... Ona doğru her adımında kalbinin hızlanması ile nefesinin kesildiğini hisseden Min şaşkındı. Ama bir o kadar da korkuyordu. Sae'ye yaklaşarak arkasında durmuş sosisleri Min diye parçalamasını seyrediyordu. Sae'nin sözleri ile duraksamıştı.
"Görüyor musun? Senin baban korkağın teki..." Sae bir eli göbeğinde karnını ovalıyordu. Min ise olduğu yerde kalmıştı. İçinden Sae'nin sözlerine anlam vermeye çalışırken Sae de arkasında hissettiği nefes alış sesine dönmek için başta tereddüt etse de hemen dönmüştü. Karşısında Min'i gören Sae şaşkındı. Min'i görmek ve Min'in kendisin bakan şaşkın bakışlarını üzerinde hissetmek Sae'nin kalp atışlarını hızlandırmıştı. Kendini toparlayan Min, Sae'ye yaklaşarak, "Az önce sen ne dedin? Ne demek bütün bunlar?" dedi. Sae ne söyleyeceğini bilememişti. Min ise cevabını bekliyordu. İçindeki korku ile cevap bekliyordu.
"Sana söylemek istedim ama sen beni dinlemedin." Min iyice korkmuştu. Kalbinin parçalara ayrıldığını hissediyordu.
"Neyi söyleyecektin Sae, ben sana yaşattığım şeyler yüzünden bu kadar üzülürken sen..." Min susmuştu. Arkasını dönen adam kapıya doğru yürürken Sae birden bağırdı.
"Ben hamileyim Min..." Sae'nin sözleri genç adamın bedenini bir ok gibi delip geçmişti. Adam nefes alamadığını hissediyordu. Sevdiği kadın hamileydi ama kendisinden değildi. Gözünden akan yaşı gizlice silen Min dönüp arkasına bakamamıştı. Sae ise onun bu davranışından bir şeyleri yanlış anlamış olduğunu anlamıştı.
"Bunu bana daha önce söylemeliydin. Bir anlaşmamız olduğunu biliyordun. Neden yaptın bunu? Benim hatamın bedelini bana bu acıyı yaşatmak için mi görmezden geldin?"
"Ben boşanmak istiyorum." Min duraksamıştı. Aklında 'boşanmak' kelimesi dolanıp duruyordu.
"Boşanmak mı? Neden? Bebeğinin babası ile evlenmek için mi?"
"Evet bebeğimin babası ile evleneceğim. Unuttun mu bir anlaşmamız vardı? İkimizden biri aşık olursa diğeri onu azat edecekti." Min şuanda o anlaşmaya lanet ediyordu. Hala Sae'nin yüzüne bakamıyordu. Nefesini düzenleyerek hıçkırıklarına engel olmak için çabalıyordu. Sae'nin karşısında bu kadar güçsüz duramazdı.
"Boşanmayı bu kadar çok mu istiyorsun?"
"Evet, istiyorum." Sae oldukça kararlıydı.
"Pekala, o zaman senin için istediğin belgelere imza atacağım ama bana bebeğinin babasının kim olduğunu söylemeni istiyorum." Min söylediklerine inanamasa da Sae'nin kendi ağzından hamile olduğunu duyması ölümden beter gelmişti. Sae ise kendisine bakmayan kocasının titreyen sesinden acısını anlayabiliyordu. Derin nefes alan Sae, Min'e seslenerek sormuştu.
"Bu senin için o kadar önemli mi?" Min sinirlenmişti. Sae'nin kendisi için önemini hala anlamamış olmasının imkanının olmadığını biliyordu. Sae'nin oldukça zeki olduğunu biliyordu ama şuanda kendinden beklenmedik bir şekilde aptalca davranıyordu.
"Evet benim için önemli. Bunca hafta seni aldattığım düşüncesi ile işkence çekmemin boşa olduğunu düşünüyorum. Seni aldattığımı düşünmek en büyük işkenceydi ama senin benim karşımda bu kadar rahat cevap vermene anlam veremiyorum Sae." Sae sonunda kendisine dönen Min bakarken gülümsemişti. Min ise bu gülümsemenin altında yatan imayı anlamaya çalışıyordu. Dayanamayan Min, arkasını dönüp giderken Sae tekrar masaya dönmüş eline çatalı alarak sesli bir şekilde, "Gördün mü bebeğim, babana çatal batırmak çok zevkli..." dedi. Min sinirle Sae'nin yanına dönmüştü.
"Bunu bana yapma Sae, neden sürekli canımı akmak için uğraşıyorsun?"
"Senin canını yakmak mı? Ya benim hissettiklerimin bir önemi yok mu Min? Yaptığın saçmalıklar canımı çok yaktı. Sürekli beni kendinden uzak tutmaya çalıştın. Seninle konuşmak için her şeyi yaptım ama sen..." Sae de sinirle bağırmaya başlamıştı. Min ise daha da sinirlenerek karşısında baskın olmaya çalışan kadına sesini yükseltmişti.
"Çünkü benimle konuşsaydın ne söylemek istediğini biliyordum. Bu gün istediğin gibi boşanmak isteyecektin. Ama yine kaçamadım. İşte istediğini aldın mutlu musun? Sae hala anlamıyorsun, senden ayrı kalmaya dayanamam. Bunu nasıl yaptın bilmiyorum ama kadınlara olan güvensizliğimi sana güvenerek yendim. Ama yine yanılmışım. Yine en kötü şekilde bir kadına güvenemeyeceğimi yeniden anladım. Tekrar aşık olmayacağım dedim ama..." Min susmuştu. Gözünden akan yaşı artık saklamaya çabalamıyordu. Sadece Sae'nin gözlerine odaklanmıştı. Sae ise Min'in sözleri ile iyice kocasının gözlerine odaklanmıştı. Min hala konuşurken Sae gayet sakin bir ses tonu ile Min'e gülümseyerek, "Sana aşığım!" dediğinde genç adam onun sözlerini algılayamamıştı.
"Sae bunu bana neden yapıyorsun?" Sae ise gülümseyerek tekrarlamıştı.
"Min, sana aşığım dedim."
"Sae..." Min gözleri büyümüş bir şekilde Sae'ye bakıyordu. Genç kadının elinin hala karnında olduğunu gören adam buna inanmakta zorluk çekiyordu. Sae'nin doğru söyleyip söylemediğini bir türlü anlayamıyordu. Başını öne eğen Min kalbinin acısı ile sordu.
"Sae, sen ne yapmaya çalı..." Min'in konuşmasına fırsat vermeyen Sae, onu öpmeye başladığında genç adam donup kalmıştı. Sae'in davranışı ile şok olan Min nasıl davranacağına anlam veremiyordu. Ama aklının bir köşesinde hep bebek kelimesi geçiyordu. Kendini geriye çeken Min Sae'ye bakarak, "Sae sen hamile olduğunu söyledin. Ama..." dediğinde Sae gülümseyerek Min'e bakıyordu. Min'in sözlerini bitirmesine izin vermeyecekti. "Sen hamile olduğunu söyledin babası..."
"Babası karısını atlattığını düşünen bir aptal!" genç adam her duyduğu sözle daha da şaşırıyordu. Sae ise genç adamla dalga geçercesine bir ifadeyle ona bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ YÜREĞİM DEĞİL BEN SEÇTİM!
RomanceTANITIM! Artık aşka inanmayan ve sadece iş dünyasında göstermelik olması için evlenen bir adam! Kibarlığı ile kızların dikkatini çekse de artık düzenli bir hayat için kendisine eş seçmesi gerekmektedir. Parasının peşinde olan bir çok kadın ve av olm...