Cerenlerin evinin önüne geldiğimde durdum.üstümü başımı biraz düzelttim ve içimde ki çocuksu heyecanla çaldım kapıyı.Haberi yoktu geleceğimden bu yüzden biraz daha heyecanlıydım.Bir de dün ona gitar çaldığımdan beri hiç konuşmamıştık.Ben anın büyüsünün bozulmasını istemediğimden bir şey yazmamıştım o neden yazmadı bilmiyordum.Anlayacağınız biraz da meraklıydım.
1-2 dakika bekledikten sonra ayak sesleri duydum ardından kapı açılmıştı.Karşımda Tebessüm teyze vardı.Yaşına göre fazla genç durması onu daha da güzel bir kadın yapıyordu.Cerenin annesini görmemiştim ama muhtemelen annesine benziyordu Ceren.
"Hoş geldin kızım."
"Hoş buldum Tebessüm teyze."Etrafa bakındım biraz Ceren gözükmüyordu.Odasında olmalı diye düşündüm.
"Eee şey Ceren odasında mı acaba dışarı çıkaracaktım da onu?"
"Evet odasında kızım."
Ona teşekkür edip yukarıya doğru adımlamaya başladım.Cerenin odası olduğunu düşündüğüm odanın kapısına tıklattım.İçeriden gel diye bir ses gelinde kulpu aşağı indirip kapı arasından Cerene baktım.
"Gelebilir miyim?Müsait misin?"
"Müsaitim gelebilirsin."
Böyle söyleyince içeri girip kapıyı kapattım.Ağlıyordu.İçimde bir yerler o kadar fazla acımıştı ki anlatamam.Sanki sanki kalbimi paramparça ediyorlar gibi.Sanki kalbim bir bardakmışta onu yere atmışlar gibi.Nasıl tarif edilir bilemiyordum.
"Zamanlamana hayran kaldığımı belirtmeliyim.Gözlerine ve özellikle de sana ihtiyacım var."Dedi yatağının üstüne göz yaşlarını silerek.
"Zamanlamam iyidir.O zaman sana kendini değerli hissettirmem lazım değil mi?"
"Bunu daha sonraya bırakabiliriz.Neden geldin bir şey mi oldu?"Dedi yatağın boş kısmına elini vurarak.Otur demek istiyordu.Oturdum bende.
"Seni özledim ondan geldim.Ayrıca bir dakika bana bakma gözlerimi senin için hazırlayacağım.Sana güzel gözükmelerini istiyorum."
"Her şekilde çok güzeller anneminkiler gibi...Hazırlamana gerek yok ama sen bilirsin.
Kafa sallayıp gözlerimi kapattım.Ve aklıma annemi ve babamı dans ederken gördüğüm günü getirdim.Nedense çok küçük olmama rağmen aklımdan çıkmıyordu o gün.Ve istemsizce o günü düşünüp üzgün olsam da kendimi mutlu hissediyordum.Eğer mutlu olursam gözlerimde parlar diye düşündüğümden biraz gözlerim kapalı kaldım.
Gerçi o ağlarken ne kadar mutlu olabilirdim ki?
Biraz sonra açtım gözlerimi beni izliyordu.Şaşırmamıştım bende ona bakardım dibinde oturuyordum sonuçta.
"Elalarınız için mavilerimi hazırladım efendim."Dedim ve gözlerine diktim gözlerimi.Hafifçe kıkırdadı ve bakmaya başladı biraz daha yaklaşarak gözlerime.Ardından konuşmaya başladı.
"Yüzüne dokunabilir miyim?"
O kadar beklemiyordum ki bunu şaşırmıştım ama tabii ki kafamı salladım.Ve tabii ki çoğu insan gibi yüzüne dokunulmasından hoşlanmıyordum.Ama o Cerendi.Ben ise ona aşık olan muhtemelen onun gözünden yakın arkadaşı olarak gördüğü bir kızdım.Ama kimse kimseyi zorla sevmezdi.Zaten o kadar basit bir duygu olmamalıydı sevmek.
Elini önce saçlarıma götürdü istemsizce kapattım gözlerimi.O dokununca içimde bir yerler öyle mutlu olmuştu ki bir süre bu mutlulukla yaşayabilirdim..
Ardından kaşlarımda gezdirdi narin parmaklarını.Sonra yanağımı okşadı biraz,sonra burnum ve dudaklarımda gezdi parmakları.Eline öpücük kondurmamak için çok fazla direndim gerçekten çok fazla...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki Bir gün (gxg)
Teen Fiction"Bana kendimi değerli hissettiriyorsun." "Sana kendini daha çok değerli hissettireceğim." Aldatıldığım çocuktan mesaj beklerken hayatıma giren kız ile belki de ondan son mesaj bekleyişlerimdi.