Selamlar herkese!
Nasılsınız?
Bayramınız kutlu olsun bebeklerim ❤
Keyifli okumalar.
...
Kırmızı gül yapraklarının olduğu geniş küvette oturan siyah saçlı alfa kadın, eline yapışan kırmızı yaprakları sinirle alıp geri fırlatıyordu suya. Koyu ahşap küvetin basamaklarına basıp kendisini sudan çıkararak gelen hizmetçilerin ona, arkasında Çin ejderhası deseni olan bir koyu kırmızı bir kimono giydirmesine izin verdi. Tam o sırada banyonun kırmızı tül perdeleri açılıp odaya baskın alfa kokusu doldu.
Kimonoyu giyip küvetin yanında bulunan küçük, üzeri meze ve çaylarla dolu olan yer masasına oturdu. Bir dizini kendisine çekip dirseğini, dizine yaslayarak oradan destek aldı. Alfa elinde küçük beyaz bir havlu ile siyah saçlı kadının yanına diz çökerek ilk önce yeşil çayı küçük porselen bardağa doldurdu ardından da elindeki havlu ile kadının simsiyah saçlarını kurulamaya başladı.
Siyah saçlı alfa kadın, çayından yudum almadan önce konuştu "Bu gece Veliaht Prens oluşunu kutluyor olmalıydık."
Alfa "Geri kalan her şeyi pürüzsüzce hallettik, Hayatta kalan tek bir suikastçı bile yok." dedi. Siyah saçlı kadın, alfaya yandan bir bakış atıp "Bu olaydan ötürü Kral da bir süre tahttan feragat etmeyi düşünmeyecektir. En azından bunun için sevinelim." dedi. Bardağı küçük masaya koyup elini sallayınca, saçındaki havlunun yerini bir boşluk aldı. Alfa, kadınının arkasından çıkarak önünde diz çöktü ve porselen olan çaydanlıktan boş olan bardağa çay doldurdu. "Taehyung'un Veliaht Prens'in yerine geçmesine çok şaşırdım. Choi Ji Mong'da hiç hafife alınacak biri değil. İkisinin arasında kimsenin bilmediği bir hadise var kesin." dedi kaşlarını çatarak alfa.
Siyah saçlı alfa kadın, bakışlarını çay dolu bardağa çevirip düşünceli bir sesle konuştu "Yeonjun'nun dediği gibi, Taehyung dövüş sanatlarını öğrenmiş. Kang'lar öğretmiş olamaz. Kimlerle görüştüğünü, elinde hangi kartlar olduğunu öğrenmemiz lazım." alfaya dönüp ciddi bir sesle "Choi Ji Mong'la bir ilgisi varsa Kral'ın da vardır." dedi.
Alfa derin bir nefes verip "Fakat herkes Shinju'dayken ziyaretine kimsenin gitmediğini söylüyor." dedi. Kadın çay bardağını bırakıp elini alfanın eline götürüp sıktı "Gözünü ondan ayırma. Kovacaksak da adamımız yapacaksak da niyetini bilmemiz lazım." elini alfanın yanağına koyarak "Aklından çıkarma. Goryeo, muhakkak oğlumun olmalı."
...
Geceye yakın bir saatte yanımda Yungyeom'la ablamın yanına gidiyorduk, küçük küçük taşlardan yapılmış olan dua tepelerinin olduğu bir yerden geçerken aklımda dönüp duran sorulardan dolayı artık dış dünya ile bağlantılarımı kesmiştim.
4. Kral kim? En önemlisi artık aklımda yer edinen ve beni rahatsız hissettiren soru ben kimim? Buraya kesinlikle bir amaç için geldiğimi anlamıştım fakat buraya gelmemin amacı neydi?
Yungyeom hemen önümden elindeki kağıt fenerle yolu aydınlatarak yürüyordu. Birden durmasıyla ona çarpıp düşüncelerimden çıkarak "Ne oldu? Niye durdun?" diye sordum. Yungyeom'dan ses seda gelmeyince yanından başımı uzatıp orada ne olduğuna bakmıştım ve gördüğüm gibi geri geri yürümeye başlamıştım.
Arkamı dönüp uzaklaşmak için adım atacağım sırada "Dur orada." duyduğum sesle olduğum yere çivi gibi çakılmıştım. Yungyeom'un bana döndüğünü görünce yalvaran bakışlarımla başımı onaylamaz şekilde sallamıştım. 4.Prens tam önümüzde durduğunda Yungyeom'a bir bakış attığı gibi, Yungyeom resmen koşarcasına beni bu herifle yalnız bırakmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/211477271-288-k767417.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐿𝑜𝑣𝑒 𝐹𝑟𝑜𝑚 𝑇𝘩𝑒 𝐹𝑢𝑡𝑢𝑟𝑒 & 𝑇𝑎𝑒𝑔𝑔𝑢𝑘
FanfictionGözlerini açtığında kendini hiç bilmediği bir yüzyılda bulur. |Omegaverse~Historical Kingdom|