Bölüm 10 - YOLUN SONU

1K 281 250
                                    

Andrew çok telaşlanmıştı. Bu sırada tüm ekip aşağıya indiler. Hemus sinirden gülüyordu bu sefer, Andrew'e baktı ve :

"Yol boyunca birbirimizle uğraştık, şimdi ise omuz omuza, mertçe öleceğiz. Yaşam ne garip öyle değil mi?"

Andrew'de güldü bu sefer. Ve:

"Aynen öyle genç kurt..."

Vampir Kral Sebastian atıldı bu sefer:

"Sizi bilmem ama ben oğlumu bulmuşken huzur içinde ölebilirim artık."

Elvis uzaklardan gerile gerile yürüyordu. Ardından uzaktan bağırarak söze başladı:

"Uzun zamandır bu ânı hayal ediyordum. Büyük savaştan yıllar geçti ama size olan nefretimden hiçbir şey eksilmedi. Beni kaç yıl bu diyarda yalnız başıma bıraktınız. Ama sonunda büyük bir orduya sahip oldum. Bir gün, bu günün geleceğini sen de benim gibi çok iyi biliyordun değil mi Garlok? İşte beklediğimiz gün geldi. Karanlık yeniden yükselecek, siz burada can verirken, Slador bu diyara yeniden hükmedecek! Bir av gibi ayağıma kadar geldiniz. Biliyor musun genç kurt, seni iyi ki Derin Orman'da öldürmemişim. Sen olmasaydın, Garlok Kuzey'e kadar gelmeye cürret bile edemezdi. Bu yüzden senin yerin ben de ayrı kalacaktır."

Hemus sinirden elini sıkıyordu. Sinirinden dolayı Elvis'in üstüne doğru koşacaktı yalnız Garlok,Hemus'u kolundan tuttu. Çünkü Elvis'in yanında çok sayıda birlik vardı. Ardından söze başladı:

"Biz bugün burada can versek dâhi, Slador bir daha bu diyardan adımını içeri atamayacak! Hatırlatırım ki kristal hâla Hayalet Kral'da."

Bunun üzerine Elvis bir kahkaha attı. Ve:

"Benim bu kadar aptal olduğumu mu düşünüyorsun Garlok. Sen epey bir yaşlanmışsın anladığım kadarıyla çünkü onun da bir hâl çaresine baktım bile. Slador efendimiz geri dönecek! Tabii siz bu günleri göremeyeceksiniz. Neyse bugünlük bu kadar yeter, ilk kimden başlıyoruz öldürmeye?"

Kuzey Yoldaşlığının hiç birinden ses çıkmadı. Hepsi umutsuzca ölmeyi bekliyorlardı artık.

"Öyle ise sıradan başlayacağız. Gel bakalım genç kurt. Seninle yarım kalmış bir meselemiz vardı." dedi Elvis.

Bunun üzerine "Hayır! İlk önce beni öldür!" dedi Andrew.

Hemus şaşkın şaşkın Andrew'e bakıyordu. Hemus "Yapma!" demeye kalmadan, Andrew hızlı adımlarla Elvis'in yanına doğru gitti.

"Pekala" dedi Elvis. "İlk kurbanımız bir cadı. Bu oyun çok eğlenceli olacak."

Ardından Andrew, Elvis'in yanına doğru giderken bir büyü yaptı hemen. Elvis yere düştü. Bunun verdiği cesaretle Kuzey Yoldaşlığı'da havaya girdi ve Elvis'in tüm ordusuyla savaşmaya başladılar.

Vampir Kral ve oğlu hızlarıyla bir kaç birliği yok etmişti bile, Garlok ise büyüleriyle büyük hasarlar veriyordu. Lakin Elvis'in ordusu çok kalabalıktı. Ne kadar her biri savaş alanında çok kabiliyetli olsalar da, Elvis'in ordusunu durdurmak imkansız gibi gözüküyordu.

Elvis siniriyle beraber yerden kalktı ve Andrew'e doğru koştu. Bu sırada Andrew, sekiz kişiyle daha savaşıyordu. Elvis, belindeki hançeri çıkardı ve Andrew'i arkasından bıçakladı.

Bunu gören Hemus, o tarada doğru koşmaya başladı. Ve tüm kurt gücüyle Elvis'e doğru ilerliyordu. Elvis yanındaki birliklere :

"Bizi yalnız bırakın, bizim meselemiz baş başa çözülecek. Siz diğerlerinin icabına bakın." dedi.

Hemus çok sinirliydi. Var olan tüm gücüyle Elvis'e doğru atladı lakin Elvis kolunu kaldırmasıyla birlikte Hemus'u yere yapıştırdı. Hemus'un kafasında büyük bir kanama vardı.

"Ne yani, tek yapabileceğin bu muydu?" dedi Elvis.

Bu sırada Garlok'un başı çok kalabalıktı. O yüzden Hemus'un yanına gidemiyordu.

Elvis kanlı hançerini Hemus'un kalbine dokundurdu. Ve:

"Yolun sonu geldi ufak kurt" dedi.

İşte bu sırada Güney Tepe'de Hayalet Kral ve ordusu belirdi. Hayalet Kral "İleri!" diye bağırınca tüm ordusuyla beraber saldırıya geçti.

Elvis'in kısa süreli şoku beraberinde, Hemus bu saldırıdan kazandığı süreyle Elvis'e bir yumruk attı ve Elvis buzun üstünde kayarak yere düştü. Elvis'in yanındaki birlikler onu kaldırdılar ve:

"Efendim! Çok kalabalıklar. Yuvaya dönmeniz gerek, biz yeterli süreyi kazanırız, siz kaçın" dediler. Ve Elvis bir anda yok oldu.

Kısa sürede Hayalet Kralın karşı saldırısıyla Elvis'in orduları perişan olmuşlardı.

Hemus'un da kafasında ileri derece bir yarık oluşmuştu lakin o bunu umursamıyordu. Var olan tüm gücüyle yerde yatan Cadı Andrew'in yanına gitti. Andrew Hemus'u görünce gülümsedi ve:

"Son kez seni gördüğüme sevindim genç kurt. Ölümü hiç bu kadar yakınımda hissetmemiştim. Fakat bunlar önemsiz şeyler." dedi.

"Hayır! Ölmeyeceksin" dedi Hemus gözyaşları beraberinde.

"Daha son sözümü bitirmedim genç kurt." dedi Andrew ve "Bunca zaman sana inanmadığım için beni affet. Ben bu süreçte sana kötü davrandığım için çok üzgünüm, umarım beni affedersin genç kurt ve hep böyle genç kalırsın...Yaşam ne garip öyle değil mi?" dedi ve gözleri yavaşça gitmeye başladı.

Hemus kollarında ölen Andrew'i görünce "Söz veriyorum bunun intikamını senden alacağım Elvis!" diye bağırdı. Ardından gözyaşları beraberinde kendi elleri ile Andrew'in gözlerini kapattı.

Vampir Kral'ın her yeri kesikler içindeydi. Garlok ise çok yorgun düşmüştü. Yavaş adımlarla Hayalet Kral'ın yanına gitti. Ve:

"Nasıl...Nasıl buldunuz bizi?" dedi kısık sesiyle.

Hayalet Kral'da cevap verdi:

"Kuzey'den bir büyü hissetti Cadı Kral Numenha. Biz de başınız dertte zannettik ve öyle de çıktı. Sesi yankılanan bir büyüydü. Kısa sürede bir ordu topladım ve büyünün yapıldığı yerin biraz ilerisinde sizleri bulduk, sahi o büyü neydi Garlok?"

"Cadılardan biri, genç kurt ile kavga etmişti. Ahmaklar diye azarladım ikisini de. Halbusu ki bizi kurtaran o büyü oldu..." dedi Garlok.

Bu sırada Hayalet Kral Gost, Hemus'un kollarında ki ölü cadıyı gördü. İçi ezilmişti.

"İki cadı da hayatını kaybetti bu uğurda" dedi Garlok.

Ardından devam etti: "Büyük sorunlarımız var Gost! Sen bizim için artık çok daha değerlisin. Elvis, Slador hakkında planlar yapıyor. Ama eminim ki kristalsiz bu planların hepsi birer çöp niteliği taşıyor. O yüzden kristale sahip çıkmalıyız. Elvis kısa sürede bu kadar ordu topladıysa bunun devamı da var demektir. Ayrıca bu ordu, eskisi gibi eğitimsiz değildi. Çok güçlüler... Anlaşılan krallıkta savaş başlıyor. Ve Elvis büyük oyunlar peşinde..."

"O zaman biz de oyunu kurallarına göre oynarız." dedi Hayalet Kral. Ardından bağırdı :

"Kayıplarımız için!
Krallığımız için!
Özgürlüğümüz için!"

Tüm ordusu, onu tekrar etti.

~~~~~~~~~~~~~~
Ve bir bölüm sonu daha... Yorumlarınızı çok merak ediyorum ve hepsini okuyacağımdan emin olabilirsiniz. Lütfen bölümü beğendiyseniz oylarınızı eksik etmeyin. Görüşmek dileğiyle...


SONSUZLUK KRİSTALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin