1 ay kadar sonra müşteriler gelmeye başladı. Güzide ise artık Ali Bey'le evliydi. Hayatından memnundu ama Celil de aklından çıkmıyordu. Ve ertesi gün korktuğu şey gerçekleşti: Celil ve Seyit de bu otele geldiler. Celil tüm gün buradaydı ama Seyit sadece bir ya da iki gün kalıyordu. Geldikleri gün Güzide mutfakta diğerleriyle akşam yemeğini hazırlıyordu. Üst kattan konuşma sesleri geliyordu. Ama sanki o tanıdık seslerin arasına başka sesler de eklenmiş gibiydi. Güzide merak edip yukarı çıktı ve oturma odasına girdi. Odada Celil ve Seyit'i görünce donakaldı. O sırada Celil Güzide'yi görünce ayağa kalkmıştı. Güzide Celil'de bir değişiklik fark etmişti. Sakalları uzamıştı ve iyi görünmüyordu. Güzide daha fazla dayanamadı ve yere yığıldı. Herkes başına toplandı. Herkes 'noldu?' Diye soruyordu. Ayşe:
-Bence Celil Bey'i görünce bayıldı.
Dedi gülerek. O sırada herkes Ayşe'ye dik dik baktı. Celil'in gözündeyse acı vardı. Çünkü iki gün önce Tatya'yı kaybetmişlerdi. Tatya hamileydi ve bebeğini düşürmüştü. Bu sebeple kan kaybından ölmüştü. Celil'i de daha fazla orada tutmak istememişlerdi ve onu Şeref Oteli'ne getirmişlerdi. Tabii Seyit dışında kimsenin bundan haberi yoktu. Güzide uyanınca herkesin başında beklediğini gördü. Celil de dâhil.
-İyi misin kızım?
-Ha? İyiyim iyiyim. Dün pek birşey yemedim ondandır.
-Nasıl yemedin?! Benim önümde iki tabak çorba içmedin mi?
Bunu söyleyen Ayşe'ydi. Ayşe'nin bu kötü tarafını gören sadece kızlardı. Erkekler ya umursamıyordu ya da göremiyorlardı. Ayşegül Hanım Ayşe'nin bir an önce evlenmesi gerektiğini düşünüyordu. Eğer başında bir erkek olursa, kendi kafasına göre takılamaz diye düşünüyordu. Güzide'nin ise etrafı umurunda değildi. Tek düşünebildiği Celil'di. Ondan uzaklaşmak isterken burnunun dibine gelmişti. Güzide'ye göre, kader hem onları ayırmak, hem de onları beraber tutmak istiyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/24852305-288-k255711.jpg)