•Chap:1; Tutulma•

21.3K 1.4K 783
                                        

İlk kitabım hayırlı olsun bakalım ve sizi ilk bölümle baş başa bırakıyorum.

Keyifli okumalar diliyorum.

.....

Elimdeki sojudan büyük bir yudum daha aldım. Boğazımdan mideme doğru akan mayhoş tat ile daha da sarhoş olduğumu hissediyordum. Buraya ne zaman geldim veya ne zamandır buradayım hiçbir fikrim yoktu. Zaman kavramı benim için uzun bir süre önce kaybolmuştu. Tek düşündüğüm şey artık yapamıyor, daha fazla dayanamıyor olduğumdu.

Bazen keşke bir alfa veya beta olsaydım diyordum ama ben bu dünyaya kast sistemindeki en düşük seviyeli canlı olarak gelmiştim.

Omega.

Anca isterdim zaten. Her istediğimizde gerçek olmuyordu maalesef...

Sanki bir omega olmam benliğime hakaret değilmiş gibi alfa olacak insanların şerefsizliğini çekiyordum. Bu dünyada sadece doğurgan olduğumuz için yaşayabiliyorduk.

Bugün neden diğer günlerden farklı bir şekilde, parkta bir gölün yanına gelip sabah sabah sarhoş olmuştum onu bile unutacaktım az kalsın, ama dediğim gibi az kalsın. Sesli bir nefes verip, şişeyi tekrar ağzıma götürüp bir yudum daha alarak ağzımı sertçe koluma sildim. Etrafıma bakınıyordum bir yandan da. Her yer oradan oraya koşan çocuklar ve piknik yapmaya çalışan ailelerle doluydu.

Biraz daha etrafa bakarken gözünü elimdeki şişeye dikip, ağzını şapırdatarak içki şişesini izleyen evsiz bir adam gördüm. Saçı başı dağılmış, üzerindeki kıyafetler yırtık, eski ve pisti. Yüzündeki tozlardan suratının şeklini tam olarak anlayamamıştım ama çirkin biriydi işte. Susamış olabileceğini düşündüm. Zaten artık buna ihtiyacım da kalmamıştı çünkü kafam yerinde değildi artık. Elimdeki şişeyi adama doğru uzatıp alması için hafifçe salladım.

Mesajı alan adam oturduğu yerden kalkmadan poposunun üzerinde kayarak yanıma geldi, elimdeki şişeyi alıp kafasına dikerek ağzının kenarından süzülen içeceği koluna sertçe sildi. Uzun bir süredir su içmemiş gibi lıkır lıkır içerek alkolü midesine gönderiyordu evsiz adam.

Sanki anlatsam beni dinleyecek gibi duruyordu, benim de birilerine ihtiyacım vardı; bir dert ortağına. "Benim neyim eksik, neden ben değil de o? Ben Jeon Jungkook'um. Bir alfa için kendimi hiçe saydım. O orospu çocuğu gidip beni dişi bir omega ile aldattı. Zaten işten de atıldım bugün. Neden? Neden bunlar benim başıma geliyor?  Artık daha kötü ne olabilir ki?" Dedim, sanki bütün konuyu biliyormuş gibi direkt yakınmaya başlamıştım. Kafam güzeldi ve ne yaptığımdan ne dediğimden çok da emin değildim.

"Neyden bahsediyorsun  bilmiyorum ama boş ver bu dünyada kimse mutlu mesut bir hayat sürmüyor. Herkesin kendince bir derdi var. Neyse ben biraz kestireceğim." Diyerek sırtındaki eskimiş çantasını sırtından çıkarttığında çantayı yere koyarak kafasını çantanın üzerine bırakıp uyumaya başladı. Ona bakıp sesli bir şekilde nefes bırakıp bakışlarımı çevreye çevirdim. Ve tam da o anda iskeleden göle doğru koşan bir çocuk görmüştüm. Annesinin veya herhangi birisinin birazdan onu uyaracağını umarak bakışlarımı başka taraflara çevirip manzaraya bakmaya devam ettim.

Büyük bir su sesi geldiğinde hızlı bir şekilde kafamı göle çevirip ayağa kalkmıştım. Gölün içinde çırpınan küçük bir çocuk vardı ve göle en yakın ben olduğum için büyük ihtimalle daha kimse çocuğu fark etmemişti. Piknik alanına doğru baktığımda düşüncelerimi doğrular bir şekilde herkes kendi halinde etlerini pişirmeye, yemeğini yemeğe çalışıyordu.

Daha fazla beklemeden "Yardım edin çocuk göle düştü!!! Yardım edin!" diye bağırdıktan sonra göle doğru koşmaya başlamıştım. İskeleden suya hızla atlayarak küçük çocuğa doğru yüzüp suyun içinde çırpınan çocuğu zorlukla yakaladım. Korkmuş çocuğu tek kolumla belinden tutarken iskeleye doğru yüzmeye çalışıyordum. Tam da o anda iskeleden birisi kayıkla bize doğru geliyordu. Çocuğu kollarından tutup kaldırarak kayıkta ki adama verdim.

𝐿𝑜𝑣𝑒 𝐹𝑟𝑜𝑚 𝑇𝘩𝑒 𝐹𝑢𝑡𝑢𝑟𝑒 & 𝑇𝑎𝑒𝑔𝑔𝑢𝑘Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin