan çıkıp buraya kaçmış gibi duran görünümüyle çok normalmiş gibi sipariş verdi ve fişini alıp bu tarafa dönünce sonunda beni görebildi.
- Sky?
Hızlı adımlarla yanıma gelirken henüz bir hafta kadar önce onu görmüş olsam da yine de belirgin değişiklikler vardı. Saçlarını eskisinden daha uzun fakat biçimli bir şekilde kestirmişti, ayrıca kilo da almıştı fakat uzun boyuyla orantıdaydı hala.
- Hey, bu saatte burada ne yapıyorsun? Sen, ağladın mı? İyi misin?
Arka arkaya sıraladığı sorularının içinde sanki zihnim seçmiş gibi gözyaşlarımı ilgili olanı çıkarttı ve göz pınarlarıma dur emri verdi.
- Senin yaptığın şeyi yapıyorum, yiyorum.
Aynı anda 4 patatesi ağzıma koyarken Harry sorusunu duymamışım gibi yineledi.
- İyi olduğuna emin misin? Konuşmaya ihtiyacın var mı?
Kendimi daha fazla tutamadığım an o andı. Harry'nin iyi kapliliği gözyaşlarımı geri getirdi.
- İyi olmadığı zaman iyi gibi davranmaktan yoruldum.
O karşımdaki yerinden kalkıp yanıma gelirken birkaç saniye içinde kollarını etrafımda, başımı ise göğsünde hissettim. Kolamdan arka arkaya yudumlar alırken gözyaşlarım hızlanmıştı.
Birkaç kişi bize baksa da rahatsız olmadan ne kadar süre durduk bilmiyorum. Ama duvarlarımda oluşan kırıkların sesleri zihnimde hala yankı halindeydi. Böyle oluyordu genellikle. Her şeyi o anında dışarı yansıtmazsam eğer bir süre sonra böyle oluyordu ve şimdiye kadar yanımda olan kişi hep Carmen olmuştu.
Ama şimdi Harry'nin kollarındaydım.
- Dışarı çıkalım, hava almak istiyorum.
Benim isteğime uyarken onun benim yüzümden yemek yiyemediğini fark ettim. Bunu zihnimin bir köşesine yazarken birlikte restorandan çıkınca kol çantamdan sigara paketimi ve çakmağımı çıkardım. Paketteki son dalı çıkarıp ambalajı avucuma bastırıp sigarayı ateşe verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑠𝑘𝑦𝑙𝑎𝑟 ☆ H.S
Fanfiction- bir zaman sonra aklına aniden geldiğimde şunları hatırla. suçluluktan bakamadığım zümrüt gözlerine son kez baktım. - sen benim kalbimi istedin ama ben sadece senin dövmelerini beğendim Edward. 💫 herkes tarafından sevilen, dünyaca ünlü ama bedeni...