15 Nisan 1998
Sinan camın önünde tek başına dikilirken gözlerindeki yaşlar hala kurumamıştı. Gözleri kıpkırmızıydı. Ayaklarının titremesine engel olamıyor, kafasının içindeki sesleri susturamıyordu. En çok kafasının içindeki çınlama yakıyordu canını.
Silahın patlamasını, Osman'ın ağzından zar zor çıkan iniltileri. Aynı sahne kafasının içinde dönüp duruyordu.Ağzından bir hıçkırık kaçtı. İşte, yeniden ağlamaya başlamıştı. Kafasındaki sesleri durdurmak istercesine kulaklarını elleriyle kapattı. Ağlıyordu. Gözlerini yumdu. Camın arkasında yatakta hareketsizce yatan Osman'a daha fazla bakamıyordu. Ellerini kulaklarından çekmeden ağlayarak yere yığıldı. Önce dizlerinin üstüne çöktü sonra da duvarın dibine oturdu. Aralarında sadece bir duvar ve cam vardı. Ona yakın sayılırdı aslında. Ama o duvarın dibinde oturup ağlarken hem Osman hem de geçirdikleri tüm anılar çok uzak geldi ona. Kaybolup gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aramızdaki Yıldızlar [Sinan×Osman]
Teen FictionYollarını kesiştiren bir tesadüf onları asla birbirinden ayrılmak istemeyen insanlara çevirecekti. Ama bazen ayrılmak bir arada kalmaktan daha kolay ve daha acısızdı.