"Senin burada ne işin var?" Min karşısında Hye'yi görünce şaşırmıştı. Ama Sae hemen durumu toparlayarak araya girdi."Min babanı görmeliyiz."
"Evet şimdi bunun hakkında konuşamam." Min telaşlı bir şekilde doktorla konuşmaya giderken Sae de onunla birlikte hızla ilerliyordu. Odaya girdiğinde babasının bitkin bedenini uyurken bulmuştu. Yüzü iyice solan adam Min'in geldiğini bile fark edememişti. Babasının durumunu öğrenmek için doktorun odasına giden Min ile Sae karşısına geçerek merak ile konuşmaya başlamıştı.
"Babamın durumu ne doktor? Neden bu kadar bitkin görünüyor?"
"Aslında hiç iyi durumda değil, acil ameliyat olması gerek."
"O zaman neden duruyorsunuz ameliyat edin."
"Edemeyiz henüz uygun böbrek bulunamadı." dediğinde genç adam şaşırmıştı.
"Böbrek mi? Babamın tam olarak nesi var?"
"Babanızın iki böbreği de iflas etti. Şuanda makineler ile kan temizlemesi yapılıyor."
"O kadar kötü mü? Peki benim neden haberim olmadı bunlardan?'
"Evet, eğer hemen organ bulunmaz ise babanızı kaybedebiliriz. Babanız size bilgi verilmesini istemedi."
"Ben vereyim. Benim böbreğimi alın." Min hemen böbreğini vermeyi teklif etmişti. Doktor gülümseyerek uyabileceğini söylese de bir sorun çıkmasından da korkuyordu.
"Tamam önce birkaç test yaptırmanız lazım."
"Ne gerekiyorsa yapalım." Min hemen test yaptırmak için laboratuara gitmişti. Sae de kan örneği vermekte ısrar etmişti. Min hiç istemese de Sae'nin de test yaptırmasına engel olamamıştı.
Hye hala hastanede bekliyordu. Min'in babası Sae'nin Hye ile geçirdiği küçük olayı öğrenince onunla konuşmak için Hye'yi görmeye gitmişti. Hye'den oğlundan uzak durmasını istemek için her şeyi kendisine verebileceğini söylemiş ancak Hye daha fazla bu işte kötü taraf olmak istemediği için kabul etmemişti. Adam inatçı olduğunu düşünse de Hye'nin içinde hiçbir kötü düşünce yoktu. Sadece Sae'nin o sabahki davranışı kendisini ona karşı sorumlu hissettirmişti. Üstelik ilk kez kendisini arkadaşı olarak kabul etmiş ve samimi bir şekilde konuşmuştu.
Mümkün olsaydı Sae ile arkadaş olmayı gerçekten istediğini hissetmişti. Ama adamın Hye'nin yanında bayılması üzere onu hastaneye kaldırmış ve doktordan Sae'yi aramasını istemişti. Sae kan verdikten sonra Hye'yi görmüştü. Çekingen gözler ile Sae'ye bakarken Sae'nin hareketi ile şok olmuştu. Hızlı adımlar ile Hye'ye yaklaşan Sae ani bir hareket ile Hye'ye sarılmış ve sessizce ağlamaya başlamıştı. Hye ise bu durum karşısında nasıl davranacağını bilmiyordu. Sadece Sae'ye sarılarak onun sessizce ağlamasına izin vermişti.
Fakına bile varamadan içinde Sae için anlayamadığı bir sevgi oluştuğunu hissetmişti. Sae ise sadece iki kelime söylemişti.
"Çok teşekkür ederim." Sae'nin neden teşekkür ettiğine anlam verememişti.
"Neden?""Babamın yanında olduğun ve onu hastaneye yetiştirdiğin için."
"Bana kızmıyor musun?"
"Neden?"
"Benim yanımdayken fenalaştı. Belki de buna ben neden oldum."
"Senin suçun olmadığını biliyorum, teşekkür ederim." Hye gülümsemişti, tam da bu sırada koridorda görünen Min'i görmüştü. Min şaşkın bir şekil de Sae ile Hye'nin birbirine sarılışına bakıyordu. Şaşkındı hem de çok… Sae'den ayrılan Hye karşısında kendilerine bakan Min'e yaklaşmıştı. Belki de ilk kez Min'e karşı samimi olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ YÜREĞİM DEĞİL BEN SEÇTİM!
RomanceTANITIM! Artık aşka inanmayan ve sadece iş dünyasında göstermelik olması için evlenen bir adam! Kibarlığı ile kızların dikkatini çekse de artık düzenli bir hayat için kendisine eş seçmesi gerekmektedir. Parasının peşinde olan bir çok kadın ve av olm...