'Unutmadım...'

166 5 1
                                    

Bir hafta sonra otelin yenilenmesi bitti ve müşteriler tekrar yerleşti. Akşam Güzide odasına çıktığında Yahya Bey de yatağında uzanıyordu. Yahya Bey gülümsedi. Güzide de zorlama bir gülümseme ile ona baktı. Güzide Yahya Bey'i seviyordu aslında... Ama aşk olarak değil. Onu babası ya da bir akrabası olarak görüyordu. Onunla Celil'le hiçbir zaman birlikte olamayacaklarını bildiğinden ve Ayşegül Hanım'ın kırmamak için evlenmişti. Celil'i aşırı seviyordu ama Yahya Bey'i de kırmak istemiyordu. Ayak ucundaki sandalyeye oturdu. Yorulmuştu. Herkes yorulmuştu. Yahya Bey'le birkaç dakika konuştular.

-Ben yatıyorum Güzide'ciğim. Sen de geç kalma.

-Hıhı... Ben de aşağıda kendime bir kahve yapıp öyle yatacağım zaten...

-Tamam.

Güzide hızla kalktı ve kapıda çıktı. Merdivenlerden aşağı indi. Tam ikinci merdivenlerin önünden geçerken durdu. Bir odanın kapısına baktı. Fısıldadı.

-Celil Bey'in odası...

O sırada merdivenlerden Ayşe çıkıyordu ve Güzide'yi görünce durdu. Sırıttı.

-Celil de gelmedi bu akşam.

Güzide yerinden sıçradı ve Ayşe'ye döndü.

-Olabilir. Gelmezse gelmesin canım... Bizi ilgilendirmez.

Dedi. Umursamaz olmaya çalışarak. Ama Ayşe tabikide susmadı.

-Alya da gelmedi.

-...

-Aslında birlikte vakit geçirmeleri çok normal... Sonuçta karısı...

-Aman bize ne canım onlardan zaten...

-Haklısın sen de tabii...

Güzide ona zorlama bir gülümseme yollayıp merdinlerden aşağı inmeye başladı.

-Nereye?

-Mutfağa... Kahve yapacağım...

Ayşe cevap vermedi ve odasına gitti. Mutfakta kimse yoktu. Kahvesini yaptı ve oturdu. Kendi kendine şarkı söylemeye başladı.

Ah neden bana kış dediin,

ben senin olmuş idiiim...

Ah neden banaa kış dediiin,

Ben senin olmuş idiğiim....

Gidin bulutlaar gidiin,

Sonra şarkı söylemeyi kesti ve sadece melodisini mırıldanmaya başladı.

-Ağzınıza sağlık.

Güzide irkildi ve arkasını döndü. Kapıda Celil'i gördü. Gülümseyerek ona bakıyordu.

-T-Teşekkür ederim.

-Herkes yattı sanırsam?

-Evet... Size kahve yapmamı ister misiniz?

-Zahmet etmeyin.

-Yok canım ne zahmeti? İki dakikada yaparım.

-Peki öyleyse.

Güzide başka bir bardak aldı ve kahveyi pişirdi. Bir yandan da Celil'le öylesine konuşuyorlardı. Ortam biraz gergindi.

-Alya nerede?

-Şura'ların evinde.

-Seyit?

-Bilmiyorum.

-Onların durumu bayağı karışık...

-Evet.

Celil oturduğu yerden kalktı ve Güzide'nin yanına geldi. Güzide kahveyi bardağa döktü ve Celil'e verdi. Celil hafifçe güldü.

-Ne oldu?

-Hiiç.. Sadece.. Bugün başımıza böyle şeylerin geleceğini kim bilebilirdi... Yani tanıştığımız günden bu yana...

Güzide de gülümseyerek ona baktı.

-Ben o günü hiç unutmadım...

Celil ile GüzideHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin