Sae'nin gülümsediğini gören Min şaşkındı. Ne yapmaya çalıştığına anlam veremeyen Min, Hye'nin Sae'nin omzuna düşen saçını imalı bir bakış ile yana attığını görünce olduğu yerde bağırarak "Dokunma ona!" demişti. Sekreteri içeriye girdiğinde ona dışarı çıkmasını söylerken Min tekrar kamera görüntülerine baktığında şok olmuştu...
"Bu kadın ne yapıyor?" derken bir yandan da gülümsemişti...
Sae, karşısına çıkan kadının sözlerine daha fazla dayanamayarak Hye'nin kolundan tutarak ters çevirmiş ve kulağına bir şeyler söylüyordu. İlk kez Sae'yi bu kadar sinirli gören Min, içinde biraz da olsa umut ışığı yakmıştı. Ama bu ışık için sevinmesi henüz çok erkendi.
Ne konuştuklarını duyamasa da şuanda Sae'nin yapmış olduğu hareket karşısında yaşadığı şokun etkisindeydi.Kocasının kendilerini izlediğinden habersiz olan kadın bir süre konuştuktan sonra, kadının söylediği ile sabrın son damlasını taşırmış ve Hye'nin kolunu ters çevirerek başını duvara yaslamıştı. Çırpınan Hye bir türlü kendini kurtaramazken, Sae'nin sesinin yükseldiği belli olan ifadesi ile Hye'ye bir şeyler söylüyordu. O an Min neden sesleri iletmiyor bu kamera diye sinirlense de hala üzerindeki şaşkınlığı atamamıştı. Ona göre Sae narindi, o zayıf bedeni ile nasıl oluyor da bu kadar gücü dışarıya çıkarabiliyordu. İzlediği görüntü karşısında yaşadığı mutluluğa anlam veremese de karısının kendini savunabilecek kadar güçlü olmasına şaşırıyordu. Sae'yi bu şekilde izlemek içinde garip duygular beslerken bir yandan da Hye'nin ona ne söylemiş olabileceğini düşünüyordu.
Telefonun çalması ile dikkati dağılan Min, tekrar ekrana baktığında Hye'nin yerde sırt üstü düşmüş olduğunu görmüş ve diğer koridordan da Sae'nin çıkış kapısına ilerlediğini fark etmişti.Olanlardan sonra şirketten hızla ayrılan Sae artık dayanamıyordu. İki gün olmuştu ve Min ile bir türlü konuşma fırsatı bulamamıştı. Min, kendisine ayrılık sözünü açmasından korktuğu karısından sürekli kaçıyordu. Sae iki gündür eve gelmemişti. Min ise sabaha kadar pencereden dışarıyı seyretmiş belki bir araba farı görürüm diye umutla beklemişti. Kalbi bomboş gibi hissetse de şuanda sadece Sae'yi görmek istiyordu.
Siwon Sae'nin son zamanlarda neden bu kadar durgunlaştığın anlam veremiyordu. Oysa Sae'nin mutlu olması gerekliydi, üzgün değil. Ama bunun nedenini öğrenmesi gerektiğini de biliyordu. Şuanda sadece Sae'nin ricası üzere uzaktan izliyordu olanları. Bu sırada arada Min ile konuşmak için eve giden Siwon her seferinde Min'in evde olmadığını öğreniyor ve Mina ile uğraşarak eve geri dönüyordu. Mina gittikçe daha da sinir olmaya başlamıştı Siwona. Her seferinde kavga etmelerine rağmen bu Siwon için eğlence haline gelse de Mina için aynı şey geçerli değildi.
Sae'yi görmeye giden Mina oldukça meraklıydı. Siwon ile aynı evde yaşadığını bilmediği için rahat davransa da kapıdan içeriye giren Siwonu görünce hemen ayağa kalkmıştı. Siwon ise işten yeni gelmiş salonda Sae ile konuşan bir kız olduğunu görünce yüzüne bakmadan selam vererek yukarı kata odasına çıkmak için izin istemişti.
Odasına çıktığında üzerine geçirdiği eşofman takımı ile oldukça çekici görünen genç adam tekrar aşağıya indiğinde merdivenlerden salona bakmadan eli saçında mutfağa geçerken birden aklına Mina gelmiş ve gülümsemişti. Birkaç gündür onunla kavga etmemişti ve bu onda bağımlılık gibi bir şey yapmıştı. Mutfağa girdiğinde tıpkı kendisi gibi siyah eşofman ve üsten beyaz bir tişört giymiş arkası dönük kızı görünce duraksamıştı. Başını kapının gerisine doğu uzatarak Sae'nin yanında kimsenin olmadığını görünce yüzünü görmediği kişiye bakmadan konuştu.
"Özür dilerim rahatsız etmek istememişti. Ben bir su alıp gideceğim siz rahatınıza bakın." dedi. Mina arkasını dönmeden Siwonu dinliyordu. Saçları her zaman ki gibi toplu değil salık bırakılmış ve beline yakın bir hizaya kadar iniyordu. Siwon eline aldığı suyu içemeye başlamıştı ki Mina'nın arkasını dönmesi ile ağzında ki suyu Mina'nın yüzüne püskürtmek ile kalmamış öksürük krizine tutulmuştu. Mina ise hiçbir şey yapmadan sadece ona sinsi sinsi gülümsüyordu. Biraz kendine gelen Siwon kesik kesik konuşmaya başladı. "Senin burada ne işi var? Bu kıyafette ne böyle?"
"Ne varmış kıyafetimde? Ayrıca buraya patronumu görmeye geldim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ YÜREĞİM DEĞİL BEN SEÇTİM!
RomantikTANITIM! Artık aşka inanmayan ve sadece iş dünyasında göstermelik olması için evlenen bir adam! Kibarlığı ile kızların dikkatini çekse de artık düzenli bir hayat için kendisine eş seçmesi gerekmektedir. Parasının peşinde olan bir çok kadın ve av olm...