•Chap:26; Dolunay Gecesi•

5.8K 535 476
                                        

Selamlar!

Canlarım sizi anlıyorum, kimse kitabın sonunu dizi gibi olmasın istiyor. Ben de sizden biriyim diziyi izlediğimde sonunu hiç sevmemiştim ve demiştim ki: "Ben olsam şöyle yaparım, yapardım."

Anlayacağınız, kitabın sonunu diziyle aynı yapmayacağım. Bunu sormayın artık.

Bu arada komple yedi günü yazmayacağım çünkü kitap sanki finallere yaklaşmışta smutlarla uzatılıyormuş gibi durduğundan ki birkaç daha olay ve yazmak istediğim şeyler falan var. Hep smut hep smut nereye kadar olacak. Neyse ki yazarınız Rosa mükemmel bir çözüm buldu. 

Bu bölümü sana ithaf ediyorum bebeğim (◠‿・) BlackBerry0073

Keyifli okumalar.

......

Yorgun bir biçimde, yavaşça gözlerimi açtım. İlk başta bulanık gören gözlerimle kirpiklerimi birkaç kez kırpıştırıp bu histen kurtulmaya çalıştım. Kaşlarımı, yüzüme vuran güneşle huzursuzca çattığımda küçük bir kıkırtı sesi duymuştum. Yüzüme yerleştirdiğim yorgun gülümsemeyle dirseğini yatağa yaslayıp beni izleyen eşime baktım. Yüzünde huzurlu bir gülümseme vardı. Yataktan güç almadığı, diğer eliyle yüzüme düşen küçük bir tutamı kulağımın arkasına sıkıştırıp "İyi sabahlar. Nasıl hissediyorsun?" dedi.

Yanaklarım utançla kızardığında bakışlarımı geniş ve çıplak göğsüne çevirip "Bunu sormanızdaki amaç nedir ki?" diye mırıldandığımda "Ne dedin? Anlamadım?" dedi kısık bir sesle. Sıcaklığına iyice yaklaşıp kafamı boyun girintisine sakladım. Hala uykum vardı. Çok yorgundum. Fakat o yorgun gibi görünmüyordu. Derin bir nefes aldım. Kokusu beni tekrar mayıştırmaya başlamıştı.

Lanet herifin kızgınlığının üçüncü günüydü ve, ve bu üç günde gerçek anlamda içimden geçmişti. Üç gün boyunca aralıksız beni zorlamıştı. Aslında bunu isteyerek yapmamıştı ve bunu isteyerek yapmadığını biliyordum. Kızgınlığı onu zorlamaya başlasa bile bana bir şey belli etmemeye çalışıp kendi halletmeye çalışıyordu. İlk sevişmemizden sonra sadece dün gerçekten gece birkaç tur sevişebilmiştik çünkü bakir deliğim anca bunu kaldırabilmişti. Onun dışında ise sürtünme, ağız işi vesaire şeylerle eşimi rahatlatmaya çalışmıştım. Haftanın başında onun bir delta benimde narin bir omega olduğumu hesaba katmamıştım tabii, ve şimdi de sözümden dönemezdim. Ona yardım edeceğime dair söz vermiştim.

Ah... Ne kadar iyi bir eşim öyle.

Bugün daha bir iyi gibi görünüyordu. En azından belirgin bir sabah ereksiyonu yoktu ya da kurdu onu zorlamıyordu. Tam olarak uyandığıma emin olduğumda başımı boyun girintisinden çıkarıp saçlarımı okşayan elinin duraksamasına sebep olmuştum. Sakin bir ifade ile tekrar yüzüme bakmaya başladığında elimi çok hafifçe kaldırıp üzerime doğru eğik bir biçimde duran deltamın esmer, pürüzsüz yanağına koymuştum. Baş parmağım olduğu yeri okşarken "Nasıl hissediyorsunuz?" diye sordum kısık sesle. Küçük bir tebessüm bırakıp "İyiyim, sanırım." demişti. Dedikleriyle kaşlarımı çatıp oturur pozisyona geldiğimde yüzümdeki endişeli ifadeyle, irislerinin içine bakmaya başladım. "Sanırım ile ne demek istediniz?" Taehyung'da yüzündeki tebessümü silip yatakta iyice dikleştiğinde "Gguk... Bugün dolunay gecesi." demişti.

Ne?

"Y-yani?" Tedirgin bir biçimde sorduğumda sesim istemsizce titremişti. Taehyung burnundan sıkkınca derin bir nefes verip "Yani... Gidip sürüye eşlik etmem lazım." demişti. "Ama, kızgınlıktasınız. Nasıl sürüyle beraber olmayı düşünüyorsunuz? Hem kral sizi halen Seokyeong'da sanıyor."

𝐿𝑜𝑣𝑒 𝐹𝑟𝑜𝑚 𝑇𝘩𝑒 𝐹𝑢𝑡𝑢𝑟𝑒 & 𝑇𝑎𝑒𝑔𝑔𝑢𝑘Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin