8.Bölüm

22.2K 1.1K 23
                                    

Ani bastıran yağmur sesi ile yerinden kalkan Sae cama yaklaşmıştı. Ama gökyüzünü aydınlatan şimşek ile korkmuş ardından gelen gökgürültüsü ile açılan kapıyı görünce çığlığı basmıştı. Yere çömelen Sae sürekli bağırıyordu. O sırada dış kapı açılmış Sae koşarak gelen kişiye sarılmıştı. Şimşek çaktıkça Sae daha çok korkuyor, yere çökerek kendini korumaya çalışıyordu. Onun bu haline şaşıran Min, sadece gök gürültüsünden korktuğunu sanmıştı ama Sae için o kadar kolay değildi bu ve daha sonradan öğrenecekti bunu genç adam...


Genç kız adama daha da sıkı sarılırken genç adam onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Genç kızın beklenmedik bu hareketi karşısında ne yapacağını bilememişti. Bir yandan neden bu şekilde hıçkırıklara boğulduğunu anlamaya çalışıyor diğer yandan da kendisini boğacak derecede sıkan Sae'nin elinden kurtulmaya çalışıyordu. 


Kollarının gevşediğini hissettiği Sae'nin bu kadar zayıf bir bedenden o gücü nasıl aldığını düşünüyordu. önceden yavaşça gevşeyen baskı birden yok olunca genç adam kolları arasında bayılan kıza baktı. Onun bu hali Min'i korkutmuştu. Sae'yi kucağına alarak odasına çıkaran Min, ne yapacağını şaşırmıştı. Baygın olan kızı ayıltmaya çalışıyor ancak kız ayılıp gözlerini açmak yerine bedeni  ürkek ceylan gibi arada titriyordu. Elini Sae'nin saçlarına getiren Min, gün boyu yapmayı planladığı bütün iş görüşmelerini iptal etmek zorunda kalmıştı.  Sae'nin başından ayrılmayan Min artık yorgunluğa daha fazla dayanamayarak genç kızın yanına uzanmıştı. Tek düşüncesi uyanınca tekrar korkma olasılığına karşı yalnız olmadığını anlaması idi. Uykuya dalan Min tekrar gözlerini açtığında bedeninde ki ağırlığı hissedince gözlerini şaşkınlıkla aralamıştı. 


Başta ne olduğunu anlayamayan Min sonradan kendisine sarılarak uyuyan Sae'yi görünce rahat bir nefes aldı. Kollarını üzerinden çekmek isterken Sae'nin daha da sokularak sarıldığı Min kıpırdamadan yatmaya devam ediyordu. Bir taraftan hiç uyanmadı mı yoksa uyuyup uyandı mı diye düşünmeden de edemiyordu. İkinci seçeneğe göre kendisinin yanında uyuduğunu görünce bir tepki vermesi gerekmez miydi? Bu düşüncelere göre ilk seçenek daha ağır basıyordu. Oysaki Sae uyanmış yanı başında uyuyan Min'i görünce içinde garip bir his oluşmuştu. 



Genelde böyle gecelerde yanın da amca dediği adam dururdu. Ama ilk kez Min'in onun yanında uyuması ile evli olduğu gerçeği bir tokat gibi yine yüzüne vurmuş ve yine yastığından kaldırdığı başını Min'e dönerek tekrar özlerini kapatmıştı.Gözlerini kapatmış olmasına rağmen uyumayan Sae, dayanamayarak kollarını yanında yatan Min'in bedenine dolamıştı. Rahatsız olması gerekirken tam tersine bundan büyük bir mutluluk duymuştu. Uyumak niyetinde değildi ama nasıl olduysa tekrar uyumuştu. Sanki rahat bir oyuncak ayıya sarılır gibi daha da sarmıştı Min'in bedenini. 



Min uyanıp bedenindeki kolları hafif bir şekilde kendisinden ayırırken yataktan kalkmış ve son kez Sae'ye bakarak içinden "Neden hala uyanmadı bu?" diye düşünmeye başladı. Nefes alıp almadığını kontrol etmek için genç kızın yüzüne doğru eğilen Min, Sae'nin ani bir şekilde gözlerini açması ile kormuş ve geri giderken yataktan düşmüştü. Sae ise kendisine yaklaşmakta olan Min'in yataktan düşmesi ile hızla yerinde doğrularak ona bakmıştı. 

"Sen iyi misin? Bir şeyin yok ya?" dediğinde genç adam bir eli belinde kıza baktı. 

"Şey... Ben özür dilerim sadece neden uyanmadığını kontrol ediyordum. Yanlış anlamanı istemem." dedi aceleci bir şekilde. 

"Yanlış anlamak mı?" Başta ne söylemek istediğini anlamayan Sae sonradan Min'in kendisine olan yakınlığını gözünün önüne getirince kendine engel olamayarak gülmeye başlamıştı. Sae'yi ilk kez bu kadar içten gülerken gören Min ona bakmaktan kendisini alıkoyamıyordu. Adamın kendisine olan bakışını fark eden Sae birden ağzını kapatarak utangaç bir ifade takılarak, "özür dilerim. İleri gittim galiba?" dedi. 

"Hayır, dün neden o hale geldiniz bilmiyorum ama galiba sizi yağmurlu günlerde yalnız bırakmamak gerekecek. Gök gürültüsünden korktuğunuzu söyleseydiniz sizin için bir şeyler ayarlayabilirdim." 

"Ne gibi? Nereden bilecektiniz ki benim korktuğu mu? Ayrıca hava durumunu tahmin edebileceğinizi de sanmıyorum." 

"Haklısınız ama sizin hakkınız da çok şey öğrenmem gerekecek."

"Buna gerek var mı? Bu evliliğin sonu belli değil henüz." dediğinde genç adam şaşırmıştı. 

SENİ YÜREĞİM DEĞİL BEN SEÇTİM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin