Bölüm 2 - BARIŞ FESTİVALİ (2)

3.7K 697 394
                                    

Barış Festivalleri yine en son kurt adamların gelmesi ile başlamıştı artık. Ortaya bir eğlence alanı kurulmuştu ve her ırktan bir kaç kişi toplanıp, gösteri veriyordu. En son deniz kızlarının sırası gelmişti. Sahneye çıktılar ve su ile harika bir gösteri yaptılar.

Bu sırada Cadı Kral Numenha ayağa kalktı ve alkışladı bu gösteriyi -aynı zamanda Denizin Kraliçesi Sodille'de cadıları alkışlamıştı onların sırasında-

Gösteriyi çok dikkatlice takip ediyordu Büyücü Garlok. İçinden şöyle bir düşünce geçirdi:

"Bu cadı ve deniz kızları ilginç bir birliktelik içindeler son bir yıldır. Çok garip, cadılar normalde kendi ırkından başka bir ırkla bu kadar samimi olmazdı."

Gösteriyi Garlok kadar dikkatlice takip eden iki kişi daha vardı. Bunlar Kurt Sürüsü'nden Hemus ve Vampir Kraliyeti'nden Silverya idiler. İlk defa krallıklarından dışarı çıkmışlardı ve kendilerinden farklı olarak ırkları görmek, tanımak onlara çok güzel bir duygu yaşatıyordu.

Hemus âdeta ne yapacağını bilemez olmuştu. Yerinde durmak istemiyordu. Önce dikkatlice etrafı inceledi sonra ayağa kalkıp farklı ırklardan kişilerle konuşmak istedi lakin buna cesaret edemedi. İçinden:

"Keşke gerçek bir kurt kadar özgüvene sahip olsam..." diye geçirdi.

Ardından başını karşı masalara çevirdi. Vampirler onun bir hayli dikkatini çekmişti. Sonuçta yıllardır en azılı düşmanları olarak görüyorlardı -En azından bazı kurtlar hâlâ böyle düşünüyordu-

Hemus, vampir masalarında bir kız ve kralın karşılıklı gülüştüğünü gördü, bir an dikkatini toplayamadı ve onlara bakarken dalıp gitti.

Şüphesiz bu kız Silverya idi. Silverya'nın babası Sebastian, kızının şaşkınlığını koruyamayışına, bu festivalde bulunduğu için çok sevinmesine tabi ki anlayış gösteriyordu. Onun elinden tuttu ve Deniz Kızlarının Kraliçesi olan Sodille'nin yanına götürdü. Ardından selam verdi ve:

"Bugün yine çok güzelsiniz Kraliçem. Bakın, bu kızım Silverya. Doğrusu size çok hayran kaldı bu gece."

Sodille kıza baktı ve:

"Sen ne kadar da güzelsin... Biliyor musun ben de ilk festivalimde çok heyecanlıydım, her ırkı tanımaya çalışan bir kızdım. Ama zaman içinde heyecanım söndü. Umarım senin heyecanın hep seninle beraber olur!" dedi.

Silverya bu iyi dileklere teşekkür edercesine eğildi ve masasına döndü. Bu sırada da Vampir Kral ve Deniz'in Kraliçesi aralarında bir şeyler konuştular.

Kurt Sürüsünden Hemus ise ailesinin bulunduğu yerden hiç ayrılmamıştı, babası özellikle de vampirlerden uzak durması için ona birçok nasihatte bulunmuştu. Fakat doğrusu bu durum onu çok bunaltmıştı.

Gençti, kendi çapında yakışıklıydı ama deniz kızlarıyla konuşmuyor, miya kızlarına selam veremiyor ve vampirlerden de uzak durması gerekiyordu. Bir anda buraya gelmeden bir çok şey araştırdığı aklına geldi, bir çok ırk hakkında çok fazla bilgi ögrenmişti ama miyalar onun çok dikkatini çekiyordu. Kitaplarında onlardan hiç bahsedilmemişti. Yanındaki annesine seslendi:

"Kraliçem bu miya halkı, onların özelliklerinden bahseder misiniz? Neredeyse her ırkı araştırdım. Vampirler çok hızlı ve çevikler, ayrıca ateş onlara çok büyük hasar veriyor. Deniz Kızları su ile çeşitli etkileşimlerde bulunabiliyor. Cadılar bildiğimiz üzere büyü ile uğraşıyorlar. Fakat miyalar, onlar ne yaparlar ?"

Annesi Rovesa güldü, oğlunun merakı hoşuna gitmişti. "Onlar..." diye söze başladı. Ve devam etti:

"Onlar uyudukları vakit geçmişi görürler fakat değiştiremezler. Sadece geçmiş hakkında hepimizden daha çok şey bildikleri kesin."

Hemus şaşıp kalmıştı, yerinden doğruldu ve biraz dolaşmak için izin istedi.

Ayağa kalktığında zaman içinde bir miya ile tanışma isteği belirdi, bu doğrultuda birkaç miya kızının bulunduğu, Derin Orman'ın girişine doğru yol aldı.

Miya kızları kendilerine doğru gelen kurt çocuğu görünce yüzlerini astılar ve Hemus geldiğinde ellerindeki yiyecekleri bir kenara fırlatıp:

"Haydi köpek, git şu parçaları bize getir(!)" diye alaycı bir ifadeyle dalga geçtiler.

Hemus'un morali bozulmuştu, o sadece merakını gidermek için birkaç soru sormak istemişti. Ama aynı zamanda miya kızlarına oldukça sinirliydi. Bunun sonucunda Hemus, kurt formuna geçti ve korkunç dişleri ile miya kızlarının yiyeceklerini onların gözleri önünde tek lokmada yedi.
Bu durum karşısında korkan miyalar oradan uzaklaştı.

Hemus kahkaha atmaya başladı, şimdi bozulan morali iyileşmiş, keyfi yerine gelmişti. Ardından önünde yazan tabelayı gördü. Tabelada aynen şu yazıyordu.

"Buradan sonrası Derin Orman. Asla ama asla girmeyin!
Ek Not: Eğer ormanda kaybolursanız size yardım edemeyiz, yani tek başınasınız. Şimdi karar sizin."

Hemus, Derin Orman hakkında birçok efsane duymuştu ve bunlar onun merakını oldukça arttırmıştı. İçinden:

"Acaba bugün bir çılgınlık yapmanın zamanı gelmiş midir?" diye düşündü.

SONSUZLUK KRİSTALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin