20- So Close But So Far Away

454 32 250
                                    

Çok tatlılar sikicem mk

<3<3<3<3<3<3<3<3<3

"Cal, beş dakika içinde Ashton'la kayda girmen gerekiyor."

"Bugüne yetişeceğini sanmıyorum. Yarın sabah hallederiz."

"Üç gündür bunu söylüyorsun."

"Bugün de söylüyorum."

"Calum."

"John."

John sıkıntılı bir nefes verip yenilgiyi kabul ederek koltuğa tekrar oturdu. Calum'ın sigara içmek için dışarı çıkacağına dair bir şeyler mırıldanmasından sonra ceketini giyişi ve kapıdan çıkarken Ashton'a omuz atması tabi ki kimsenin gözünden kaçmadı ama ikisi arasında ne olduğunu Michael dışında kimse sormaya cesaret edemedi.

"Tanrı aşkına Irwin, ona ne yaptın?"

Calum onunla günlerdir mecbur olmadıkça konuşmuyordu. Stüdyoya onun gittiği günler gitmemeye çalışıyordu. Yeni bir şarkı fikri olursa diğerlerine anlatıyor, başkasının Ashton'a söylemesini bekliyordu. Yani korkunç durumdalardı. Çoğunlukla Ashton korkunç durumdaydı. Calum bu şekilde davrandıkça, sinirlenip iğneleyici sözler söyledikçe onu bir yerlere yaslayıp sertçe becerme isteğine karşı koyabilmek giderek daha da zorlaşıyordu.

"Hiç."

"Balıkların uçabildiğini duymuş muydun Ash?"

"Saçmalamayı kes."

"Kesinlikle."

Bugün yapılacak totoğraf çekiminin sorunsuz geçmesini umuyorlardı. Eğer Calum Ashton'ı böyle terslemeye devam ederse illa ki Ashton da kendini tutamayıp ona cevap verirdi. Gerginlik daha da artar, diğer üyelere bulaşır, motivasyon düşer, yapılan hatalar için herkes birbirini suçlar, gün sonunda ise elde ettikleri tek şey uyduruk fotoğraflar ve yerlerde sürünen moraller olurdu. Daha önce deneyimlediklerinden dolayı sonucu az çok tahmin edebiliyorlardı.

Luke cam kapıyı yavaşça kapattı ve kulaklıklarını boynuna indirdikten sonra kendini koltukta oturan Michael'ın üstüne dramatik bir şekilde bıraktı. Topuz yaptığı toka gevşemiş, bukleleri arasından çıkıp yüzüne dökülmeye başlamıştı. Michael tokayı çıkararak saçlarını tekrar topladı.

"Daha öğlen bile olmadı ama pes ediyorum, bensiz devam edin."

"Bütün gece benimle "Altered Carbon" izlemek yerine uyusaydın böyle olmazdı."

"Yatağa yalnız gitmeyi sevmiyorum. Geceyi seninle geçirmek istedim."

Alt dudağını sarkıtarak gözlerindeki olmayan yaşları silince Michael dayanamayıp dudaklarına minik bir öpücük kondurdu. Çevrelerinde insanlar varken, samimi de olsalar, genellikle birbirlerine fazla yakın davranmayı sevmiyorlardı ama bugün her zamankinden daha sevgi dolu gibilerdi.

"Çok tatlısın, iğrenç..."

Andy ile kız arkadaşını tanıyorlardı. Fakat onlarla beraber çalışan ekipten ayrılanlar ve yeni katılanlar olmuştu. Bu yüzden Calum diğer herkesten daha gergindi. Tanımadığı insanların yanında hiçbir zaman rahat olamıyor, özgüvenini yüksek tutmakta zorlanıyordu. Özellikle de Ashton yanında yoksa. Çünkü sıkıntılı bir nefes verip gözlerini ovuşturduğunda elini omzuna koyacak, sorulardan sıkılarak dalıp gitmeye başladığında saçma sapan bir şey söyleyecek ve onu güldürecek başka biri olmuyordu.

Sigara paketini cebine koyup binaya tekrar girdi. Bütün işlerinin bitmesini istiyordu. Bir an önce eve dönmek yorganın altında ağlamak. Cidden rezalet hissediyordu. İş hayatına yansıtmak ya da sinirini diğer insanlardan çıkarmak istemese de bazen öylece ağzından bir şeyler kaçırabiliyordu.

Best Friend // CashtonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin