3- Against The Wall +

1.4K 47 346
                                    

Giflerin bölümlerle alakası yok canlarım gözünüz gönlünüz açılsın diye koyuyorum dkrndken

<3<3<3<3<3<3

Otel odasından içeri girer girmez Ashton Calum'ı iktirerek kapının yanındaki duvara yüzü denk gelecek şekilde yaslanmasını sağlamıştı.

"Sence de ödeşme zamanı gelmedi mi?"

Calum şok içinde ağzını açıp bir şey söyleyemeden kapattı. Ashton'ın hiç görmediği bu tarafını görmek inanılmazdı.

"Cevap ver!"

"B-ben üzgünüm, e-evet."

Bu kadar öfkelenmesinin sebebi ise, şey... Röportaj için yola çıktıklarında Calum'ın arabada Ashton'ın kucağında oturmuş olması olabilirdi. Ya da... Belki de sırf sertleşsin diye, birazcık sürtünmüş olması da olabilirdi. Ve belki, sadece belki, bütün gün onca işinin arasında bir de erekte bir penisle uğraşmak zorunda kalmış olması da olabilirdi.

"Sessiz olsan iyi olur, kapının önündeyiz ve Luke karşıdaki odada kalıyor."

Tabi ki aralarında geçenleri Luke ve Michael'a söylememişlerdi. Bu garip ve rahatsız edici olurdu.

Ashton Calum'ın deri ceketini çıkarıp yere attıktan sonra elini tişörtünün alt kısmından içeri sokup parmaklarını güzel görünmek dışında hiçbir işe yaramayan kasları üzerinde gezdirdi. Ona sorarsanız Calum sahip olduğu vücuda rağmen bazen bir kavanozun kapağını açarken bile zorlanan minik bir yavru köpekti.

Diğer eliyle düğmesini açtığı pantolonunun fermuarını indirdikten sonra dizlerinin biraz aşağısına çekti. Ona tam burada, kapının önünde bir kez daha sahip olacaktı.

"Yatağa g-gidemez miyiz?"

"Bunu hak edecek kadar uslu durduğunu sanmıyorum Pup."

Calum taktığı isimle inlememek için kendini zor tutarken kalçalarına çok sert olmayan bir şaplak attı ve arkasında diz çöktü.

Tamam, kabul ediyordu. Bu cidden ateşliydi.

"Eğlenme sırası bende, ne dersin?"

Ashton kalçalarını kavrayıp avuçları arasında sıktıktan sonra bir şaplak daha attı ve yavaşça kalçalarını iki yana doğru çekti.

"Ash-Oh a-aman Tanrım Ashton!"

Dilini içeri iktirdiğini hissedince kafasını yana çevirip göz ucuyla Ashton'a baktığında yüzünün kalçaları arasına gömülü olduğunu görmüş ve yüksek sesle inlememek için tişörtünün yakasını ısırmıştı.

Bacakları titremeye başlamıştı. Bayılacak gibi hissediyordu. Bir kelime oluşturamıyor veya cümle kuramıyordu. En yakın arkadaşı arkasında diz çökmüş onu diliyle becerirken kimse ondan düzgün düşünmesini bekleyemezdi zaten.

"Siktir, hala nasıl bu kadar dar olabilirsin ki?"

Kalçalarını biraz daha ayırdı ve tam deliğine denk gelecek şekilde sert bir şaplak attı. Calum yaşadığı hisle sıçrarken yine tişörtünü ısırarak çıkardığı çığlık benzeri sesi bastırmıştı. Bu şekilde devam ederse birazdan bütün otel Ashton'ın ağzını ne kadar iyi kullandığından haberdar olacaktı.

Alnını duvara bastırdı. Ashton dilini tekrar deliği etrafında gezdirmeye başlamıştı. Henüz kendisine hiç dokunmamışken bu kadar yakın olması çok garipti. Anlaşılan Ashton'ın yeteneği sadece müzikle sınırlı değildi.

"Ash..."

Calum Ashton'ın eli bedeni ve duvar arasına girip aletini kavradığında neredeyse ağlamak üzere olduğunun farkına vardı.

Best Friend // CashtonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin