Selamlar!
Yeni bir kurgu yayınlamak istiyorum. Seçtiğiniz birine (tabii yazdığım kurgulardan daha fazla okumak isteyenler varsa) taslakta yazmaya başlayacağım ve bu final olur olmaz yayınlayacağım. Sizce hangisi?
Taekook, angst.
Jenlisa.
Taekook, çoğunluğu düzyazı olan, texting karışımı. (angst olur mu olmaz mı emin değilim ama yine de angst okuyabiliyorsanız ona göre seçin bunu aşklarım.)
Not! Yukarıdakilerin hiçbirini yayınlamadım ama seveceğiniz başka bir tarihi omegaverse kurgusu yayınladım... ( ̄_ ̄|||)
Saray entrikaları başlasın Çok seviyorum ben ya entrika, bakın her an birini zehirleyebilirim ehehhehehe
Keyifli okumalar.
.....
Prens Hoseok, kütüphanede oturmuş, eliyle şakaklarını ovalarken, kütüphanenin sürgülü kapısı açılmış içeriye kan kırmızı hanbokuyla Prenses Yeon Hwa girmişti. Prenses yüzündeki acıyan ifadesiyle ağabeyine bakarken, "Neden taç giyme törenine gelmedin? Ya insanlar yanlış bir fikre kapılırsa?"
"Seokyoeng'a vardığımda Kim Shik Ryeom çoktan ölmüştü. Taehyung'un adamları o anda beni tutuklayıp ev hapsinde tuttu. Salındığımda gördüm ki," kıkırdamıştı alayla Prens Hoseok. "Tahtın sahibi değişmiş. Haini öldüren hain, kahraman olur. O çok arzuladığım makama Kim Taehyung yükseldi. Bunu gidip seyretmem... Çok zalimce olmaz mı?.." Demişti kardeşinin bile zar zor duyduğu kısık bir sesle.
"Yardım et bana... Kraliçe olduğumda şu an çektiğin tüm sıkıntıları telafi edeceğim. Bunca zaman tek başına taşıdığın tüm mesuliyetlere ve yüküne ortak olacağım. Bana destek ol ağabey olur mu?" Demişti Prenses yalvaran bir sesle. Kraliçe olmak için ağabeyinin gücüne ve desteğine hiç şüphesiz ihtiyacı vardı. Hanesi arkasında durursa yapamayacağı hiç bir şey yoktu Prensesin. Prens Hoseok bakışlarını, önündeki masada sabit tutarken "Sen, kraliçe olacaksın." demişti. Prenses keyifle gülümseyip "Bana yardım edecek misin?" dedi.
"Kim olursa olsun, her şeye sahip olamaz değil mi? Haksızlık olmaz mı bu? Tahta ve aşka sahip olmak büyük açgözlülük değil mi kardeşim?" Dedi Prens Hoseok sakince.
......
Damiwon'dan gelen eşyalarımı halen bana hizmet eden Chaeyoung'la yerleştiriyorduk. Önümdeki meşe ağacından yapılmış, oymalı sandıktan çıkardığım bir zamanlar Cariye Oh'a ait olan, ucunda kırmızı püsküllü ince sopayla buruk bir şekilde gülümsemiştim. Chaeyoung'un uzattığı kağıdı alıp üzerindeki yazılara bakmıştım. Bu, Yungyeom'un benim için söylediği şarkının Hangul alfabesi ile yazılmış haliydi. Tek tek kendim, geceleri Damiwon'da yazmıştım.
"Bunlar, kelime mi? Ama bizimkilere hiç benzemiyor." Chaeyoung'un şaşkın sesiyle, gülümseyip "Evet... Okuma yazma bilmediğini sanıyordum. Alfabeyi biliyor musun?" demiştim. Chaeyoung irice açtığı gözleriyle "Oh!! Bilmiyorum zaten! Göz aşinalığı!" demişti. Bakışlarımı tekrar elimdeki kağıda çevirdiğimde Chaeyoung'un kısık ve çekingen çıkan sesini işitmiştim. "Sizden bir ricam olacaktı. Yeni kralın tahta çıkışıyla beraber bazı saray hanımları serbest bırakılıyor. Ve ben de onlardan biriyim. Damiwon'dan ayrılmam söylendi bana." Hüzünle çattığım kaşlarımla "Öyleyse seninle artık sık sık görüşemeyeceğim." ona doğru eğilip kısık sesimle "Nereye gitmeyi düşünüyorsun?" dedim.
Chaeyoung elleri arasına ellerimi alıp "Küçük Bey, benim sarayda kalmama yardım etseniz olmaz mı? Majestelerine rica da bulunsanız olmaz mı?" demişti. Diyeceğim şeyi hevesle bekliyordu adeta. Alt dudağımı ısırıp derin bir nefes vermiştim. Bunu konuyu Majesteleri ile konuşsam beni dinler miydi? Rica mı kulak arkası etmezdi herhalde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐿𝑜𝑣𝑒 𝐹𝑟𝑜𝑚 𝑇𝘩𝑒 𝐹𝑢𝑡𝑢𝑟𝑒 & 𝑇𝑎𝑒𝑔𝑔𝑢𝑘
FanficGözlerini açtığında kendini hiç bilmediği bir yüzyılda bulur. |Omegaverse~Historical Kingdom|