21. Bölüm

17.4K 906 10
                                    

İlk yaptığı hatayı tekrarlayarak, onun aşkından emin olmadan ona kendini teslim etmeyecekti. Şuanda hiçbir şeyi umursamıyordu. Sadece Min'in derin koyu kahverengi gözlerine kenetlenmiş bir şekilde kendisine yaklaşan Min'in gözlerinde kayboluyordu. Ani bir hareketle kendine gelen Sae hızlı davranarak hemen arkasını dönmüş ve Min'in şaşkın bakışları arasında konuşmuştu.

"Geç kalıyoruz, hadi gidelim."

"Bunu sana ödeteceğim, beni öpmeyi sen isteyeceksin sevgili karıcım!" Min'in sessiz sözlerini genç kız duymuştu ama belli etmemişti. Gülümseyerek arkasını dönen Sae adamın birden toparlanmasına dudaklarını içten kemirerek sormuştu. 

"Bir şey mi söyledin?"

"Hayır gidelim dedim."

"Peki daha hızlı davran, uçağa geç kalmak istemeyiz değil mi?"

Karı koca aceleyle evden ayrılmıştı. Yol boyunca Min, Sae'ye arada kaçamak bakışlar atsa da ikisi de konuşmuyordu. Uçağa bindikleri sırada Sae öyle olmasa da yorgun olduğunu söyleyerek gözlerine taktığı uyku bandı ile koltuğuna iyice kurulmuştu. Min ise kendisiyle konuşmaktan kaçınan karısıyla eğlenmeye başlamıştı. Derin bir nefes alan Min tam soru soracağı sırada başı yana düşen Sae'yi fark etmişti. Gülümseyerek Sae'nin elini tutan Min, derin nefes alarak karısının başını kendi omzuna iyice yerleştirmişti.  Hatta daha ileriye giderek Sae ile aralarında bulunan koltuğun ayrı bölmesini açarak Sae'yi kendi bacaklarının üzerine yatırmış ve uykusuna devam etmesine izin vermişti. 



Başı kucağında olan karısının saçları ile oynamaya başlayan Min içinden 'Ne zaman bitecek bu oyun, senin istediğini elde edeceğin günü bekliyorum Sae. O gün senin için orada olacağım' diye geçirerek gülümsemişti, genç adam anonsu duyması ile Sae'nin kıpırdayarak gözlerini açması bir olmuştu. Sarsılan uçak ile gözlerindeki uyku bandını çıkaran Sae, kendisini Min'in kucağında yatarken bulunca gözlerini Min'e dikmişti. Ben neden bu şekilde uyuyorum der gibi Min'e bakıyordu. Min ise hiç oralı olmadan kendisine aşağıdan bakan genç kıza gülümsedi.

"Rahat buldun galiba, kalkmalısın artık çünkü uçak indi..."

"İndi mi? Ne çabuk geldik?" diyen kız yerinde doğrularak etrafına bakınmaya başlamıştı. insanlar inmek için hazırlık yapıyordu.

"Uçuş boyunca horlarsan anlamazsın tabi nasıl geldiğini?"

"Horlamak mı? Ben horlamam ki..." Min, zafer kazanmış gibi gülümsemiş ve kucağından kalkan Sae'ye bakmadan yerinden kalkarak oradan uzaklaşmaya başlamıştı. Sae ise sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordu. "Yalan söylüyorsun, ben horlamam."

"Horluyorsun..."

"Hayır horlamıyorum. Öyle bile olsa bu senin rahatsız bacakların yüzündendir." genç adam Sae'nin son sözleri ile ani durmuş tam arkasını döndüğünde Sae hızını alamayarak ona toslayarak geri düşüyordu ki Min onu tutarak geri çekmişti. Göz göze gelen ikili bir süre bakıştıktan sonra Min tek kaşını kaldırarak karısına baktı. 

"Bundan emin misin?" 

"Neden emin miyim?"

"Rahatsız olduğumdan, kucağımda rahat uyuduğunu düşünüyordum öyle ki seni kaldırmak istediğimde daha da kurularak kucağıma yerleştin."  

"Bunun yalan olduğunu ikimiz de biliyoruz. Bizim dürüst beyimiz yalan konuşmaya başlamış, büyük gelişme."

"Sen söylemiyor musun?" 

"Ben mi? Olabilir..." Min, Sae'ye doladığı kollarını geri çekerek yürümesine devam etti. Sae ise derin bir nefes alarak az önce ki heyecanını bastırmaya çalışıyordu. Min bunu fark etmişti ve ani bir hareket ile Sae'ye dönerek nefesinin içinde tutmasına neden olmuştu. Sae'nin donup kaldığını anlayınca gülümseyerek, "Nefesini bırakabilirsin, yoksa boğulacaksın." dedi.

"Yah benimle alay mı ediyorsun?" Sae sesini fark etmeden yükseltince aniden ağzını kapatmıştı. Uçaktan inen diğer yolcular biran Sae'ye bakmışlardı. Min ise kendine hakim olamayarak gülmeye başlamıştı. Sae sinirlenerek Min'in önüne geçmiş ve uçaktan ilk inen o olmuştu. Genç adam onu arkasından bakarak gülmesine devam emişti. 


Hava alanından ayrılan çift Min'in daha önce gittiği otele rezervasyon yaptırmıştı. Lobiye geldiklerinde Min'in aklına Hye'yi yıllar sonra ilk kez burada gördüğü gelmişti. Kocasının durgunluğunu gören Sae sormadan edememişti.

"Neden durgunlaştın?"

"Önemsiz birşey hatırladım."

"Ne hatırladın?"

"Önemsiz dedim ya,  hadi odamıza çıkalım." Sae adamın sözlerine şaşırarak ona bakmıştı. 

"Odamıza mı, aynı odayı mı kullanacağız?"

"Evet başka ne olabilirdi ki? Bilmem farkında mısın ama burası benim ortağı olduğum bir otel ve karım ile ayrı odada kaldığımı öğrenmeleri demek bütün gözlerin üzerimize çekilmesi demektir." dedi.

"Anladım yine aynı konu." Genç adam karısına imalı bir gülümseme atarken, karşıdan gelen kişiyi görünce gülümsemesi yüzünde solmaya başlamıştı. Gözleri Sae'nin arkasından kendilerine doğru hızla gelen kişiye takıldığında onun bakışlarını fark eden Sae'nin yüzü de bir anda asılmış olsa da hemen kendini toparlayarak Min'e dönmüştü. 

SENİ YÜREĞİM DEĞİL BEN SEÇTİM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin