23- We Can Never Be Friends

511 30 266
                                    

Birlikte dans eden Cashton kadar güzel çok az şey vardır

<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3

Calum o anki çarpışma esnasında gömleğinin açılan düğmelerini tekrar ilikleyip Ashton'ın yüzüne bile bakmadan tuvaletten çıkarken çaresizce içindeki suçluluk duygusunu bastırmaya çalışıyordu. Kaitlin'i sevmiyor olsa da yaptığı şey yanlıştı, telafisi yoktu ve affedilemezdi.

Çok boş hissediyordu. Aşk yoktu. Tutku ya da zevk de öyle. Tek istediği şey dışarı çıkıp bir sigara yakmaktı. Zihninde dönmeye başlayan yüzlerce düşünceyi verdiği nefeslerle dışarı atmak.

Ashton sevimli kız arkadaşının (Calum ona mor saçlı sürtük demeyi tercih ediyordu) yanına dönerken dolan gözlerini silmekle uğraşmadı. Akması artık umurunda bile değildi. Charles'ın endişeli olmasına rağmen hala güzel görünen yüzü karşısında kendini daha da kötü hissetti. Ellerini Calum'ın omuzlarına koymuş, iyi olduğuna dair herhangi bir şey söylemesini bekliyordu ve Calum yine onu bırakıp gidecekti.

"Ben, seni sürekli yalnız bırakıp durduğum için üzgünüm. Ama... Biraz hava alsam sorun olur mu? Gerçekten berbat hissediyorum."

"Tabi ki olmaz Calum, ne zaman daha iyi hissedersen burada olacağım. Eğer istersen eve de dönebilirsin. Başka bir zaman da görüşebiliriz."

"Çok teşekkür ederim..."

Koltuğun üstünden deri ceketini alarak üstüne giydi ve kalabalığın arasında kayboldu. Ashton'ın bunu fark etmesi gözlerini Calum'dan neredeyse hiç ayırmadığı için uzun zaman almamıştı. Ayağa kalkmaya yeltendiğinde Kaitlin koluna tutunup gitmesini engellese de ona attığı keskin bakış üstüne bastırarak "Lütfen" demesi genç kızın sıkıntılı bir nefes vermesine ve ellerini yavaşça Ashton'ın üzerinden çekmesine sebep oldu.

Charles'ın seslendiğini çok net duymuştu fakat duymamış gibi davrandı. Hızla Calum'ın arkasından çıkışa yöneldi. Hemen şimdi konuşmak zorundalardı. Bir şeyleri yoluna koymak kolay olmayacaktı, bunun farkındaydı. Yine de deneyebilirlerdi? Galiba?

"Geleceğini biliyordum."

"Çünkü konuş-"

"Çünkü konuşmamız lazım falan filan. Biliyorum. Ne konuşacağız bebeğim? Geriye konuşacak bir şeyimiz kaldı mı? Sen birlikte olamayacağımızı açık bir şekilde belirttikten sonra?

"Cal, bak..."

"Beni seviyor musun Ash?"

"Ben-ne?"

"O kadar zor bir soru değil Ashton. Beni seviyor musun?"

Calum belki de dakikalarca sabırla bekledi. Ama Ashton hiçbir şey söylemeden öylece karşısında dikiliyordu. Başını yukarı kaldırdı ve üflediği sigara dumanının havaya dağılışını izlerken içinde mutluluk hariç her duyguyu barındıran minik bir kahkaha attı.

"Sevmiyorsun değil mi? Sevemezsin."

Elini dağınık saçları arasına geçirdi.

"Neden? Vajinam olmadığı için mi? Sebebi buysa sikeyim seni."

"Hayır. Evet. Hayır. Bilmiyorum tamam mı? Sanmıyorum. Sadece, olmaz Cal. Yapamayız. Kendi hayatlarımızın kontrolü bizim elimizde değil ve ileride sorun yaratacak. İnsanlar bizim adımıza kararlar veriyor. Louis ve Harry gibi olmak istemiyorum. Yan yana oturmalarına bile izin verilmiyordu. "

"Bundan daha kötü olamayız herhalde."

"Bunu bilemezsin."

"Lanet olası çenelerimizi kapatırsak kimse siklemez! Öylece kovacaklarını ve kariyerlerimizin becerdiğimiz delik için biteceğini falan mı sanıyorsun!? Bizden para kazanıyorlar Ashton!"

Best Friend // CashtonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin