"İşte buna çok sevindim." dedi. Min, karşısında gözlerinin içine bakan kadının başının dik bir şekilde cevap vermesine gülümsemişti. Sae ise bu gülümsemenin altında ki manayı anlayamıyordu. Gülümsemeyi bırakan Min, Sae'ye elini uzatarak "Öyle ise anlaştık hanım efendi," dediğinde genç kız adamı kibarlığına şaşırmamaya çalışıyordu. Bir efsane karşısında gerçek oluyordu.
"Evet, anlaştık beyefendi."
"O zaman şunda da anlaşalım, yalnızken resmi olabiliriz ama başkalarının yanında adım ile seslenirsen sevinirim. Resmi konuşmamızı kimsenin duymasını istemiyorum."
"Anlaştık Min." Sae yüzündeki gülümseme ile ayağa kalkarak odaya göz gezdirmişti. Odadaki büyük kitaplığın yanına giderek ikinci raftaki kitabı almıştı.
"O kitap konusu ağır bir kitaptır. Kitap okumayı sever misiniz?" dedi.
"Evet çok severim. Sizin içinde sakıncası yoksa kitaplarınızdan okumak için alabilir miyim? Ne de olsa bol vaktim olacak."
"Tabi istediğinizi alabilirsiniz." Sae eline aldığı kitabı göstererek hafif sallamıştı.
"Bunu alıyorum o zaman, acaba bana kalacağım odayı gösterir misiniz yoksa kendi evimde mi kalmamı istersiniz?"
"Aslında fark etmez, isterseniz kendi evinizde kalın isterseniz odanız hazırlanana kadar misafir odasında kalabilirsiniz."
"Eğer izniniz olursa ben evimde kalmak istiyorum. Bir ay boyunca görüşebileceğimizi sanmıyorum çünkü benimde halletmem gereken işlerim var. Eğitimler için bay Tae ile görüşmem yeterli olacaktır sanırım," dediğinde genç adam gözlerini kısarak ona bakmıştı. Min, Sae'nin kendi evine kalacağını düşünmemişti.
"Nasıl rahat hissedecekseniz öyle yapın. Ayrıca söylediğim gibi benden izin almanıza gerek yok hanım efendi."
"Öyle ise ben izninizi istiyorum." Min karşısında sürekli izin isteyen birini görünce gerilmişti. İlk kez kendisi gibi konuşan biri ile karşılaşmıştı. Min ne kadar nazik davranıyorsa karşısında ki kız da aynı kibarlıkta cevap veriyordu. Üstelik bir bayandı. Sae kapıya yönelerek odadan çıkmadan adama baktı.
"Düğünde görüşürüz efendim," diyerek odadan çıkmıştı. Min ise kapının kapanması ile kendini oturduğu koltuğa rahat bir şekilde bırakarak Tae'ye seslenmişti. Hızla odaya gire adama genç kızı evine bırakmasını söylediğinde adam şaşırmıştı.
"Neden bana öyle bakıyorsun? Sana Sae hanımı evine bırakmanı söyledim."
"Ama efendim Sae Hanım burada kalmayacak mı?"
"Düğüne kadar kendi evinde kalmak istedi."
"Öyle mi?" Tae şaşkındı. Çünkü Sae'nin de diğer kadınlar gibi ilk günden eve yerleşmek isteyeceğini düşünmüştü. Nitekim bunda da haksız sayılmazdı. Patronunun eski sevgilileri ilk günden eve yerleşerek etrafa emirler yağdırıyordu. Tae'nin dalgınlığını fark eden Min ona seslendi.
"Neden bekliyorsun? Bayanı bekletme de git."
"Peki efendim." Tae çıktıktan sonra Min iyice koltuğa yayılarak bütün gerginliğini atmaya çalışıyordu. Bir saati aşmayan konuşma Min'in üzerinde oldukça baskı yaratmıştı. Kapının tıklanması ile kısa süren rahatlama girişimi yarıda kalmıştı. İçeriye giren Tae'yi gören Min şaşırmıştı.
"Senin burada ne işin var? Bayanı ne zaman bıraktın?"
"Efendim bayan Sae hanım ben sizinle konuşurken taksiye binip gitmiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ YÜREĞİM DEĞİL BEN SEÇTİM!
Roman d'amourTANITIM! Artık aşka inanmayan ve sadece iş dünyasında göstermelik olması için evlenen bir adam! Kibarlığı ile kızların dikkatini çekse de artık düzenli bir hayat için kendisine eş seçmesi gerekmektedir. Parasının peşinde olan bir çok kadın ve av olm...