Giriş
Kararmış bir sabah nasıl olur o gün anlamıştım. Zaman nasılda çabuk geçiyordu. Daha dün gibi babamın beni sınava gönderişini hatırlıyorum.
Babacımğım...
Benim sevgili babacığım... Öleli bu gün yedi yıl oldu ve onunla birlikte bütün iyi dileklerim de ölmüştü. Oysaki neler hayal ediyorduk. Sınavı kazanacak ve okulumu bitirdikten sonra iyi bir iş kuracaktık.
Yıllar boyu aynı şirkette çalışmıştı ve kendi şirketi gibi değer vermişti. Ben Sae Mi, 21 yaşındayım ve bu gün okulumdan mezun oluyorum. Babamın hayallerini gerçekleştirmek için elimden geleni yapacaktım ama nasıl başlayacağımı bilmiyordum.
Tek destekçim Bongju amcaydı. Belki akrabalığımız yoktu ama okul harçlığımı ve iyi bir iş kurabilmenin yollarını ondan öğreniyordum.
4 yıl sonra...
Kim olduğu önemli değil. Artık aşka inanmıyorum. Bu yüzden evlenmeye karar verdim ve bunun için elemeler yapılmasını istiyorum. Ben Jung Min 28 yaşındayım ve şu ana kadar üç kez aşık oldum. Başlarda çok mutlu olsam da aslında bütün kız arkadaşlarımın paramın peşinde olduğu bir tokat gibi yüzüme vurulmuştu. Tam bir iş kolik olmam şu andaki durumuma gelmemi sağlamıştı. Aşka inanmıyorum ama ailem olsun istiyorum...
1. Bölüm
Jung Min yaşadığı ihanetlerin acısı ile kendini aşka kapatmaya ve işine odaklanmaya karar vermişti. Seul'un gözde genç iş adamlarından biri olan Min, camia da oldukça kibar, anlayışlı ve çalışkan olarak bilinirdi. Yakışıklı olması nedeniyle de gözde bekarlar listesinin en üst sırasındaydı.
Uzun zaman önce şirketin başına geçerek işlerin büyümesini sağlamıştı. Artık evlenmesi gerektiğinin farkındaydı ama sevdiği kadın ile evlenemeyeceği için üzgün olsa da iş toplantılarında yanına eşlik edebilecek ve cemiyet kızlarının sözlü tacizlerinden kendisini koruyabilecek bir eş istiyordu. Bunun içinde için evlenmeye karar vermişti. Eşini bulmak için hiç beklenmedik bir yöntem seçmişti.
Bundan sonra kiminle evlendiği o kadar da önemli değildi. Bu yüzden evleneceği kişiyi seçebilmek için gazete ve televizyonlara haber çıkararak adayların başvurmalarını isteyen bir ilan yayınlatmıştı. İlana göre 20 ve 28 yaş arası bayanların katılmalarını istemişti. Yaş hariç diğer kriterler o kadar da önemli değildi. Zengin veya fakir olası sorun değildi. Hatta güzel olması da gerekmiyordu.
Seul'e yayılan haberlerin ardından genç kızlar çıldırmış gibi seçmelere gelmişti. Bir ay sürecek elemeler her gün belli saatlerde yapılıyor Jung Min elemelere kendi katılıyordu. Seul'un dört bir yanından gelen gelin adayları kapıya uzun kuyruklar oluşturmuştu.
Sae Mi haberi okuyunca elemelere katılmaya karar vermişti. Bongju, Sae Mi'nin aldığı bu karara oldukça şaşırmıştı. Sae'nin aldığı kararlara şimdiye kadar hep saygı duymuştu ama bu kararını onaylamıyordu. Tamam, Jung Min oldukça iyi bir koca adayıydı ama Sae için değildi. Sae, kırılgan bir yapıya sahipti.
Her zaman başkalarını düşünen oldukça kibar bir kızdı. Bongju onun huyunu biliyordu ve böyle bir evlilik için oldukça hassas bir kızdı. Sae ise kararlıydı ve bu seçmeye gidecekti.
"Kızım yapma, sen narinsin, böyle bir evlilik ile kendine işkence mi yapmak istiyorsun?"
"Hayır amca ama bunu yapmak istiyorum. Hem beni seçeceğini bilmiyoruz değil mi?"
"Ya seçerse?"
"Yapma amca, o kadar güzel kadın varken beni seçmez. Bu yüzden dikkat çekici giyinmeliyim."
"Nasıl yani?"
"Bekle beni geliyorum..." Sae yukarıda ki odasına çıkarak dolabındaki eski salaş elbiselerinden birini giymişti. Saçlarını iyice dağıtıp yüzüne ağır bir makyaj yaparak aşağıya indiğinde amcası Sae'nin halini görünce kalbini tutarak genç kıza bakmıştı.
"Sen kendine ne yaptın böyle?"
"Güzel olmuş mu?" kızın gözlerinden muziplik parlıyordu.
"Güzel mi? Kızım sen kafayı mı yedin?"
"Hayır neden sence de dikkat çekici olmuş muyum?"
"Bu şekilde sakın benim yanımda yürüme..." Sae alışık olmadığı bir kahkaha atarak amcasının yanağına kocaman bir öpücük kondurmuştu.
"Demek ki dikkat çekebiliyorum. İşte bu iyi."
Sae, eline aldığı poşet çantası ile seçmelere gidiyordu. Daha önce yüzünü sadece televizyonda gördüğü adamın karşısına bu şekilde çıkacaktı.
Saatler geçmek bilmiyordu kuyrukta, bu kadar kızı bir arada göreceğini düşünmeyen genç kız şaşırmıştı. Aslında şaşırmamalıydı ama Seul de bu kadar kızı var mıydı diye içinden geçirmeden edememişti. Saatlerce beklemiş ancak saat dolduğu için Min'in işyerine dönmesi gerekiyordu ve bu yüzden seçmeler bu günlük bittiğini öğrenince "Ne yani ben yine mi bu şekilde giyineceğim?" diye isyan etmişti.
"Oysaki ne kadar da uğraşmıştım," diye geçiren Sae evin yolunu tutmuştu. Kalabalık arasından ezile ezile yürümeye çalışıyordu. Kalabalığın sonuna geldiğinde narin bedeni itişmelere dayanamayarak yere yapışmıştı. Düşmenin etkisi ile dizinin kanadığını fark eden Sae acısı ile gözünden akan yaşı elinin tersi ile silerek yerden kalkacağı sırada kendisine uzatılan eli fark etmişti.
Siyah gözlükleri arkasından Sae'nin yüzüne bakan adam gayet ciddi ve bir o kadar kibar bir dil ile sormuştu.
"Siz iyi misiniz?"
"Ben mi? Evet ama bacağım acıyor..."
"Lütfen yavaş bir şekilde kalkın." Sae kendisine uzatılan eli tutarak yavaş bir şekilde kalkmaya çalışırken arkasında bıraktığı kalabalığa bakarak.
"Bu ne çılgınlık değil mi?"
"Evet öyle?"
"Sizce de böyle bir yöntem evlenmek için uygun mu?" Adam derin bir nefes alarak yüzünün yarısını kapatan gözlüğü ile Sae'ye bakmaya başlamıştı.
"Eğer uygun olmadığını düşünüyorsanız neden seçmelere geldiniz?"
"Aslında bunu bende bilmiyorum. Hem bu kadar güzel kadın arasından seçileceğimi düşünmediğim için galiba."
"Kendinize güvenmiyorsanız, seçmelere katılmayın." Adamın uyarısı ile genç kız bir süre ona bakmıştı.
"Neyse benim gitmem gerek. Yardımınız için çok teşekkür ederim." Sae başını hafif eğerek selam vermiş ve zarif adımlar ile uzaklaşmaya başlamıştı. O kadar kırılgandı ki tam olarak ne konuşacağını bilemediği için saçma seçmelerden bahsetmişti. Beklide haklıydı. Bu yöntem ona göre değildi.
Eve geldiğinde amcası Sae'ye bakmakta güçlük çekiyordu. Zaten berbat görünen Sae, iyice bulamaca dönmüş makyajı ile korkunç görünüyordu. Israr ile Sae'ye üzerindekileri çıkarması için baskı yapıyordu. Sae ise fırsatı bulmuşken küçük bir çocuk gibi amcasını öpmeye çalışıyor ve yanağına ruj lekeleri bırakıyordu.
Ertesi sabah erkenden çıkmasına rağmen yine büyük bir kalabalık ile karşılaşan Sue kendisine sıra geldiğinde perişan bir hale gelmişti. İçeriye girmek üzere iken güvenliğe takılan Sae şaşırmıştı.
------------
Arkadaşlar bu hikaem çok önceden yazılmıştır. Hikayemi bir kez okuydusanız lütfen vote butonuna basmayı unutmayın. Ayrıca o kadar emeğe bir eline sağlık yada teşekkür etmek o kadar zor olmasa gerek. Ayrıca hikaye hakkında olumlu yada olumsuz yorumlarınızı yazarsanız çok mutlu olurum!
Umarım seversiniz hikayemi..:))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ YÜREĞİM DEĞİL BEN SEÇTİM!
RomanceTANITIM! Artık aşka inanmayan ve sadece iş dünyasında göstermelik olması için evlenen bir adam! Kibarlığı ile kızların dikkatini çekse de artık düzenli bir hayat için kendisine eş seçmesi gerekmektedir. Parasının peşinde olan bir çok kadın ve av olm...