Honeymoon But Rough, Very Rough +

464 21 451
                                    

Size güzel ve uzuuuuğn bir ekstra bölüm getirdim, content ihtiyacınızı karşılaması için

<3<3<3<3<3<3<3<3<3

Ashton ince perdelerin arasından sızan ve gözlerine giren Güneş ışığıyla uyanmıştı.

Başını diğer yöne çevirerek esnedi. Aslında tamamen diğer tarafına dönecekti ama üzerindeki ağırlık buna izin vermemişti. Geçen günkü uçak yolculuğu ve ülkeler arası saat farkı yüzünden daha yeni uykusunu aldığını hissediyordu. Gözlerini açıp bir süre tavanı izledi. Etrafında yaşananların farkına varması pek de zaman almamıştı.

Tropik bir cennetin merkezinde, yaklaşık bir hafta önce evlendiği Calum'la beraberdi. Sonuçta cennette melekler de olmalıydı, öyle değil mi?

Kollarını da bacaklarını da Ashton'ın etrafına sarmış, uyumadan hemen önce bileklerini birbirine kenetleyerek Ashton'ın ondan biraz olsun bile uzaklaşmasına engel olmuştu. Bedenlerini bir bütün haline getirmişti. Seviştikten sonra Calum biraz yapışkan olurdu, yani Ashton bu duruma alışıktı. En azından klima açıktı. Böylece eriyip birbirlerine yapışmayacaklardı. Gece neredeyse yüzlerine kadar çektikleri beyaz yatak örtüsü şimdi sıyrılmış, Calum'ın yalnızca belinden aşağısını örtüyordu. Ashton saçları arasına minik bir öpücük kondurdu.

"Cal, Bebeğim?"

Tabi ki cevap vermemişti. Vücudunu biraz sarstı.

"Caaal..."

"... Neee?"

"Hadi."

"Kocanı rahat bırak, uykusu var..."

"Kocam bütün tatilini uyuyarak geçirmemeli. Bugün yüzmeye gideceğiz, unuttun mu?"

"Kayalıkların oraya mı?"

"Mhm..."

"Tamam, bana beş dakika ver."

Dudaklarına sesli bir öpücük bıraktı. Ardından da başını tekrar yastığına (Ashton'ın göğsüne) koydu. Kolları arasından çıkmayı hiç istemiyordu. Bütün geceyi sevişerek geçirdikten sonra bile hala Ashton'a yapışık gezme ihtiyacı hissediyordu. Bırakmak zor geliyordu. Önlerinde yalnızca ikisini bekleyen uzun bir gün olmasına rağmen.

"Beş dakikan doldu!"

Ashton aniden yerlerini değiştirerek tiz bir ses çıkaran Calum'ın yavaşça burnunu ısırdı.

"Ash!"

Bileklerini tutup ellerini başının üzerinde birleştirmişti. Gülüşü o kadar güzeldi sürekli duymak istiyordu. Bu yüzden burnunu, yanaklarını, köprücük kemiklerini defalarca öptü.

"Artık kalkacak mısın?"

"Aslında halimden memnunum ama mesanem patlamak üzere ve şuan üzerinde oturarak hiç yardımcı olmuyorsun. O yüzden evet."

"Ah, üzgünüm."

.
.
.

"Buradan ayrılmak zorunda mıyız?"

"Henüz değiliz Pup."

Daha buraya gelmeden önce otelin civarında neler bulunduğunu araştırmış ve biraz keşif yapmaya karar vermişlerdi. Plajın ötesindeki kayalıkların arasında buldukları gözlerden ırak, sevimli yerde yüzmeye gideceklerdi. Tatili planlarken dışarıda yapacakları arasında ilk sırada bu vardı.

Birbirine kenetli ellerini sallayarak ıslak kumların üzerinde yürürlerken Calum uzaktan fotoğraflarının çekildiğini fark etti ancak bunu umursamadı. Ashton ona güvende hissettiriyordu. Hayatında ilk defa fotoğraflarının çekilmesi onu rahatsız etmiyordu. Çünkü yanında beraber görülmeye zorlandığı mankenden bozma bir kız yoktu.

Best Friend // CashtonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin