Bir gün daha Celil'siz geçmişti. Nerede bu adam diye düşünüyordu Güzide. Gözü dalmıştı ve sandalyede öylece oturuyordu. Ayşegül Hanım'ın sesiyle irkildi.
-Güzide... Güzide!
-Ha? Ne? Efendim Ayşegül Hanım?
-Kızım hadi hazırlıklara yardım et.
-Ne hazırlığı Ayşegül Abla?
-Hani tarlaya dönüyorsunuz ya...
-N-ne?
-Evet kızım. Senin haberin yok muydu?
-H-hayır.
-İyi işte şimdi oldu. Hadi Yahya Bey'e yardım et. Adam eşyaları topluyor şu anda.
-P-peki.
Güzide ayağa kalktı ve mutfaktan hızla çıktı. İkinci kata geldiğinde duvara yaslandı ve gözünden bir damla yaş süzüldü. Artık her şey bitmişti işte.. Kendini toplayıp Yahya Bey'in yanına geldi.
-Y-Yahya Bey..
-Ha? Gelsin mi Güzide? Gel yardım et.
-Tarladaki eve dönüyormuşuz?
-Evet.
-Neden? Y-yani daha erken değil mi?
-Hayır Güzide. Aslında tam zamanı. Artık kış geliyor. Biz gittikten sonra Ayşegül ve Ayşe buraları toparlayıp kapatacaklar.
-T-tamam.
O anda Celil'i görmesi gerektiğinin farkına vardı ve hızla kapıya yöneldi.
-Nereye Güzide?
-A-Ayşegül Abla çamaşırları gidip almamı istemişti de.
-Tamam. Ama çabuk gel.
-Olur.
Koşarak otelden çıktı ve hızlı adımlarla Celil'in kaldığı yere doğru yürüdü. İçeri girdiğinde bir odanın kapısını tıklattı. Celil elindeki kağıtlara bakıyordu.
-Girin!
Güzide kapıyı açtı ve Celil'in oturduğu masanın karşısına geçti. Celil hemen ayağa kalktı ve yanına geldi ve birbirlerine sarıldılar.
-Güzide sen burada ne yapıyorsun?!
-Seni görmeye geldim.
-Güzide bunu yapmamalısın. Bu aşkın ikimize de bir yararı yok.
-Öyle deme. Benim hala bir umudum var.
-Üzgünüm Güzide. Ama geldiğin için mutluyum.
-Ben de. Ama fazla kalamam. Yanya Bey'e çamaşırları alıp gelicem dedim. Gecikmemeliyim. Ve... Sana bir haberim var.
-...
-Yahya Bey'le tarladaki eve dönüyormuşuz.
-... Belki de en iyisi budur.
-Celil?
-Üzgünüm Güzide. Ama gitmelisin.
-Peki.
Dediği gibi kapıdan çıktı. Celil ise olduğu yerde bir süre kaldı ama sonra tekrar sandalyesine oturdu. Güzide gözünden bir damla yaş akarak binadan çıktı. Tam köşeyi döneceği sırada biri önünü kesti.
-A-Ayşe?
-Yaa Güzide. Sana da merhaba.
-S-sen ne yapıyorsun burada?
-Asıl aynı soruyu sana sormak gerekiyor.
Kafasını kaldırıp binanın üst pencerelerine baktı ve sırıttı.
-Yoksa müthiş aşkını mı görmeye geldin?
-B-ben sadece veda ediyordum.
-Ne bitmez aşkmış be? Bir vedalaşamadınız...
-A-Ayşe sana yemin ederim k-
-Sus! Senin yeminine kim inanır?! Şimdi Yahya Bey'in yanına gideceğim.
Dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Güzide peşinden koşup kolundan tuttu. Yalvarıyordu artık.
-Ayşe lütfen!
-Ne?! Sizin bana yaptıklarınız yetmedi mi? Artık yeter!
-Ayşe!
Demesine kalmadan yan sokaktan silah sesleri duyuldu ve bir sürü asker fırladı. Tekrar bir olay çıkmıştı anlaşılan. O sırada bir tane at arabasındaki atlar ürktü ve panik halinde koşmaya başladı. Araba Güzide'ye çarptı ve Güzide yere düştü. Aynı anda bir tane at Güzide'nin üzerinden geçti. Herkes koşturuyordu ve Güzide yerde hareketsiz yatıyordu. Ayşe hemen Güzide'nin yanına çömeldi ve kollarından tutup sarsmaya başladı.
-G-Güzide? Güzide!
Etrafa bakındı. İnsanlar koşturuyordu hala.
-Yardım edin! Yardım edin! Güzide!
![](https://img.wattpad.com/cover/24852305-288-k255711.jpg)