Alya gecenin karanlığında tek başına otele doğru yürüyordu. Güzide'yi çamaşırhaneden çıkarken gördü ama Celil'e geldiğini bildiğinden yanına gitmedi. Nasıl olsa otelde karşılaşacaklardı. Tam çamaşırhaneni önünden geçerken bir kol onu yakaladı ve yolun kenarına çekti.
-Sen ne yaptığını sanıyorsun?!
-Seninle konuşmaya çalışıyorum.
-Seninle konuşacak hiçbir şeyim yok benim anladın mı?!
-Neden?
-Abimi öldürdün! Daha güzel bir neden göremiyorum.
-....
-Bırak kolumu! Gitmem gerekiyor!
-Ben senin abini öldürmedim!
-A öyle mi? Kim öldürdü? Dur tahmin edeyim... Kesin ben öldürdüm.
-Alya!
-Kolumu bırakır mısın?
Yüzbaşı kolunu tuttuğunu yeni fark etmiş gibi eline baktı ve geri çekildi.
-Kimin öldürdüğünü bilmiyorum ama arama başlattım. Onu bulacağım ve sana getireceğim.
Alya onun gözlerine bakıyordu. Doğruyu söyleyip söylemediğini anlamaya çalışıyordu.
-Sana inanmıyorum ama eğer gerçekten sen yapmadıysan ben bunu öğrenirim. Eğer sen öldürdüysen beni bir daha göremezsin çünkü seni öldürürüm. Ama eğer sen yapmadıysan... Senden özür dilerim.
-Bu kadar mı?
-Evet bu kadar. Ne o? Hayal kırıklığına mı uğradın?
-Açıkçası evet.
-Üzgünüm. Abimi öldürmemiş olsan bile seni bu güzelim İstanbul'u şu pis askerlerinle kirlettiğin için asla affetmezdim.
Bunun üzerine Yüzbaşı'yı orada bırakıp gitti. Koşarak otele girdiğinde Güzide onun yanına geldi.
-Alya?
-Efendim?
-Bir şey mi oldu? Bu ne hal? Kan ter içinde kalmışsın..
-Sorma. Yüzbaşı sağ olsun.
-N-ne? Yüzbaşı mı? Bir şey mi yaptı sana?!
-Hayır Güzide. Sakin ol.
-E o zaman ne oldu?
-Bana kardeşimi öldürmediğini söyledi.
-Eee? İnanmadın umarım?
-Tabikide inanmadım. Ama bilmiyorum. Belki de başkası yapmıştır ve suçu onun üzerine atmışlardır...
-Sanmıyorum.
-Bir de...
-Ne..
-Beni sevdiğini söyledi.
-Ne?! Ciddi misin?
-Sessiz ol. Bu saatte insanları uyandıracaksın.
-Tamam tamam. E sen ne dedin?
-Abimi öldürdüğün yetmiyor mu dedim?
-Haklısın. Alya dikkatli olmalısın. Petro'nun yanına git bir şey yap. Ama korunmanın bir yolunu bul.
-Merak etme Güzide. Ben başımın çaresine bakabilirim.
-Biliyorum. Sen bakarsın.
Gülüştüler.
-Neyse ben yatıyorum yoksa Yahya Bey bana kızacak.
Tam merdivenlerden çıkacakken Alya onun kolunu tuttu.
-Güzide...
-Efendim?
-Celil n'oldu? Görüşebildiniz mi hiç?
-Evet. Dün görüştük. Akşam.
-Nasıldı? Ağrısı sızısı var mıydı?
-Yok hayır. Yani biraz vardı tabi ama iyiydi. İyileşmiş.
-Ha iyi.
-Ben gitmeliyim ama Alya. Hadi sana iyi geceler.
-İyi geceler.
