17- Kinda Sick

591 32 296
                                    

Ashton burada Calum'ı kucağına almıştı, omzuna daha doğrusu, sonra diğerleri de gelip sarıldı hihi

<3<3<3<3<3<3<3<3

Ashton banyodan gelen seslerle uyanmıştı.

"Cal?"

Hafifçe arkasına dönüp omzunun üstünden yatağın diğer tarafına baktı. Yoktu.

Gözleri karanlığa alıştığında yerden boxer'ını alarak ayağa kalktı. Duke minik patileriyle banyonun kapısını tırmalıyordu. Merak, biraz da endişeyle kaşları çatılırken Duke sanki ondan yardım ister gibi sızlandı. Hızla kapıya ulaşıp içeri girdiğinde -daha doğrusu girdiklerinde- onu klozetin önünde diz çökmüş bir biçimde buldu.

"Aman Tanrım..."

Calum aniden öğürmeye, midesinde ne varsa çıkarmaya başladı. Ashton ona yaklaştı ve terlemiş olmasını umursamadan elini sırtına koyup
Tenini okşayarak onu biraz olsun rahatlatmaya çalıştı. Görünüşe göre işe yaramıştı. Vücudu Ashton'ın dokunuşundan sonra daha az kasılıyordu. Öksürürken derin bir nefes almaya çalıştı fakat tekrar öğürmeye başladı. Dolan gözlerinden yaşlar boşalıyordu. Kendisinin bile iğrenmesine yol açacak şekilde kusmaya devam ediyordu.

Ashton yanına çöktü ve saçlarını okşarken sırılsıklam olmuş ensesine tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu. Güçsüz düşmüştü. Hala titremeyi sürdürüyordu.

"Daha iyi misin?"

Başını sallarken avuç içlerini fayans zemine bastırarak ayağa kalkmaya uğraştı fakat olmuyordu. Gücü yetmiyordu. Ashton ellerini tutup onu yavaşça kendine çekmese belki de yerden kalkamazdı.

"Gel, yüzünü yıkayalım."

Bastıramadığı anaç tarafı yine ortaya çıkarak Calum'ı sarıp sarmalama isteği geri gelmişti. Şimdiye kadar gittiyse tabi. Bacaklarına tırmanmaya çalışan Duke'u nazikçe iktirdikten sonra sifonu çekti. Calum sırada neyin olduğunu çok iyi biliyordu.

"Çok çabuk soğuk alıyorsun, üstüne bir şey giymeden yatmamanı sana kaç kere söyledim? Ben söylemezsem kendine hiç dikkat etmiyorsun."

Onu bir çocuk gibi azarlıyor olmasına rağmen ses tonu o kadar yumuşak çıkıyordu ki neredeyse hiçbir etki oluşturmuyordu. Elini musluğun altına tutup avcuna dolan suyu nazikçe Calum'ın yüzüne çarptı. Ağzını ve burnunu parmak uçlarıyla temizledikten sonra ellerini yıkadı ve rahatlaması için saçlarını ıslattı. Duke hala korkuyla sızlanmaya devam ediyordu.

"Burada bekle, olur mu? Hemen geleceğim."

Başını sallayınca gülümsedi, hem ateşi var mı diye kontrol etmek amacıyla hemde belki kendini biraz daha iyi hisseder diye alnını öptü. Hızla üstüne bir tişört geçirdi. Şuan ihtiyaçları olan son şey kendisinin de hasta olmasıydı. Yatak odasındaki kapının arkasında asılı olan bornozu aldı. Geri döndüğünde Calum küvetin kenarında oturmuş dişlerini fırçalıyordu. Duke bacakları arasında, yerde, kuyruğunu sallayarak Calum'ı seyrediyordu.

Suyu ayarlayıp küvetin birazını, en fazla bileklerinin biraz yukarısına denk gelecek şekilde doldurdu. Hali olamadığından onu duşa sokmak istemiyordu. Ayakta durmak yerine küvete girmesinin daha iyi olacağını düşündü. Yine duş almış olacaktı, suyu sadece üşümesin diye doldurmuştu.

"Gel bebeğim."

Calum işini bitirip diş fırçasını yerine bıraktı ve ardından boxer'ını çıkardı. Duke Ashton ya da Calum ona engel olamadan derin olmayan suyun içine, Calum'ın yanına atladı. Silkelenerek etrafa su sıçratırken Calum suçlu bir şekilde gülümsedi. Ashton söylenmek yerine gülüşüne karşılık verince şaşırdığını gizlemek pek kolay olmamıştı doğrusu. Duke yapmaması gereken bir şey yaptığında genellikle kızardı.

Best Friend // CashtonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin