"Senin canını sıkan bir şey mi var gülüm?"Dedi Onur.
"Benim canımı kim sıkabilir?"Diye takıldım ona.
Cerenin evinde o kızı gördükten sonra sol tarafımda ki ağrıyla beraber kahvaltı için ilk defa geldiğimiz deniz kenarı bir yere oturmuştuk.Aklımdan Ceren'i çıkarabilirsem kahvaltı yapabilecektim ama olmuyordu.Ne aklımdan nede kalbimden çıkarabiliyordum onu.Gerçi çıkarmakta istemiyordum zaten.Onu sevmek güzeldi.Onu sevmeyi seviyordum.
Geçenlerde düşünmüştüm.Eğer Ceren'e hissettiğim duygular aşk ise diğerleri neydi?Çocukça şeyler mi?Ya da ufak hoşlantılar mı?
Tam olarak bilmiyordum ama emin olduğum tek bir şey vardı.Ben Ceren'in her zerresine aşıktım.Biraz biraz her zaman her zerresine...
Bu seferde Nazlı'nın sesiyle ayrıldım düşüncelerimden.
"Esma iki dakika benimle gelir misin?"
Kafamı salladım ve ayağa kalktım.Onlardan biraz uzaklaştıktan sonra ne oldu der gibi baktım yüzüne.
"Ceren gelmedi diye mi asık yüzün?Başka bir şey mi oldu?"
Anlatmak istiyordum.Öylede yaptım.
"Ceren'i çağırmaya gittim.Odasının kapısını tıklattım içeriden gülüşme sesleri geliyordu.İçeri girdiğimde bir kız ile yatakta oturuyordu.Ne kadar arkadaşı olduğunu bilsem de -Elimle kalbimi gösterdim-Buram acıyor."
Hala kalbimin üstün de olan elimin üstüne elini koydu.
"Zamanla geçiyor demek isterdim ama pek öyle olmuyor.Bu konuda bir tavsiyem yok.Aşk...Aşk hakkında verecek pek tavsiyem yok aslında.Ama yine de anlat sen bana.Ortak bir yol buluruz üzülme sen."
Dedi ve bana sarıldı.O sırada Uzay tok sesiyle bağırmıştı.
"Hey!Bizsiz neden sarılıyorsunuz?Beni de bekleyin."
Dedi ve bize doğru koşmaya başladı.Ardından Başak ve Onurda koşmaya başladı bize doğru.
Hepsi birden sarılınca ufak bir sendeledim ama onlardan tutunarak kalktım.Şu anki durumu özetliyordu aslında.Ceren yüzünden hafif sendelemiştim ama onlardan güç alarak kalkmıştım.Her zaman ki gibi...
Biraz daha oturup kahvaltı ettikten sonra Onur işi olduğunu söyledi.Hepimiz işinin ne olduğunu tahmin ettiğimizden suratımız asılmıştı.Özellikle Nazlı'nın.Yine gözleri dolmuş anlaşılmasın diye yere bakıyordu.Onurun seslenmesiyle kafasını kaldırdı.
"Eee şey Nazlı.Benimle gelir misin?Hem seni evine bırakırım."
Yemin ederim Nazlının gözlerinin parıldadığını gördüm.
"Gelirim.Olur."Dedi ve ayağa kalktı.
O sırada Uzayda ayaklandı.
"Ben de gideyim.Dedem çağırmıştı da."
Onlara el salladıktan sonra Karşımda oturan Başak'a döndüm.Denize bakıyordu gri gözleriyle.Onunda suratı asıktı.Bu aralar hep böyleydi ama ağzından tek bir laf bile alamamıştım.Biraz zorlasam bir şey olmazdı herhalde.
"Sevdiğin kişi seni çok üzüyor galiba?"Dedim ve bir şey demesini bekledim.
"Evet.Haddinden fazla üzüyor hemde."Dedi gözlerini denizden ayırmadan.
"Kim olduğunu ne zaman söyleyeceksin?"
"Beni sevmesi imkansız.Bu yüzden söylemeyeceğim."
Ne kadarda benim hikayeme benziyordu.Ama benim içimde yinede bir umut vardı.Bu umut onda yoktu.Bu umudun herkeste olması lazımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki Bir gün (gxg)
Teen Fiction"Bana kendimi değerli hissettiriyorsun." "Sana kendini daha çok değerli hissettireceğim." Aldatıldığım çocuktan mesaj beklerken hayatıma giren kız ile belki de ondan son mesaj bekleyişlerimdi.