•Chap:5; Kurduna Sahip Çık•

7.6K 898 470
                                    

Selamlar!

11.04.23 Kitabı düzenlemeye aldığım için tamamlandı yazısı var. Yavaş yavaş bölümleri yayınlıyorum merak etmeyin. Önümüzde daha çok bölüm var.

Keyifli okumalar.

....

Başını kulağıma yaklaştırıp aramızdaki santimleri de bu şekilde kapatmıştı. Burnun ucunu kulağımın kıkırdak kısmında hissediyordum. Sıcak nefeslerini kulağıma vererek "Amacın ne küçük omega sürekli karşıma çıkarak?.. O iğrenç kokulu feromonu salgılayarak, kurdumu baştan çıkarmaya mı çalışıyorsun? Kurduna sahip çık omega." Feromon kokumun iğrenç olduğunu söyleyerek beni rencide etmeye çalışıyordu aklınca üstelik feromon salgıladığımı da o söyleyince fark etmiştim. Zaten bende onunla karşılaşmayı hiç istemiyordum. O çıkıyordu karşıma sürekli. Kafasını benden uzaklaştırıp yüzünü buruşturarak sanki bir pisliğe dokunuyormuş gibi beni atından aşağıya atmıştı birden.

Dengemi sağlayamadığım için dizlerim ve ellerim üzerine düşmüştüm. Yüzüme sinirli olduğumu belli edecek bir ifade yerleştirip ona döndüğümde bana bir kere bile bakmadan atının yularlarını tutup ilerlemeye başladığı gördüm. Olduğum yerden kalkmadan "Dur!! Bir dakika, dur orada bi'..." dedim sert bir sesle.

Dizlerimin yere sertçe çarpmamla acısından sızlanarak ve büyük çabalarım sonucunda yerden kalkarak ona döndüm. "Bir insanı nasıl böyle çuval gibi fırlatabilirsin?" Yüzüne alaylı bir gülümse koyarak önüne döndü. Tam gideceği zaman atının önüne geçip kollarımı iki yana açarak "Hayır! Bir dakika bekle dedim be!" diye bağırarak gitmesini engelledim. Bütün gücümle bağırmama şaşırarak suratıma bakıp gitmekten vazgeçmiş gibi beni beklemeye başladı. Benim diyeceklerim bitmeden buradan kimse ayrılamazdı. Biliyordum, tek el darbesi ile beni sonsuzluğa kavuşturabilirdi ama karakterim gereği hiçbir zaman altta kalamazdım. İllaki verecek bir cevabım olurdu.

Aniden atın önüne atladığım için canım tekrar acımıştı fakat bunu çaktırmayıp sadece yüzümü buruşturarak acının geçmesini bekledim.

"Kalabalık bir sokakta nasıl dört nala gidersin? Bak bir etrafına! Bak! Bak! İnsanlar yol kenarına kaçmış!" Dedim işaret parmağım ile korkarak bizi izleyen insanları göstererek. "İnsanlar araba- Hayır, yani attan önce gelir. At mı insandan önce gelir!" Dedim son cümlemi bağırarak söylemiştim. Bir deltanın karşısında hangi hayvanın yüreğini yediysem cesaretle sesimi yükseltebiliyordum. Zaten anca sesimi yükseltebilirdim aksi taktirde bir feromon salgılasa bile buradaki herkes diz çökmüş olurdu.

Yüzüne az öncekinden daha büyük alaylı bir gülümse yerleştirerek atını üzerime sürmeye başlamıştı. Atı birden şaha kaldırıp üzerime geldiğinde benden güçlü ve korkmuş bir çığlık kazanmıştı. Attan kaçmak için kendimi yere atarak kollarımı başıma siper etmiştim. Burnundan alaylı bir gülme sesi çıkarıp gitmeden "hah! " gibi bir ses çıkarak beni orada yalnız bıraktı.

İri gözlerimi daha da açıp arkasından "Argh! Orospu çocuğu. Beni yere fırlatıp, hiç bir sikim olmamış gibi gidiyor! Ben mi dedim sürekli karşıma çık diye!!?? Hem! Hem!.. Feromon kokumdan sana ne??!!!'' diyerek son cümlemi avazım çıktığı kadar bağırarak söylemiştim.

Köylüler gösterinin bittiğini anlayıp o gittikten sonra hemen dağılmaya başlamışlardı. Yere bağdaş kurarak oturup düşünmeye başlamıştım. Bu deltayla sürekli karşılaşıyorduk üstelik karşılaşmalarımız hiçte mutlu sonla bitmiyordu. Zaten o evsiz adamı da kaçırmışım. Yere fırlatıldığım içinde her yerim ağrıyordu.

Dişi bir beta hemen aceleyle yanıma gelip "Küçük Bey bırakın gitsin!" dedi sesi üzgün ve endişeliydi. Hemen ona döndüm. "Polis... Hayır... Zabıta yok mu? Zabıtayı çağırın böyle herifleri dakikasında yakalamaları lazım." Kadın aniden bana dönüp koluma şaplak atmıştı. Tokadın etkisi ile kadına bakıp "Ne yapıyorsun ya!!" dedim.

𝐿𝑜𝑣𝑒 𝐹𝑟𝑜𝑚 𝑇𝘩𝑒 𝐹𝑢𝑡𝑢𝑟𝑒 & 𝑇𝑎𝑒𝑔𝑔𝑢𝑘Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin